Türk sinemasının başarılı ve unutulmayacak isimlerinden Ahu Tuğba dün Atlas Sinemasında yapılan anma töreninin ardından, Teşvikiye Camii’den son yolculuğuna göz yaşları içerisinde uğurlandı. Ben bunu artık yazmak istemiyorum ama ne çok ve zamansız kayıp verdik son dönemde. Kalplerimizden bir bir eksiliyor sevdiklerimiz.

Image0

Amerika’daki sağlık sistemine mutlaka değinmek istiyorum. 2024 yılında dünya teknoloji öncülerinden biri olan Amerika’daki sağlık sisteminin bu kadar berbat olması beni ısrarla ve her defasında hayrete düşürüyor. Bir insanın yaşayabileceği en zor durumu yaşadı, Ahu Tuğba’nın kızı Anjelik Calvin…  Düşünsenize en yakınınızı kaybediyorsunuz, doktorun inatlaşması yüzünden otopsi sonucu ve ölüm kağıdı alamadığınız için cenazenizi ülkenize getiremiyorsunuz ve neredeyse bir ay boyunca hastanede kalıyor cenazeniz. Düşünmesi bile yürekleri yakıyor. Ve bunlara rağmen bir ton uğraş vererek cenazesini buraya getirmeyi başardı Anjelik.

Kimse kusura bakmasın ama bizim sağlık sistemimizin yanından bile geçemezler. Hem sağlık sistemimiz hem de cenaze işlemlerimiz o kadar hızlı ve düzenli ilerliyor ki kimi zaman buna şaşırıyor insan.

Çok üzgünüm yine çok değerli bir ismi kaybettik. Türk sinemasında birçok yapıta hayat verdi Ahu Tuğba, bir dönemin en büyük idolüydü. Güzelliği ve yeteneğiyle herkesi kendisine hayran bıraksa da o çok özel bir anneydi. O kadar da güzel bir evlat yetiştirmiş ki insan duygulanıyor. Hangi evlat annesinin vefatının ardından "Onu çok seviyorum. İnşallah, çok yaşamam da ona kavuşurum. Allah naim cennetini nasip etsin.“ der ki? Ahh canım Anjelik sana sabırlar diliyorum, umarım sen sağlıkla çok güzel günler yaşar ve de anneciğinin adını yaşatırsın.

Huzurla uyu güzel Ahu Tuğba…