Futbolumuz üzerine konuşulacak pek de bir şeyler kalmadığının net belli olduğu günler yaşıyoruz.
Futbolumuz üzerine konuşulacak pek de bir şeyler kalmadığının net belli olduğu günler yaşıyoruz. Öyle ya; EURO 2020’de yaşadıklarımız ortada. Uluslararası bu kupada nereden nereye geldiğimizle ilgili yaşadıklarımız hala belleklerimizden silinmedi.
Geçtiğimiz haftalarda “Takıntı sorunu mu” başlıklı yazımda şöyle yorumlar yapmıştım..
“EURO 2020 Şampiyonası’nda, Grubumuzda sıfır puanla sonuncuyduk. 8 gol yemiş,
1 gol atabilmiş, gruptan çıkamamıştık. Matematiksel hesapları bile yalanlarcasına grup sonuncu olarak turnuva dışı kalmıştık. UEFA 2020 elemelerinin en zayıf, hayal kırıklığı yaratan takımı olarak da “nam salmamız” üzüntülerimizin üzerine tuz-biber ekmişti, durumumuz oldukça endişe vericiydi”.
Tüm bunları yazmıştık ama bu yaşadığımız “futbol travması” ile ilgili sorumlulardan başta TFF olmak üzere, Ulusal Futbol Takımlarımız Teknik Sorumlusu Şenol Güneş’ten de uzun süre pek ses çıkmamıştı. Neden sonra, basın toplantısı yapma girişimi ortaya çıktı ve geçtiğimiz hafta bu basın toplantısı için Şenol Güneş basın mensupları karşısına çıkıverdi. Merak edilen birkaç önemli konuya yanıtlar buluruz düşüncesiyle toplantıya katılan gazeteci, yorumcu birçok basın mensubu, toplantıdan bekledikleri hiçbir sorunun yanıtını alamadılar.
Kesin ve çok net olarak, söylemlerin zirvesine yerleşen yorumların en başındakiler şöyle idi; “Şenol Güneş’e bir haller olmuş” şeklindeydi. EURO 2020 hezimeti sonrasındaki basın toplantısında takındıği tavrında hiçbir farklılık yoktu. “Ben sizlere hesap vermek zorunda değilim” tavrından en ufak bir değişiklik yapmamıştı. Hatalerına sahip çıkamadığı gibi yaşanan bu durumla ilgili hiçbir açıklama da yapamadı. “Daha iyi olacağız, yapacağız” gibi derinliği olmayan ve pek de güven vermeyen açıklamalarının yanı sıra, durum analizlerine pek de tedirgin yanıtlarla karşılık verebildi.
Toplantı neredeyse, Şenol Güneş ile TRT Spor adına toplantıya akredite olan eski Milli Futbolcu Tümer Metin arasında oluşan tartışma şeklinde geçti. Tümer Metin’in toplantıda soru sorma tavrı pek de doğru olmadığı gibi, Şenol Güneş’in gerginliğe neden olan “Sen buraya yorumcu olarak mı yoksa gazeteci olarak mı geldin” tepkisindeki tavrı her ikisine de yakışmamıştı. Bu karşılıklı dıyaloglar Şenol Güneş’in yaptığı toplantıdan akılda kalan tek şeydi.
Şu an belli olan bir durum var ki; Dünya Kupası Elemelerine hazırlanması gereken Ulusal Takımımız, sırtındaki yükü taşıyıp taşıyamayacağı konusunda hala hazır değil, sorunları çözüm bekliyor gibi. Şenol Güneş, her ne kadar “oyuncularına güvendiğini, iyi olacaklarını” söylese de, son aylarda kadro kurma konusundaki yanlışlarında, takıntilarında hala israr ediyor olan tavrından vazgeçemediği görülüyor. Elemelerde neler yapacağı konusunda pek de güven vermiyor.
Şenol Güneş ayrıca “İstifa” sorusuna kaçamak yanıtlar verdi. Bocaladı, Çok net değildi.
Tüm bunlar karşısında TFF, pek de topa girmiyordu. Belli ki, akılları ay sonunda yapılacak olan TFF Genel Kurulu’ndaydı. Hele hele, Kulüpler birliğindeki değişim ve TFF karşısında özellikle dört büyüklerin karşı tavırda birleşmeleri, TFF Genel Kurulu’nun oldukça sert ve hareketli geçeceğinin habercisiydi. Bu kafa karışıklığındaki TFF’nin tartışmalarda uzak kalması doğaldı. Burada Şenol Güneş tek sorumlu gibi yalnız bırakılmış gibiydi.
Başarısızlık ve gruptan sıfır puanla, sonuncu ve tek gol atabilen bir istatistikle çıkmamız, yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da oldukça şaşkınlık yaratmıştı.
Bu ortamda tamamen yalnız bırakılan Şenol Güneş bu soruları tamamen yanıtsız bıraktı Sorular yanıtsız kaldı. Doğal olarak bu yapılan basın toplantısı amacının çok uzağındaydı. Tam bir hayal kırıklığıydı.
Ben yine de diyorum ki, Şenol Güneş; gençleştirdiği bu kadroyu toparlayabilecek özellikleri olan bir futbol adamıdır ve yapacağına da inanıyorum. Yeter ki, takıntılarından vazgeçsin! Yoksa serüveni umduğundan çok farklı sona erer, unutulur gider!”