Bodrum hali.

Hani sevmek için zorlandığım, kendime yalanlar söylediğim yerdeyim.

İnsan en çok kendinin yalancısı imiş ya!

İnsan en çok yalanı kendine söylermiş ya!

Hava miss. 

Deniz miss.

Anladık Funda.

Ya insanları?

Hadi cevap ver.. Veriyorum.

Çok pis.

Hiç susmayan, ağzı, sesi, sesinin tonu ne pis ne çok insan var.

Sabahın körü denize gidiyorum.

Sabahı, sabahın o eşsiz sessizliğini, sabahın kimsesizliğini çok severim.

Onun dışında duygularım şu: 

Aman yolum kimseyle kesişmesin diye, erkenden yola çıkış, iskeleye, denizin kenarına gidiş.

Ohhh ne sessiz derken, arkadaki iskeleden, bir adamın, kısık, yorgun, kirli, kötü, akşamdan sabaha kalma, sesi geliyor.

Denizde yüzen, iki adam arkadaşı ile bağıra çağıra sohbete başlıyorlar.

Denizden gelen o kötü ses, insanın kulaklarını, beynini tırmalıyor.

Ne saçma geyik yapıyorlar bilemezsiniz.

Koca koca adamların konuşmalarını dinlerken utanıyorum.

Bir susun, bir durun ulan diyesim var.

Ne susmaz insanlarız, ne oldu bize, ağızlar boş, sesler kötü.

Erkeğin arsızı bunlar da.

Öfkeleniyorum.

Az biraz sussak sakin dursak olmaz mı?

Olmaz.

Vatan Şaşmaz öldü.

Çok şaşırdık, çok üzüldük.

Her ikisi birbirine karışan duygularla gencecik bir adamı gömüverdik.

Hamile karısı kırgınlıkla, doğacak bebeğinin kederi ve kaderi arasında sıkışıp kaldı.

Ya anası, ağlarsa, hiç susmasa..

Vatan Araf’ta..

Ya konuşanlar, hiç susmayanlar.

Sosyal medya konuşuyor, televizyonlar konuşuyor, sokakta, kafede, lokantada herkes konuşuyor.

Ve kötü konuşuyor.

Bir durun, bir susun Allah aşkına.

Konuşma duymaktan midem bulanıyor, mideme ağrılar giriyor.

Konuşmaktan azıcık feragat edebilir misiniz?

Ya da konuşmanın çarkına kapılmış, içinden dışarıya taşan azgın ruh halinizi durdurabilir misiniz?

Olmazsa olmaz, konuşacak mısın, hiç susmayacak mısın?

Susarak daha iyi anlaşabilirsin bazen.

Susmak bağımlılıktır bazen.

Etraf duyuyor, belki rahatsız oluyorlar, susalım, susmanın keyfine varalım, susmak efendiliktir diyemez misiniz siz.

Anladım, diyemezsiniz.

Hay bin kunduz.

Susan, efendi insanların Kurban Bayramı kutlu olsun.

Sessizce.

Huzurla.

Funda'ya takılanlar..

... Arabayı park ettim. Park yeri hıncahıç dolu, bayram hali, kalabalık tabi ki üzerine cep telefonumu yazdım. Ve arabadan beş adım mesafede oturdum, fırından sıcak poğaça çıkmasını bekliyorum. Misafirlerim var. O anda, telefon çaldı, araba çıkacak dediler, beş adımda uçtum. Alman kadın bana, aptal kadın sen dedi.. Teşekkür edecek sandım ve haliyle çok şaşırdım. Bir kadın bir kadına aptal mı der, çok ayıp dedim. Der dedi.. Tekrar, aptal kadın dedi. Bana bak terbiyesiz kadın dedim, sen aptalsın, hem de çok çirkinsin, ben başkalarına benzemem, seni söylediğine pişman ederim, haddini bil dedim... Ne güzel, biz kadınlar birbirimizi çok severiz. Kadın kadının...

... İstanbul'da mağazaya giriyor ve pantolon çalıyor. Mağaza yetkilileri fark ediyor ve adamı yakalıyorlar. Şikayet ediyorlar, hakkında hırsızlığa teşebbüsten, asliye mahkemesinde dava açılıyor. Hakim çok enteresan karar veriyor, pantolonun ekonomik değerinin ucuz olduğunu, ihtiyacı olması nedeniyle aldığına karar vererek, kendi takdirini kullanıyor ve ceza vermiyor. Adama bir şans daha veriyor. Bravo hakime, kararı beğendim.. Vergi kaçıranları takip edip yakalasınlar.