Merakla beklenen NATO Savunma Bakanları toplantısı yapıldı. Bu siyasi analistlerin beklediği sonuçların açıklanması gibi bir sonuç ortaya koydu.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, NATO-Ukrayna Konseyi'ndeki Bakanlara katıldı ve savaşı sona erdirme planına dair bir genel bakış sundu. NATO Genel Sekreteri de caydırıcılığın güçlendirilmesi en önemli öncelik diyerek görüşlerini bildirdi. Ama aslında dünyadaki kaosun nasıl sonuçlanacağı, İsrail’in Birleşmiş Milletleri dahi yok sayan saldırıları konusu hep geçiştirildi. Dünyanın en büyük ordusu olan NATO duruma hâkim değil mi acaba?
Asya-Pasifik'teki ortaklarla bağları güçlendirme ve İttifak'ın caydırıcılık ve savunmasını güçlendirme taahhüdüyle iki günlük yapılan toplantıların ileride ne gibi sonuçlar doğuracağı belirsizliğini koruyor. NATO'nun Hint-Pasifik'e Yönelişi NATO'nun Asya-Pasifik'teki ortaklarıyla bağlarını güçlendirme ve caydırıcılık ve savunma yeteneklerini geliştirme kararı önemli bir stratejik değişimdir. Bu dönüşüm, jeopolitik rekabetin odak noktası haline gelen Hint-Pasifik bölgesinin sunduğu zorlukların ve fırsatların giderek daha fazla kabul görmesini yansıtmaktadır. Bu kabul İnşallah savaşlara ve binlerce insanın ölmesine neden olmaz.
Çin'in, özellikle Güney Çin Denizi'ndeki artan saldırgan tutumu, NATO'yu stratejik önceliklerini yeniden değerlendirmeye yöneltmiştir. NATO, bölgedeki ortaklarıyla bağlarını güçlendirerek Çin'in etkisini dengelemeyi ve kurallara dayalı bir uluslararası düzeni teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Bu yüzyılda bu tip "olmamış ama ya olursa" strateji nedeniyle insanlar ölüyor, doğa hasar görüyor. Paralar boşa akıyor. Silah tüccarları zengin oluyor.
Hint-Pasifik bölgesi, özellikle yapay zekâ, 5G ve kuantum hesaplama gibi alanlarda teknolojik inovasyonun ön saflarında yer almaktadır. NATO'nun bu bölgedeki ortaklarıyla etkileşimi, teknolojik bir üstünlük geliştirmesine ve sürdürmesine yardımcı olabilir mi acaba? Bu soruya yetkililer olumlu cevaplar veriyor. Çünkü, NATO ve Hint-Pasifik'teki ortakları, deniz güvenliği, terörle mücadele ve siber savunma gibi alanlarda ortak çıkarlara sahiptir. Bu ülkeler birlikte çalışarak bu zorlukları daha etkili bir şekilde ele alabilirler.
Ancak bence, NATO'nun Hint-Pasifik'e geçişi, Avrupa'daki üyelerini savunma temel misyonuyla dengelenmelidir. Bu, dikkatli bir önceliklendirme ve kaynak tahsisi gerektirecektir. Ukrayna’yı da unutmamak lazım.
Asya Pasifik konusunda daha çok yazacaklarım var. NATO'nun Asya-Pasifik'teki ortaklarıyla bağlarını güçlendirme ve caydırıcılık ve savunma yeteneklerini geliştirme taahhüdü, geniş kapsamlı etkileri olan stratejik bir karardır. NATO, Hint-Pasifik bölgesinde daha derin bir şekilde yer alarak, dünyanın kritik bir bölümünde istikrar, güvenlik ve refahı teşvik etmeye yardımcı olabilir. Ancak, bu eksen değişikliği dikkatli planlama, koordinasyon ve yatırım gerektirecektir.
Başka toplantıda neler konuşuldu derseniz; Ukrayna'ya artan destek: NATO müttefikleri, Ukrayna'nın Rus saldırganlığına karşı mücadelesini sürdürmesi nedeniyle Ukrayna'ya askeri ve mali desteklerini daha da artırması ki bu 40 milyar dolarlık bir bütçe. Buna Ukrayna kuvvetlerine ek silah, mühimmat ve eğitim sağlanması da dahildir. NATO Savunma Bakanları Toplantısında, Avrupa Birliği, Avustralya, Yeni Zelanda ve Güney Kore gibi ortaklarla iş birliğini derinleştirmeyi kabul etti. Savunma, güvenlik ve teknoloji gibi konularda birlikte çalışmak NATO ülkeleri için bundan sonraki yıllar için tutanaklara yazıldı. Anlayacağınız barış için değil savaş için önlemler konuşuldu. Barış içinde yaşamanızı diliyorum.