Ülkelerin son yıllarda yaşadığı ekonomik durum ortada. Benim ve çevremdeki arkadaşlarımın merak ettiği bir konuda “Bu değirmenin suyu nereden geliyor?” sorusu. Gerçekten de merak ediyoruz. Birinci yılını yaşadığımız bu savaşın maddi boyutu da ortada.
İsrail, özellikle Hizbullah ve İran ile çatışmalarda olası tırmanışlara hazırlanırken şu anda karmaşık bir manzarada yol alıyor. Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın vurguladığı gibi çeşitli senaryolara hazır olma konusunda adımlar atıyorlar. Savaş, İsrail'i Ağustos 2024 itibarıyla GSYİH'nın yüzde 8,3'ü oranında bütçe fazlası veren bir açıktan, ekonomide ciddi bir gerginlik olduğunu gösteren bir duruma getirdi. Hükümet, gelecekteki bütçeleri dengelemeyi zorlaştıran, rekabet eden askeri taleplerle boğuşuyor. Çatışmalar devam ederken İsrail'in finansal stratejisinin, devam eden askeri taleplere uyum sağlaması ve aynı zamanda yüksek gelirli bireylerden kaynaklanan olası beyin göçü ve vergi gelirlerinin azalması gibi ekonomik olumsuzlukların altından nasıl kalkıyorlar hayret uyandırıyor.
İsrail ekonomisi, devam eden çatışmalar nedeniyle yaklaşık bir yıldır baskı altında ve bu da finansal mimarisini zorlayan artan borçlanma maliyetlerine yol açıyor. Bu durum, ülkenin önemli ekonomik sonuçlar doğurmadan uzun süreli askeri angajmanları sürdürme yeteneği konusunda endişelere yol açıyor. İsrail, Hizbullah ve İran'a karşı son askeri başarılar ve istihbarat operasyonlarından cesaret almış görünüyor ve bu durum, maddi açıdan daha fazla askeri eylemle ilgili karar alma süreçlerini etkileyebilir. Ancak bu güven, genişleyen bir çatışmayla ilişkili ekonomik maliyetlerin anlaşılmasıyla dengelenmelidir. İsrail hükümeti, olası tüm senaryolara hazırlık yapıyor. Olası maddi tırmanışlara karşı proaktif bir yaklaşım sergiliyor. Buna, daha geniş bir savaşla ilişkili riskleri azaltmak için askeri hazırlık ve stratejik planlama dahildir.
İsrail çatışmadaki olası tırmanışlara karşı mali ve askeri olarak hazırlık adımları atarken, artan borçlanma maliyetleri ve devam eden savaştan kaynaklanan ekonomik sıkıntı önemli zorluklar ortaya koyuyor. Hükümetin savaş hazırlığına odaklanması, olası daha geniş çatışmalarda gezinmenin içerdiği karmaşıklıkların anlaşılmasını yansıtıyor. Ancak, bu tür tırmanışların ekonomik etkileri israil vatandaşları için kritik bir endişe olmaya devam ediyor. Tüm bunlar olurken bu devletin savaş alanlarını genişletmek istemesi de çok ilginç. Hele bundan korkan devletlerin de olması anlaşılır gibi değil. Mahalledeki terbiyesi olmayan, herkese bulaşan çocuğun durumuna benziyor.
İsrail Merkez Bankası, savaşın 2025 yılına kadar yaklaşık 67 milyar dolara mal olabileceğini öngördü. Bu tahmin, halihazırda savunma harcamalarının iki katına çıkmasına yol açan çatışmanın mali etkisini yansıtıyor. İsrail hükümeti, acil savaş ihtiyaçlarını karşılamak için 90 günlük bir süre için 30 milyar NIS (yaklaşık 8 milyar $) tutarında benzeri görülmemiş bir bütçe önerdi. Bu bütçe, İsrail Savunma Kuvvetleri'ni (IDF) desteklemek ve çatışmadan etkilenen ailelere yardım etmek için tasarlanmış.
7 Ekim 2023'te çatışmanın başlamasından bu yana ABD, İsrail'e 17,9 milyar dolar askeri yardım sağladı, ancak bu rakam tüm askeri sevkiyatların izlenmesinin karmaşıklığı nedeniyle kısmi olarak kabul ediliyor.
Çatışmanın uzun sürmesi, devam eden istikrarsızlık nedeniyle yetenekli kişilerin ülkeyi terk etmeye çalışması paranın ülke dışına çıkması endişelere yol açtı. Bu, ekonomik üretkenliği ve inovasyonu daha da etkileyebilir. Bakalım önümüzdeki günlerde bu savaşa para ihtiyacı dur diyebilecek mi?