Birinci Dünya Savaşı yılları. Her taraf kan ve barut. Anadolu emperyalistlere teslim olmamak için ayakta. Göğüs göğüse muharebeler yerini havadan saldıran düşman güçleriyle yeni bir savaş konseptine bırakmak üzere. İşte bu nedenle, 1911 yılında Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa tarafından zorunluluktan ötürü askeri havacılığın temeli atılır. Çünkü düşman bazı cephelerde havadan saldırılarda  bulunmuş ve önemli can kaybı olmuştur.

Önce Ayastefanos (Yeşilköy) ile Safraköy (Sefaköy) arasına 1912 yılında bir hava meydanı yapılır. Ardından Yeşilköy Havacılık Okulu açılır ve hava subayı yetiştirilmeye başlanır. Bunlar o zamanın şartlarına göre çok büyük ve önemli gelişmelerdir.

Aradan yıllar geçer ve 20 Mayıs 1933’te Atatürk’ün imzasıyla Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı olarak ‘’Hava Yolları Devlet İşletmesi Teşkilatı’’ kurulur.  Teşkilatın envanterinde 2 Junkers, 2 King Bird, bir ATH-9 olmak üzere toplam 5 uçak vardır. 28 koltuk kapasitesiyle 7 pilot, 8 makinist, 8 memur ve bir telsizciden oluşan 24 kişilik kadroya 180 bin lira bütçe tahsis edilir.

Bunlar neden anlatıyorsun diye sorabilirsiniz. Bir ülkenin, savaştan çıktıktan sonra ve dahası harap ve bitap düşmüş bir ülkenin ve halkın neler yapmaya muktedir olduğunu bilmeniz için anlatıyorum. 1935 yılında bu müessese Havayolları İdaresi adını alarak Bayındırlık Bakanlığı’na, 1939’da Devlet Hava Yolları Umum Müdürlüğü adıyla Ulaştırma Bakanlığı’na bağlanır.

Ve 21 Mayıs 1955 tarihinde kanunla Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı adını alır.

Bir devin doğuş hikayesi işte böyle başlar. Bir devletin olmazsa olmazları vardır. Daha doğrusu devlet olabilmek içi toprağınız, milletiniz, bayrağınız, Merkez Bankanız ve mutlaka da bayrağınızı taşıyan (Flag carrier) bir milli havayolu şirketiniz olmalıdır. Örneğin,  Kuzey Kıbrıs Federe Devleti, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adını alınca inandırıcı olması açısından bir de havayolu kurmak zorunlu hale gelmiş ve Kuzey Kıbrıs Hava Yolları kurulmuştur. 5  uçakla başlayan bu hikayenin bugün geldiği noktayı size bazı rakamlarla anlatmak isterim. Bugün THY’nin filosunda dar ve geniş gövdeli (tek ve çift koridorlu) 308 uçak bulunmaktadır. Yapılan anlaşmalara göre peyderpey gelen uçaklarla 2023 Cumhuriyetimizin 100. Yılına 500 uçaklık bir filo ile gireceğimizi söylemek asla kehanet olmaz. 20 Mayıs 2016’da 83. Yılını kutlayacak olan THY, Türkiye’nin dünyada en çok bilinen ve tanınan global markasıdır.  Avrupa’nın 4 kez en iyi havayolu seçilen 4 yıldızlı şirketidir. Küresel havayolu şiretleri birliği Star Alliance üyesi 27 şirketin en önde gelenlerindendir. Kigali, Lviv, Oş, Yanbu ve Younda gibi adını bile bilmediğimiz 236’sı dış, 49’u iç hat toplam 285 destinasyona uçuş gerçekleştiren THY, devletimizin temsil edilmediği yerlerde devleti temsil görevini de başarıyla yaparak göğsümüzü kabartmaktadır.

Bu satırları okuduğunuz anda dünyanın bütün coğrafyalarında havada mutlaka bir THY uçağı vardır ve uçmaktadır. Planet müzik sistemiyle radyo kanallarına ve müzik arşivlerine ulaşabilir, yüzlerce filmden seçim yapıp koltuğunuzda izleyebilirsiniz. İnternete girip telefonla konuaşabilirsiniz.  İkramda dünya markalarını geride bırakan ve haklı bir üne kavuşan THY uçaklarında Asya-Hindu tipi yemeklerden Kosher’den Müslüman yemeğine kadar 21 yemek çeşidi bulabilirsiniz. Bu lezzetleri ve bol konforu  size, sayıları 7 bini geçen purser, kabin amir ve memurlarının yanı sıra uçan şef denen aşçılarla sumaktadır. 5 bine yakın kaptan pilot ve first officer ile zamanında ve güvenli uçuşlarla sizi sevdiklerinize kavuşturan bu dev markanın parasal değerini söylemek çok zor. Çünkü hızlı büyüyen geniş pazarlara yenilerini katan THY, sen çok yaşa emi. Nice yıllara çelik kanatlı kuşları uçuran 50 bin özverili insan.

Türkiye’nin size teşekkür borcu var.