Coğrafya kaderdir deyip başlayamayacağım, korkmayın. İnsan hakları diyorlar, nerede Avrupa nerede insanlık diye çığlık da atmayacağım. Sadece Avrupa'yı arıyorum a dostlar.
Avrupa, coğrafi olarak Rusya’nın ortasından geçen ve bizim Boğazları sınır yapan bir kıta. Cebeli Tarık’tan geçince de denizin sağı Avrupa olarak kalıyor. Kolaymış işte niye tarif istiyorsun demeyin. Yeni Zelanda’daki katil Avrupa’yı savunduğunu söylüyor. Haklı, Avrupa o kadar kıymetli ki Avrupalılar birbirlerinden bile kıskanıp iki dünya savaşı yaptılar bu eski kıta üzerinden. Boğaz’ın Asya yakasında oturursak sorun değilmiş ama Avrupa’ya ayağımız atarsak kıtır kıtır kesecekmiş ve hatta Ayasofya’nın minarelerini yıkıp tekrar vaftiz edecekmiş. İnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaşarmış. Ama yine Avrupa’nın nerede başlayıp bittiğini merak etmeye devam ediyorum. Türkiye’yi içine almıyor ama işlerine geldiğinde İsrail’i ve yine işlerine geldiğinde Ermenistan’ı ve hatta Gürcistan’ı dahil ediyorlar.
Avrupa’yı bulmak zor iş. Kıtanın ortasına giderseniz kendisini tarafsız olarak gören bir İsviçre çıkacak karşınıza. Avrupa Birliği’ne girme niyeti de yok. Öbür tarafta İngiltere paçasını AB’den kurtarmaya çalışıyor. İngiliz halkı hemen yanlarındaki İrlanda’dan vatandaşlık alarak Avrupalı kalmaya çalışıyor. Kuzey Kıbrıslılarda da aynı dert var. Herkes AB’nin nimetlerinden faydalanmak için harıl harıl Rum pasaportu alıyor. Aynı adanın yarısı Avrupalı yarısı değil. İlginç değil mi?
Türkiye’nin Avrupası sahil kesimlerinde başlıyor. Kendilerini öz hakiki Avrupalı olarak gören kesimler doğal yollardan olmasa da suni yöntemleri tercih ederek Avrupalı olmaya çalışıyor. Sahte sarışınlardan söz ediyorum elbette. Asya’da yaşayıp kendilerini Avrupalı görmelerine hiç girmiyorum bile. Baksanız Yeni Zelanda’daki katil bile ta uzaktan kendini Avrupalı görüyor. Demezler mi adama madem o kadar çok seviyorsun neden uzak kalıyorsun diye. Soracağım ama hapiste, 27 yıl yatacakmış, öyle diyorlar.
Bu işler yine de olmuyor, olmuyor. Avustralya kıtasındaki biri kalkıp kendini Avrupalı sayıyorsa, ki üzerinde yaşadıkları toprakları yerli halktan hile hurdayla almış olmaları büyük bir ihtimal, bu işin suyu çıkmış demektir. Amerika diye tanımlanan kıtanın üstündeki en büyük devlet bile kendini Avrupalı görüyor. Tanım şu galiba: Dünyanın her yerine gidip ortalığı karıştırdıktan sonra düzenin bozulmasından şikayet eden kişiye Avrupalı derler. Tamam ama yine de Avrupa’nın nerede olduğunu bulabilmiş değilim.
Akşam olmak üzere ve ben hayretle aradığım Avrupa’nın tam üzerinde yaşadığımı düşünmeye başlıyorum. Burası Avrupa olabilir mi? Mimar Sinan’ın eserleriyle bezenmiş bir semtte oturup yazımı kaleme alıyorum. Gerçi burada da bazı Avrupalılık sorunları yok değil. Sonradan gelen Avrupalılar yerli Avrupalıları beğenmiyor. Semtteki muhtarlık seçimine özde Avrupalıların alaycı kampanyaları damgasını vuruyor. Şu Avrupa’nın nerede olduğunu bir bilsek rahat edeceğiz. Aramaya devam ediyorum. Bulursanız haber verin. Avrupa’n mı var derdin var. Avrupalı olduğunu iddia edip de rahat yüzü gören de rahat yüzü gösteren de görmedim.