Memleket transferdi, transfer limitiydi, o geldi-bu gittiydi diye çalkalanadursun bir tarafta Kovid-19 bir tarafta Lizbon'daki Süper Sekizli Final derken gündem oldukça hareketli ve yoğun ama o konuları nasıl olsa doğrusuyla, yanlışıyla yazan onlarca spor muhabiri arkadaşımız var matbuatın içerisinde.
Yabancı futbolcu sayı ve standartlarının tekrar-tekrar ve tekrar değiştirilmesi söz konusu olduğunda yazdığımız yazıda, Türkiye’ye gelen ilk yabancı futbolcu Arjantinli Oscar Garro’dan bahsetmiş ve müsait bir zamanda bu konuya (Adalet Mensucat/Adalet Futbol Kulübü/Oscar Garro) geri dönerek o dönemi şöyle bir hatırlayalım diye sözleşmiştik.
Memleket transferdi, transfer limitiydi, o geldi-bu gittiydi diye çalkalanadursun bir tarafta Kovid-19 bir tarafta Lizbon’daki Süper Sekizli Final derken gündem oldukça hareketli ve yoğun ama o konuları nasıl olsa doğrusuyla, yanlışıyla yazan onlarca spor muhabiri arkadaşımız var matbuatın içerisinde. Biz daha “soft” takılalım ve geçmişe doğru şöylece bir uzanalım;
Konuya, who is who? deyip İlmen Ailesi ve Süreyya Paşa – Adalet Hanım’dan başlayalım isterseniz. Süreyya Paşa devrinin renkli kişilerinden ve gani zenginlerinden, aynı zamanda General. Meşhur Süreyya Sineması, Süreyya Opereti, Süreyya Plajı ve Süreyya Paşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi kendi mülkü iken muhtelif hayır işleri için bilâ-bedel bağışlanmış yerler. Kimi Sosyal Sigortalar Kurumu’na, kimi Darüşşafaka’ya, kimi Kızılay’a, kimi de bizzat halkın kendisine (bkz. Süreyya Plajı-Caddebostan). Paşa aileden varlıklı ve eşi Adalet Hanım da Saray’dan bir hanımefendi. Süreyya/Adalet Mensucat Fabrikası’nı kurarak başta battaniye olmak üzere o devirde halkın ihtiyacı olan her türden kumaş, patiska, pazen, basma türü temel malzemeleri üreterek servetlerine servet katmışlar.
Oğulları Vedii Bey tarafından bir de futbol kulübü kurarak bizim ilgi alanımıza girer İlmen Ailesi. Türk Futbolunun İlk fabrika takımı olarak tarihe geçen Adalet Futbol Kulübü 1946 yılında kırmızı-beyaz renklerle kurulur ve İstanbul’da tozu-dumana katar tabir caizse. Devrin en flaş futbolcu ve teknik adamlarını transfer ederek büyük sükse yaparlar. 1955 yılında ise Arjantinli Oscar Garro girer Türk Futbolu’na ilk yabancı futbolcu olarak. Hatta ilk oynanan Atatürk Kupası’nı kazanırlar Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Vefa’yı geçerek. Adalet Hanım’a takdim etmek üzere Beşiktaş İskelesi’nden özel bir vapurla Süreyya Plajı’nın yanındaki Köşk’e giderler 200 kilo ağırlığı ve 1 metre 71 santim boyundaki dev kupayla.
İlmen Ailesi o devirde oyuncu transfer ederken futbolcuların aklını dokuma tezgâhlarıyla çeler daha ziyade. Para ile birlikte mensucat fabrikalarındaki üretim tezgâhları da verilir futbolculara. Böylece futbolcular gelecek kaygısı düşünmeden bir taraftan futboldan para kazanırlar diğer taraftan tezgâhlardan gelen üretim hâsılatı ile motive olurlar ve başarılar peş peşe gelir. (Fabrika destekli futbol takımı derler Adalet’e.)
Sonra bu saadet uzun sürmez ve klasik hatalar peş peşe gelir. Fabrikaya teknolojik yatırım yapılması gerekirken, tezgâhların modernleştirilmesi lazımken onlar şöhretli futbolcular transfer ederler takıma. Yönetim ve organizasyonu çağın gereklerine göre düzenlemek gerekirken, “sen-ben-bizim oğlan” felsefesinden kurtaramazlar yakalarını.
Tezgâhlar arıza yapmaya, arızalar giderilememeye, üretim yavaşlamaya başlar haliyle bir taraftan da sahada top koşturan futbolcuların keyfi kaçar fabrikada yaşananlardan. Onlar da kısmen ortak sayılırlar çökmekte olan sisteme ve iniş çıkıştan daha hızlı olur.
Adalet Futbol Kulübü İlmen Ailesi’nden çıkar ve önce Alibeyköy Adalet olarak bir müddet daha yaşar sonra sizlere ömür. Ortada Adalet diye bir şey kalmaz uzun zaman. (Şimdilerde Ankara Adliyesi bünyesinde bir Adalet Spor var ama onunun konumuzla ilgisi bulunmuyor.)
Süper Lig’de birçok kulübümüz maalesef çok zor maddi şartlarda yaşama mücadelesi veriyor. Böyle giderse maazallah meşhur borç yapılandırmasına girenler de girmeyenler de önümüzdeki senelerde KOAH teşhisi ile Süreyya Paşa’nın Senatoryumu’nu dolduracaklar. (Sonları Adalet gibi olmasa bâri.)
İlerleyen haftalarda Vefa, Beykoz, Beyoğlu, İzmirspor var ibretlik hikâyelerini bizimle paylaşmak için.
Hoşça kalın hepiniz.