Kadın yazar Minnoş, gazetesinde köşesinde yazmış.

Kurban psikolojisinin 50 tonu diye başlık atmış.

Ve.

Bayram yok, kurban yalan diye yazmış.. Olmaz tatlım.

Hesapta kırmızın elli tonu, siyahın elli tonu diye yazılmış, seks romanlarına gönderme yapıyor, dikkat çekiyor.

Yemezler tatlım.

İnsan her fırsatta kendine ve diğer her şeye saldıran gelişmiş ve en tehlikeli bir canlıdır diyor.

Doğru.

İnsan, Tanrı’nın aciz kulu.

İnsan, Tanrı’nın kurnaz soytarısı diyor.

Doğru.

İnsan bu hayvanları kurban edeceğine, bir kere de kendi kalbini ve beynini kurban etse diyor.

İyice taşlaşan kalbini, gördüğünü anlamayan o lapa beynini atsa kurban etse diyor.

Yanlış tatlım.

Gerçekten senin gibi, inancı nedeniyle bunca insanı sevmeyen taşlaşmış kötü kalbini, insanların dini inancına saygı duymayan, fesat beynini lap diye kurban eden insanlar olsa ne iyi olur.

Ben şahsen varım.

Saygısız, sevgisiz insanlar.

Kurbanınız olayım, siz atın, kurban edin ne olur.

İyi insanlar aranızda kaynayıp gidiyor.

Ne kadar kocaman bir temizlik olur.

Bizim.

Kurban Bayramı’mız mübarek olsun.

Malum İslam dinimizde iki dini bayramımız var. Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı.

Kurban toplum açısından çeşitli yararlar sağlayan bir ibadettir.

Kurban Bayramı ile ilgili, çocukluğumuzda, din öğretmenlerimizin anlattığı, ailemizden bildiğimiz şeyler var.

Ne diyor..

Kitabımız Kuran'ı Kerim'in yazdığı gibi; kurban, Allah'a yakınlık sağlamaya vesile olan ibadettir..

İslam dini gereğince yoksullara dağıtılmak üzere kurban kesilen bayramdır.

Kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu canlı tutar.

Bunu bir tarafa koyalım.

Sosyal medyada, WhatsApp gruplarında çeşitli fotoğraflar paylaşılıyor.. Kurban kesme, kovalanan kurbanlar, boynundan kan akan kurbanlar, ağlayan çocuklar, kurbanlık inek boynunu büküyor, beni yeme balık ye, hafızan daha güçlü olur diyor.

Hayvanseverler demediğini bırakmıyor.

Paylaşımlar gırla.

İnsan böyle bir inanca, inanmıyor olabilir, dini bayramlara kendini çok uzak hissedebilir, hayvanları kurban etme fikrini reddedebilir. Kendini İslam dininden çok uzakta hissedebilir, hatta dinsiz olabilir.

Ben hepsini anlarım, anlamaya çalışırım.

Ama, bu ne, bu ne densizlik, bu ne pervasızlık.

Dinini, ibadetini böyle bilen inanan insanlarla alay etmek, hakaret etmek.

Sizi gidi terbiyesizler,

Sizi gidi kötü kalbin 50 tonu,

Sizi saygısızlığın 50 tonu,

Sizi gidi, fesatlığın, beyinsizliğin, kendini bilmezliğin 50 tonu.

Sizi gidi farklı görünme çabasının 50 tonu.

Sizi gidi terbiyesizliğin 50 tonu,

Zavallı 50 ton.

Funda'ya takılanlar..

ABD'li emlak kralıymış..

Adam 80 yaşında, karısı 79 yaşında.

Tam 60 yıl sonra karısından boşanmak üzere dava açmış.

Karısı çok şaşırmış.. 

Adam, sevgili bulmuş kendisine, sevgili 60 yaşında, bir tık daha gençmiş.

Karısına, servetimin yarısı olan 1 milyar doları sana vereyim tatlım, boşanalım demiş.

Karısı reddetmiş. Bu davada kirli çamaşırlar havada uçuşacak ve kişisel yaşamlar ve varlıkları ve kazançları bir bir ortaya çıkacak demiş.

Tehdit etmiş kadın.

Eyyyy adamlar!!!

Biz kadınlar böyleyiz, 60 sene, bol para oldukça kirli çamaşırlarınıza ortak oluruz, bizi başka kadın için bırakıp, o kadın ile o kirli çamaşırları yıkamaya devam etmek isterseniz, canınızı yakarız.

Anlaştık mı, kapiş.

.... Bütün gazeteler de, bayram eklerinde, ünlülerle yapılan bayram röportajları var. Eskiden merakla beklerdim, albümlerini dinlediğimiz, dizilerini seyrettiğimiz bu insanlar, kendileri, ailelerini, yaşantılarını, hayata bakışlarını anlatıyorlar diye, bu röportajları okurdum.

Vatansever Şaşmaz'ın ani ölümü, sebepleri, bilenenleri, bilinmezleri, sonrası, kırılma noktam oldu. Baktım hiç okuyamıyorum, nasıl olsa bu anlattığı o değil, kendisi değil, başkası diyorum. Başkasından bana ne diyorum.