Bugün rotamızı Norveç'e çevirdik. Norveç, resmi adıyla Norveç Krallığı deyince, sizin aklınıza hemen dağların, ormanların, buzulların ve kuzey ışıklarının ülkesi geliyor değil mi? Ama unutmayın ki, UNESCO Dünya Miras Alanı kapsamındaki büyüleyici fiyortlarıyla ünlü bir İskandinavya ülkesinden söz ediyoruz
Dünyanın refah seviyesi en gelişmiş ve yüksek ekonomik standarda sahip ülkesi olan Norveç, Petrol ihracatında dünyada 3. sırada. Bu da şaşırtıcı değil mi? 1960’larda keşfedilen petrol ve doğal gazla büyük bir refah kazanan ülke halkı bizim girmek için çırpındığımız Avrupa Birliği’ne üyeliği reddetti. Bu güzel ülke, Kuzey Avrupa’da, İskandinav Yarımadası’nın en batısında yer alıyor. Küçük adacıkları da var. Bazen bir ada üç beş evi barındırıyor. Aralarında gezmek çok eğlenceli.
Bizim ilk okulda okurken İsveç, Norveç, Danimarka diye birbirinden ayırmadan öğrendiğimiz bölgenin hikayesi de şöyle; Norveç’in sekiz ila on birinci yüzyıllar arasında, savaşçı bir ulus olarak tanınan Vikinglerin yerleşim yeri olduğunu zaten biliyorsunuz. 1030’da Danimarka Kralı Knud ‘un kurduğu Kuzey Denizi İmparatorluğunun bir parçası haline gelen Norveç, 1363’te ise Danimarka ile tek bayrak altında birleşti.
1397’de İsveç, Norveç, Danimarka ve sömürgeleri (Faroe Adaları, İzlanda, Grönland ve Finlandiya) Kalmar Birliği adı altında birleşti ve Büyük İskandinav İmparatorluğu kuruldu.
Norveç zengin kültür mirası ve köklü tarihi, tarihi binaları, köyleri, müzeleri ve dantel gibi kıyıları ile dünyaca ünlü. Sadece Norveç Fiyortları bu ülkeye gitmeye değer bir sebep. Haydi ben de size gezebileceğiniz yerleri anlatayım. İlk durak başkent OSLO.
Dünyanın en pahalı şehirlerinden biri olan başkent OSLO
Oslo, Norveç’in doğal zenginlikler bakımından gözde olan başkenti. Kent sınırları içerisinde 40 ada ve 343 göl bulunuyor. Oslo, tarihi dokuları, Arnavut kaldırımlı sokakları, bölgeye has mimari ve dini yapılarıyla medeniyetin izlerini sürebileceğiniz bir yer. Fiyortlar, ormanlar ve dağlarıyla da doğal aktivitelerin tadını çıkarabilirsiniz.
Oslo Opera Binası
Avusturalya’daki Sidney Opera binası gibi sudan yükselen, köşeli, beyaz bir dış cepheye sahip olan, Oslo opera binası da limanda yer alıyor. Ziyaretçilerini çatıya tırmanmaya ve yıl boyunca Oslo ve fiyortlarının panoramik manzarasını izlemeye teşvik eden bina. Sokak seviyesindeki büyük ölçekli pencerelerle de aynı zamanda provaları yani sanatı seyretmeye zorluyor gibi. Halkı provalar ve atölye çalışmaları hakkında açık provalarla bilgilendiriyorlar. Binanın iç kısmı meşe ağacından yapılmış. Ana salon geçmişin klasik tiyatrolarını hatırlatan at nalı şeklinde. Eski ve yeni dönem mimariyi iç içe sunan Opera, Norveçli mimarlık firması Snøhetta tarafından tasarlandı ve birçok prestijli ödül kazandı. Akerhus Kalesi, Oslo’nun tarihini keşfetmek ve gününün tadını çıkarmak için harika bir yerdir. Kral Christian IV (1588-1648), kaleyi modernize ederek bir Renaisssance kalesine ve kraliyet konutuna dönüştürülmüştü. Kale alanı konserler, resmî tatil kutlamaları ve törenler gibi önemli etkinlikler için popüler bir mekandır. Bir Orta Çağ kalesi olarak liman bölgesinde bulunan Akerhus Kalesi, kalenin içerisinde yer alan Kilisesi, Norveç Silahlı Kuvvetler Müzesi, Direniş Müzesi ve Kraliyet Ailesi Mezarlığı mutlaka görülmeli.
Lofoten Adaları
Norveç’in Nordland bölgesinde yer alıyor. Kuzey kutup dairesi sınırları içinde yer alan Norveç’e bağlı adalar topluluğu burası. Zengin petrol yataklarına sahip. Ama zenginlik önemli değil doğa daha önemli diye düşünen Norveç halkı, petrol olmasına rağmen adaların doğal güzelliğine zarar gelmesin diye burada petrol arama çalışmalarına izin vermiyor. Çok memnun oldum duyunca.
Burada çok az insan yaşıyor. Az insan ama tüm teknolojiden yararlanıyorlar. Hatta devlet buradaki insanlardan vergi almayarak göçü engelliyor ve adalara sahip çıkmalarını sağlıyor. Dünya savaşı zamanında Hitler’in denizaltılarla buraya saldırdığı biliniyor. Bir hatta daha size, ABD Başkanı Bush’un babası, burayı kurtarmaya gelen Amerikan hava filosunda olduğu da diğer bir ayrıntı olarak anlatılıyor. Bu konuda bilgi almak isterseniz, Kabelvag ve Svolvaer’de bir savaş müzesi var. Ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca bu az nüfusun yaşadığı yerde Büyük adaların tümü denizin altından geçen tünellerle birbirine bağlanmış. Para ne önemli değil mi. Az çok demiyor yapıyorlar tünelleri köprüleri. Buraya yaz aylarında giderseniz 24 saat güneş, balık avlayan deniz kartalları ve suda adeta dans eden fokları görürsünüz. Balina safarisi de yapabilirsiniz. Kışın giderseniz ne yapacağız derseniz kuzey ışıklarını izleme imkânınız olur unutmayın.
Trolltunga kayası
Trolltunga ise Norveç’in Prekistolen’den sonra simge kayalık bölgelerinden biri. Bir dağın yamacında, boşluğun üzerine uzanan bir kaya parçasına verilen isim olan Trolltunga ’da üzerinde durduğunuz kayanın aşağısı doksan derece dik bir duvar ve yaklaşık olarak 800 metrelik kesintisiz bir boşluktan oluşuyor. Her iki bölge de doğa sporcularının, fotoğraf sanatçılarının, gezginlerin ve macera severlerin Norveç’teki buluşma noktalarından. Yine her iki bölgenin de ortak özelliği, ulaşımın oldukça güç ve tehlikeli olması.
Norveç’e gidip de görmeden gelemeyeceğiniz bir yer de bu tramplen gibi olan kaya. Ayağınız titreyerek gidip ucunda fotoğraf çektirmek “cesaret madalyası” kazanmanıza neden oluyor. Veren yok ama bence verilmeli. Preikestolen (Pulpit Rock) dünyanın dört bir yanından gelen insanların aynı manzaraya bakmak için yaklaşık bir ila üç saatte tırmandığı büyüleyici bir kayalık. Yerden 604 metre yükseklikte yer alan Preikestolen, yekpare bir kayadan oluşan, yılda yaklaşık 150 bin insanın ziyaret ettiği bir bölge. Böyle boşken üzerinde insan olmadan resim çekmek çok zor.
Norveç’te yemek
Norveç’te yiyecek ve içecek söz konusu olduğunda, son birkaç yılda bir mutfak devrimi sessizce gerçekleşti. Özellikle lokantalarda ve sıradan mutfaklarda yerel ve organik gıdalarda artış görüldü. Bu aynı zamanda Norveç gıda gelenek ve malzemeleriyle yeni keşfedilmiş çeşniler kullanarak zengin bir mutfak oluşturmanın gururu oluyor onlar için. Bizim bildiğimiz Norveç köftesi ve deniz ürünleri vardı.
Kabak, patates, bezelye ve havuç eşliğinde servis edilen kjottkakeri; kremalı bir çeşit olan kahverengi İspanyol sosunda pişirilen Norveç köftelerinden oluşuyor. Kızartılmış soğan, patates ve sebze garnitürü eşliğinde servis edilen domuz butlarına ise svinekoteletter adı veriliyor. Kuzu eti, karabiber, tuz ve buğday unu ile etler iyice yumuşayana kadar pişirilen ve patates eşliğinde servis edilen bir yahni olan farikal de oldukça fazla tüketiliyor Norveç’te.
Norveç’te bizim tandır ekmekleri gibi ekmek de yapılıyor ve pek de leziz oluyor
Jöle kıvamına getirilen morina balığı filetosunun haşlanmasıyla yapılan lutefisk de Norveç usulü pişirme yöntemleri sayesinde çok daha fazla protein içeren lezzetli ve doyurucu bir seçenek. Norveç’in soğunda kahve de iyi gider biliyorsunuz. Ancak Kahve, Norveç’te en çok tüketilen alkolsüz içecek olmakla birlikte kahve ile karıştırılan alkollü içeceklerin en popüleri ise karsk. Alkollü içeceklerden ise bal şarabı mjod, yılbaşı birası olarak bilinen juleol, adı hayat suyu anlamına gelen kimyon tohumlarından üretilen sarı renkli likör akevitt ve alkol oranı oldukça yüksek bir yerel içki karşımı olan ay ışığı adıyla ünlenen hjemmebrent.
Bugünlük de bu kadar. Yazamadığım o kadar çok yer ve konu var ki kusura bakmayın ama sayfa bu kadar. Fiyortları da daha sonra yazarım. Dağlarda gezmeyi de. Umarım siz de Norveç’e gittiğinizde farklı yerleri siz de gezer belki bana yazarsınız. [email protected] adresine yolladığınız mailler için ben ve sayfanın güzel olmasını sağlayan Mehmet Yeşil çok memnun oluyor.
Bergen
Bergen deyince benim aklıma hep rahmetli tek gözü atılan kezzap nedeniyle kör olan şarkıcı Bergen Sarılmışer veya bilinen adıyla nam-ı değer “Acıların kadını Bergen” gelir. Ama, size anlatacağım şehir, Norveç’in ikinci büyük kenti olmakla birlikte Orta Çağ’dan günümüze dek varlığını sürdüren bir liman şehri olan Bergen… Yani fiyort turlarının da başlangıç noktası. Bergen ’in eski kent merkezi olan Bryggen, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi’ne kabul edilmiş. Orta Çağ’da bölgedeki günlük yaşamı gösteren objeleri görebileceğiniz Bryggen Müzesi.
Bryggen Müzesi
Avrupa’nın en kapsamlı deniz faunası bulunduğu Bergen Akvaryumu ve Viking gemilerinin sergilendiği Bergen Üniversitesi Kampüsü içerisinde bulunan dünyaca ünlü Bergen Denizcilik Müzesi görülmeli. Ayrıca Hansa Müzesi, Haakon Hall, Rosenkrantz Tower da sizi bekliyor. Alvoen Evleri, o tüm tanıtımlarda olan bu renkli evler Norveç’in görülesi yerlerinden. Bu mekânda bir kahve içerseniz o ülkeyi daha iyi anlar ve tadarsınız. Gezecek daha o kadar çok yer var ki. Mesela Stave Fantoft Kilisesi, Floibanen Dağı ve Balık Pazarı, Fisketorget, Torgalmeningen Meydanı ve Edvard Grieg Müzesi kentin görülmesi gereken diğer yerleri.
Kvadraturen
Kvadraturen’de Christiania Torv Meydanı ve Çeşmesi Kvadraturen, Akershus Kalesi ve Grensen, Jernbanetorget ve Egertorget arasındaki bölge, Kral Christian IV’ün Rönesans kentiydi. Gittiğinizde 17. ve 18. yüzyıldan kalan sanat eserleri ev eşyaları ve birkaç önemli bina hala görülebilir. Kvadraturen’de zemine işaret eden bir elin heykeliyle çeşmesiyle bilinen Christiania torv’unu bulursunuz. 1624’teki büyük kasaba yangından sonra, Danimarka-Norveç Kralı Christian IV, bu bölgedeki kasabayı yeniden inşa etmeye karar vermiş ve kendi ismini koymuş.