​SEÇİMLER CUMARTESİ OLSUN, SANDIKLAR 14.00'DE KAPANSIN!

Erol ERDOĞAN 15 Nis 2017

Erol ERDOĞAN
Tüm Yazıları
Oy verme sürecinde seçmene yönelik baskılar, sandık ihlalleri ve tutanak usulsüzlükleri, genellikle sandık başlarının sakin olduğu saatler ile akşam karanlığında meydana gelmektedir.

Oy verme sürecinde seçmene yönelik baskılar, sandık ihlalleri ve tutanak usulsüzlükleri, genellikle sandık başlarının sakin olduğu saatler ile akşam karanlığında meydana gelmektedir. Oy verme işlemi sabah 08’den akşam 17’ye kadar sürdüğü zaman, gün içinde sandık başında oluşan boş zaman aralıkları ve gece karanlığına kalan işlemler, seçim-sandık güvenliği için riskler meydana getirmektedir. Yıllardır, bu tip olaylara şahit oluyoruz. Mesela, YSK ve hükümet, 16 Nisan’da akşam karanlığında devam edecek işlemlerin güvenliği için, başta elektrik kesintisi olmak üzere, onlarca konuda bir dizi tedbir paketi açıkladı.

Oy verme işlemi için, gerçekten, bu kadar uzun zaman aralığına ihtiyacımız var mı? Özellikle, tek oyun kullanılacağı seçimlerde neden 9-10 saatlik süreye ihtiyaç duyuyoruz?

Seçimlerde oy verme saatleri daraltılmalı. Mesela, 17 Nisan’da olduğu gibi, tek pusulalı seçimlerde oy verme işlemi saat 14.00’de sona erdirilebilir. İhtiyaç duyulursa, oy kabinleri çoğaltılarak süreç hızlandırılır. Böylece sandık başlarında oluşacak yoğunlaşma sandık güvenliğine belli ölçüde katkı sağlayacağı gibi oy verme işleminin erken bitirilmesi de, sandık sonuçlarının seçim kurullarına erkenden ve gün aydınlığında teslimine imkân verecektir. Bu şekilde davranmak, oy sayımında ve tutanaklarda yapılan tahrifatları engelleyeceği gibi hava kararmasıyla oluşacak sorunları da minimize edecektir. Ayrıca böyle bir düzenleme, okulların sonraki güne hazırlanmasını kolaylaştıracak ve sandık görevlilerinin mesai kayıplarını önleyecektir. 

Bu iki maddeyi bir kenarda tutarak, konumuzla ilgili başka bir hususa geçelim.

Bir sorum var. 17 Nisan 2017 Pazartesi günü okulların tatil olması, 16 Nisan Pazar günü gerçekleştirilecek referandumda sandığa gitme oranını, az da olsa, olumsuz etkiler mi?

Perşembe akşamı, Sakarya Büyükşehir Belediyesinin ev sahipliğinde “Kültür ve Siyasette Gençlik” konulu konferansım vardı. Öğlen saatlerinde İstanbul’dan Sakarya’ya giderken otobanı gözlemledim. Yolda ciddi araç yoğunluğu vardı ve yolcu otobüsleri dolu gözüküyordu. “Memleketlerinde oy kullanmaya gidenlerdir.” diye düşündüm. Sapanca Berceste tesislerinde çay molası verince, aynı durumu orada da gözlemledim. Gözlemle yetinmedim, birkaç kişiyle sohbet ettim, tesis çalışanlarına da sordum.

Bilgilerim, gözlemlerim ve bana aktarılanlardan çıkardıklarım şunlar.

Bir: Seçimden sonraki günün tatil olması, tatil-seyahat vesilesine dönüşebiliyor. Bazıları buna perşembe veya cumayı da ekleyerek, 4-5 günlük şehir dışı bir program yapıyor. Oranı çok değilse de böyle bir kitle var.

İki: Oyunu yaşadığı yerde kullanmak yerine memleketinde kullanmak isteyenlerin oranı, seçimden sonraki günün tatil olması vesilesiyle artış gösteriyor. Oysa insan yaşadığı yerde oyunu kullanmalı. Memleket sevgimizi ve memlekete olan yükümlülüklerimizi, oturduğumuz şehrin hakkına girerek yerine getirmemeliyiz. Şehrin hakkı, kul hakkından aşağı değildir. 

Seçimden sonraki günün tatil yapılmasını gözden geçirmeliyiz. “Oy verme gününden sonraki gün illa tatil olmalıdır.” deniyorsa, o zaman seçimleri cumartesi günlerinde yapmayı düşünmeliyiz. Cumartesi gününde yapılacak seçimler, mesai kayıplarını azaltacağı gibi tatil-seyahat planlarını belli ölçülerde engelleyecektir.

Tekliflerin özeti

1.Bundan sonra seçimleri cumartesi günlerinde yapalım. 

2.Oy verme saat aralığını daraltalım, seçimi erken saatte bitirelim.