Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçtiğimiz hafta Diyarbakır'da verdiği mesajlar sadece Doğu ve Güneydoğu'da AK Parti'ye yönelik ilginin artmasına yol açmakla kalmadı aynı zamanda iç siyasette de taşların yerinden oynamasına neden oldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz hafta Diyarbakır’da verdiği mesajlar sadece Doğu ve Güneydoğu’da AK Parti’ye yönelik ilginin artmasına yol açmakla kalmadı aynı zamanda iç siyasette de taşların yerinden oynamasına neden oldu.
Kimi kesimlerin beklentisinin aksine Erdoğan’ın açıklamaları, Cumhur İttifakı’nda ciddi denilebilecek herhangi bir tartışma yaratmazken asıl kırılma Millet İttifakı cephesinde yaşandı.
MHP lideri Devlet Bahçeli, Salı günkü Grup Toplantısı’nda Cumhur İttifakı'nın dünden daha güçlü şekilde ayakta olduğunu belirterek, "Akıllarınca ittifakımızda çatlak arayanlar, her konuyu çarpıtanlar, nal toplamaya devam edeceklerdir” sözleriyle bazı kesimlerin beklentilerini boşa çıkarırken HDP ile Millet İttifakı arasındaki tartışmalar sertleşti.
Millet İttifakı’nın öncü partisi CHP’nin, terörle bağlantısı nedeniyle aleni olarak nikah kıymakta ayak dirediği HDP, “Resmi nikah yoksa bu ilişki biter” mealindeki tepkisini yeniden yüksek sesle dillendirmeye başladı.
Eş zamanlı olarak aynı cephede Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının kim olacağı tartışmaları da alevlendi.
Erdoğan karşıtlığı üzerinden birbirine yamalanan muhalefet cephesindeki bu karışıklığın nedeni, siyasi yaklaşımlarındaki herhangi bir farklılaşmadan değil, Erdoğan’ın Diyarbakır ziyaretinin taşları yerinden oynatmasından kaynaklanıyor.
Bu ziyaret, 2019’daki yerel seçimlerde alınan sonuçların verdiği motivasyonla ve Kürtlerin önemli bir kısmının oylarıyla iktidarı ele geçirme hesapları yapan muhalefet cephesinin planları çomak sokmuş gibi görünüyor.
Muhalefet cephesinin, AK Parti’nin “Kürt yaklaşımlarına” ilişkin iki ayrı aks üzerinden yol almaya çalıştığını söylemek mümkün.
Birincisi Erdoğan’ın “Kürt düşmanlığı” iddiası üzerinden Doğu ve Güneydoğu’da AK Parti’nin oylarını geriletmek.
İkincisi ise AK Parti’nin “Kürt yaklaşımları” üzerinden MHP ile arasını açmaya çalışmak.
Yukarıda belirttiğimiz gibi Bahçeli, Salı günü yaptığı açıklamayla muhalefet cephesinin bu ikinci planını önemli ölçüde suya düşürdü.
O nedenle muhalefet cephesi, AK Parti’nin Doğu ve Güneydoğu’da oylarını arttırmanın önüne geçme stratejisine oynuyor.
Bunun için de Erdoğan’ın Diyarbakır ziyareti ve bu ziyarette verilen mesajların boşa çıkartılmasına çalışılıyor.
PKK ve HDP ile AK Parti’nin Doğu ve Güneydoğu’daki oylarına göz diken DEVA ve Gelecek Partisi’nden yapılan açıklamalar bu yönde.
Ancak bölgeden yansıyanlar, Erdoğan’ın ziyaretinin ve açıklamalarının Kürtler arasında ciddi derecede hoşnutluk yarattığı, AK Parti’den kopan bazı kesimlerin yeniden partilerine dönüş eğiliminde olduğu hatta bu yaklaşımın sürdürülmesi halinde AK Parti’nin Doğu ve Güneydoğu’daki oylarını en yüksek seviyeye çıkarabileceğini gösteriyor.
Yani Erdoğan’ın Diyarbakır ziyaretiyle yakaladığı olumlu havanın sürdürülmesi halinde, 2023 seçimlerine kadar AK Parti’nin, yarısı HDP’den yarısı diğer partilere giden oylardan olmak üzere yüzde 3.5-4 oranında oy artışı sağlayabileceği belirtiliyor ki bu oran Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın rahatlıkla yeniden seçileceğine işaret ediyor.
Tüm bu hesaplar işin siyaset ve seçim boyutları ile ilgili.
Konunun bir de Kürtlerin, devletleri olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni sahiplenmesi boyutu var ki bu çok daha önemli.
Önemle vurgulamak gerekir ki, Kürt toplumu ile devlet arasına nifak sokma ve bunun üzerinden Türkiye’yi zayıflatma planlarının bir aparatı olarak kullanılan PKK ve HDP’nin, Kürtlere zerk etmeye çalıştıkları zehrin panzehiri, Erdoğan’ın Diyarbakır ziyaretiyle gösterdiği yaklaşımdır.
O nedenle PKK ve HDP, ellerinde az oranda kalmış bu zehri yok etme endişesi duymaları nedeniyle Erdoğan’ın bu ziyaretini boşa çıkarmak için ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar.
Dile getirmeye çalıştığımız gibi bu ziyaretin bir boyutu seçim ve siyaset meseleleriyse de en önemli boyutu ülkenin birliği ve bütünlüğü, huzur ve güvenliği ile Kürtlerin devletleriyle olan bağlarının güçlendirilmesi meselesidir.
Bu anlamda Erdoğan’ın son Diyarbakır ziyareti ilk yönüyle AK Parti oylarının artmasına vesile olma ihtimalinin yanı sıra Kürt toplumunun Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile bağlarını da daha da güçlendirecektir.