Dün gazetelere bir haber yansımış

Sevan Nişanyan kaldığı Foça Açık Cezaevinden firar etti.

Aydın Yenipazar Açık Cezaevinde yatarken nakil talep ediyor, talebi kabul ediliyor ve Foça'ya gönderiliyor.

Oradan da firar ediyor kaçıp gidiyor.

17 yıl hapis cezası var. 

Yıllarca sit alanlarında kaçak inşaat yapan bu adam, ne kanun, ne yasa, ne devlet dinlemiyor.

Nasıl kaçıyor, neden nakil isteği kabul ediliyor, akıl almaz bir şey..

Adam, yasalarla, devletimizle  alay ediyor.

Twitter’daki sayfasına, profil yerine kuş koyuyor ve "kuş uçtu, darısı geride kalan diğer 80 milyonun başına" yazıyor.

Kendisine telefon ile ulaşan Hürriyet muhabirine "48 saate gerek yok, beni şimdiden firari kabul edebilirler" diyor.

Alay ediyor, kafa buluyor.

Yıllardan beri ülkemizi, insanımızı aşağılayıp duran bu adam.

Ben, aslında ve esasında bu yukarıda yazdıklarımda değilim. 

Dünkü yazımda erkeğin kötülerinden bahsetmiştim ya!..

Galiba, erkeğin kötüsü kadının kötüsünden, daha kötü oluyor, diye ikileme düşmüştüm ya!

Evet bu adam da çok kötü bir adam, kötü bir insandı..

Hesapçı, çirkin, arsız ve korkusuz adamlardandı. 

Hiç aklımdan çıkmıyor, o tarihte evli olduğu kadının başından aşağı, kendine ait biriktirdiği bir kavanoz dışkısını dökmüştü..

Bu olay üzerine, biz kadınlar, dayanışma içine girmiştik, günlerce bozulmuştuk, günlerce konuşmuştuk.

Kavanozdaki biriktirdiği gibi, bir adam bu demiştik.

Ben hatta, aaaaa! Bu adam kendini kendine biriktirmiş, bir kavanoza sığmış, demiştim. 

İnsanın aklına hayaline gelmeyen, havsalasına sığmayan bir şeyi bu arsız adam, uzun yıllardır beraber uyuduğu karısına yapıvermişti.

Karısı, bildiğimiz kadarı ile gece gündüz çalışarak yanında olan bir kadındı.

Ve kadını, olmadık bir şekilde aşağılamak için bunu yapmıştı.

Pişkin pişkin röportajlar vermişti.

Affedilir gibi değildi.

Kılını bile kıpırdatmadan, kötülük yapıyordu.

Aykırı insan ayaklarında, arsalar evler alıp, kanuna, yaslara aykırı çakallık yapıyordu.

Kronik kötü bakışlı, kronik kötü bir insandı.

Ben kaçtığına, defolup gittiğine sevindim.

Ne güzel, bir kötü erkeğimiz eksildi.

Vergilerimizle artık, arsız karnını doyuramayacak.

Eski eşe! 

Bu adamla, bir kadın olarak günden güne eksilir, yok olurdun tatlım.

Allah'ın sevdiği kul imişsin.. Allah seni arsız bir beladan kurtarmış.

Ayrıca. 

Bizi de.

Funda'ya takılanlar...

... Mustafa Ceceli, boşandıktan bir ay sonra gizlice evlenmiş.. Bence haklı, alenen evlenilecek bir durum olmazdı... Belki son günlerde verdiği en doğru karar olmuş. Evet tatlişkom, gizli olmalıydı, zira diğeri ayıp olurdu.. Yıllarca aynı yastığa baş koyduğu, çat diye boşadığı karısına çok ayıp olurdu. Ben arkasına bakmadan giden nice erkekleri, hayatın izcisi olarak çok gördüm. Başka kadına aşık olup, bizim zaten sorunlarımız vardı, diyenleri çok gördüm.

Emin olun, kadınlar giden adamlara tamam git güle güle diyor da.. Hayat, ne yapıyor? Çatır çatır ödeşiyor.. Hesabı bırakmıyor... Senin yaptığını, aynen sana yapıyor.. Yanına ya da yarına.. Sen tercih edeceksin.

... Bodrum, Çeşme'ye, ünlüler akını, plajlar, selülit polisleri hiç umurumda değil... Ünlü adamlar, kadınlar, konserlerinde, karılarına, kocalarına ne jestler yapmış, o da hiç umurumda değil.

Dizi oyuncularının, sayfa sayfa olmayan kendilerini anlattıkları röportajlar da umurumda değil. Umurumda olan 71 yaşındaki Melahat Paker teyzenin, çocuğu gibi baktığı fidanlarına ne olacak?

Melahat teyze, geçen yıl mart ayında, yaşadığı yer Yalvaç'ta, kaldırıma 5 elma, 1 dut fidanı dikmiş.. Kaldırımlarda dizi dizi arabalardan rahatsız olmayan, işgüzar komşular şikayet ediyor. Belediye 5 elma 1 dut fidanını kesip eline veriveriyor. Melahat teyze, dut fidanını beze sarıyor ve belediyeye gidiyor, "Çocuğum gibi baktım bu fidana, böyle kestiniz, kime ne zararı vardı, ne olacak" diyor. Tatlişkom Melahat teyze, gerçekten ben de çok merak ediyorum, ne olacak..?