58'incisi düzenlenen Antalya Altın Portakal Film Festivali, Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin ev sahipliğinde yapıldı.
Sanatçıların da elbette bir siyasi görüşü olur. Ama bu görüşü, toplumu ayrıştırıcı değil birleştirici olmalıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bir süre önce “Az önce Orhan Baba'yla konuşuyorduk. Sigara içmedim diyor, ben de hayatımda hiç içmedim. Mesela sigara, alkol, uyuşturucu gibi maddelere karşı sizin göstereceğiniz davranış çok etkili oluyor. Yine hayvanlara yönelik şiddete yönelik gösterdiğiniz duyarlılıkla bu yönde hızlı ve etkili adımlar atılmasını sağlayabiliyorsunuz. Tüm bunlar sizlerin sorumluluğunun ağırlığını gösteriyor. Daima yanınızda yer alacağımı bilmenizi istiyorum.” demişti.
58’incisi düzenlenen Antalya Altın Portakal Film Festivali, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde yapıldı. (Burada dikkat çekmek istediğim ise Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla gerçekleşmesi!)
Festivalde en İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nün sahibi olan Nihal Yalçın'ın oynadığı Zuhal filminin Yönetmeni Nazlı Elif Durlu, filmle ilgili “Evde de, sokakta da, okulda da, iş yerinde de bir kadına bir erkeğe olduğundan farklı yaklaşılıyor. Bir erkek çok daha kolay bir şekilde kendini ortaya koyabiliyor. Kadınlar susturuluyor, görünmez olarak büyütülüyor. Görünmenin tehlikeli olduğunu hissediyoruz. Göründüğün anda cezayla karşılaşma ihtimalin var. Ve film yapmak da kendini ortaya koymak demek. Bunun cesaretlendirilmesi çok daha erken yaşta başlayan bir şey ”dedi.
Hep aynı tantana…
En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nün sahibi Nihal Yalçın ise ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ diyerek görevini tamamladı.
Feshedilen İstanbul Sözleşmesi uygulandığı yıllar boyunca şiddeti önleyemedi.
Denildiği gibi, Türkiye’nin mevcut iç hukukunun kadına yönelik şiddetle mücadele etmeye yetmesi durumunun hiçe sayılması Nihal Yalçın gibi isimlerin çok da kadın haklarını düşünmediğini gösteriyor.
Az önce dikkat çektiğim gibi Nihal Yalçın, bu siyasi tavrı Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla gerçekleşen bir festivalde yaptı.
Nihal Yalçın'ın ödül aldığı sırada Sanatçı Tamer Karadağlı, gösterdiği tavırla ilgili yaptığı açıklamada "Ben hiçbir terbiyesizlik yapmadım. Dönüp bana 'sus mu diyorsun' dedi. Ben de hayır ödülünüzü alın onunla konuşun dedim. Çünkü zafer konuşmaları ödülle yapılır. Kendi meslektaşlarını aşağılaması benim hoşuma gitmedi. Organize bir şekilde linç girişimi var” dedi.
Aslında şaşırtıcı değil ama Tamer Karadağlı, Yalçın’ın Selahattin Demirtaş'a özgürlük' falan demesi karşısında PKK terör örgütlerine şiddetle karşı olduğunu vurguladı.
Ödül töreni sonrası sosyal medya hesabından paylaşım yapan Nihal Yalçın, "Lütfen Tamer'in önüme geçmesine izin vermeyin. Bu gece benim gecem" dedi. Aslında Tamer Karadağlı olmasaydı, birçok kişi ödül aldığını bile duymayacaktı.
Karadağlı’nın “Öcalan'ın terörist başı olduğunu söyleyebiliyor musunuz?” sorusuna asla cevap da vermeyecek.
Nihal Yalçın'a bir soru da benden gelsin.
Terör örgütü PKK’nın dağa kaçırarak terörist yaptığı ve tecavüz ettiği genç kızlar için de bir filmde yer alır mısın?