Küresel ekonomik belirsizlik, finansal istikrar üzerinde önemli etkilere sahip bir durumdur.

Bu belirsizlik, piyasalardaki dalgalanmalar, merkez bankalarının politikaları ve uluslararası ticaretin değişkenliği gibi faktörlerden kaynaklanmaktadır. Özellikle son yıllarda yaşanan ekonomik krizler, ülkelerin mali sistemlerini zor durumda bırakmış ve finansal istikrarı tehdit etmiştir.

Küresel Ekonomik Belirsizlik ve Finansal Krizler

Küresel ekonomik sistemde meydana gelen aksaklıklar, finansal krizlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu krizler, genellikle makroekonomik yapının bozulmasıyla ilişkilidir. Örneğin, Türkiye'de geçmişte yaşanan ekonomik krizler, 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı sonrasında birçok kez tekrarlanmıştır. Bu tür krizler, finansal piyasalarda fon fazlalığı olan kesimlerle, fon ihtiyacı olan kesimlerin bir araya gelmesindeki sorunlardan kaynaklanmaktadır.

Finansal İstikrarı Sağlama Yöntemleri

Finansal istikrarı sağlamak için çeşitli stratejiler geliştirilmiştir. Merkez bankalarının para politikaları, faiz oranlarının belirlenmesi ve likidite yönetimi gibi araçlar, ekonomik belirsizlik dönemlerinde önemli rol oynamaktadır. Ancak, kötüleşen küresel görünüm ve merkez bankası kararları, piyasalardaki çalkantının devam edeceğine işaret etmektedir.

Yüksek küresel ekonomik belirsizlik ortamında finansal istikrarı korumak, ülkelerin ekonomik politikalarını dikkatli bir şekilde yönetmelerini gerektirmektedir. Bu süreçte, uluslararası iş birliği ve etkili mali düzenlemeler, finansal krizlerin önlenmesi açısından kritik öneme sahiptir. Ekonomik belirsizliklerin üstesinden gelmek için, ülkelerin esnek ve proaktif yaklaşımlar benimsemesi gerekmektedir.

Bu konuda IMF tarafından düzenlenen Yüksek Küresel Ekonomik Belirsizlik Ortamında Finansal İstikrar konulu panel bu alanda yapılan çalışmaları ve tartışmaları gündeme getirmesi bakımından çok önemliydi. Para ve Sermaye Piyasaları Departmanı Başkan Yardımcısı Mario Catalán, yine aynı bölümden Jose de Gregorio Finans Sektörü Uzmanı Andrea Deghi ve Şili Ekonomi Bakanının katılımıyla dünyadaki ekonomideki belirsizliği konuştular.

Bu arada geçtiğimiz hafta ekonomi dünyası ASEAN ekonomilerindeki büyüme konusunu görüştü. Ekonomistlere gör enflasyon nispeten düştü. 2023'teki yüzde 4,1'e kıyasla 2024'te büyümenin mütevazı bir şekilde yüzde 4,6'ya çıkması bekleniyor. Asya’daki bu, güçlü iç talebi, dış talepteki iyileşmeleri ve yatırım ve turizmdeki güçlü toparlanmayı yansıtıyor. Yapılan bu Zirvenin teması, Bağlantı ve Dayanıklılığı Geliştirmek, içinde yaşadığımız dünyanın gerçekliğini yansıtıyor. IMF'nin projeksiyonları, küresel ekonominin yumuşak bir inişe doğru gittiğini gösteriyor, ancak ekonomik ortam riskli ve belirsizliğini koruyor. Bu baskıların üstesinden başarıyla gelmek için, ASEAN'ın dayanıklılığını ustaca politika yönetimiyle güçlendirmek önemlidir. Bölgesel entegrasyonun derinleştirilmesi büyüme ivmesine yardımcı olacaktır.

IMF geçen gün Türkiye için de görüşlerini bildirmişti. Yayınlanan Türkiye'nin ekonomik görünümüne dair 4. Madde Gözden Geçirme Raporu’nda, uygulanan sıkı para ve gelir politikalarıyla enflasyon ve ekonomik büyümede azalma beklendiğini açıkladı. Yine dünya Para Fonu gerektiğinde stratejik politika tavsiyeleri, kapasite geliştirme ve kredi verme yoluyla ASEAN'ı desteklemeye kararlı. Bu ayın sonlarında Washington, DC'de yapılacak IMF ve Dünya Bankası Yıllık Toplantıları sırasında ASEAN politika yapıcılarıyla bu ve buna benzer konularda dünya ekonomisini Küresel Ekonomik Belirsizlik Ortamında Finansal İstikrar konuları da gündemde olacak.

Bakalım tüm bu çalışmalar ülkemize nasıl yansıyacak. Bu konuyu da ileri tarihlerde değerlendirmeye çalışacağız.

Keşke bu toplantıların sonunda, küresel ticaret anlaşmaları, ülkeler arasındaki ekonomik ilişkileri güçlendirerek dünya genelinde refah düzeyini yükseltse.