BENCE SEDA DÖVER

Alican DEĞER 14 Nis 2016

Alican DEĞER
Tüm Yazıları
Sonunda bu da oldu. Evlilik programı sunucuları birbirlerine girdiler.

Sonunda bu da oldu. Evlilik programı sunucuları birbirlerine girdiler.

Aslında üçü bir araya getirilse müthiş bir program olur. Reyting rekorları kırarız valla. (Aslında müthiş bir fikir. Bu programı yapacak olanları uyarırım. Telifi bende. Delili de bu yazı.)

Neredeyse saç saça, baş başa kavga edecekler. Bu kavgada Seda hanımın diğerlerini dövebileceğini düşünüyorum. Çünkü ring tecrübesi hepsinde daha fazla.

Aklı karışanlar için tarihçesini kısaca özetliyeyim. Esra Erol, yetenekli bir televizyon yıldızı. Programına ilk Flash Tv’de başladı. Sonrası bildiğiniz başarı hikayesi. Bir kaç televizyon dolaştı. Son olarak Fox Tv’deydi. Geçen yıl Atv’ye transfer oldu.

Seda Sayan, önceki yıl Show Tv ile anlaşma yapmıştı. Yaptığı bir kaç program tutmayınca o da evlilik programına başladı. Yayın saati öğlene yakındı. Yani karşısında başka evlilik programı yoktu. Bütün gün bu tür programları izlemek isteyen halkım Seda Hanım’ı da izledi tabiii.

Esra Erol, Fox’dan Atv’ye geçince orası boşaldı. O boşluk Zuhal Topal ile dolduruldu. Anladığım kadarıyla Zuhal Topal, Esra Erol’un ekibinden önemli birkaç ismi de transfer etmişti. Mutlaka program için hayati önemdeki telefon defteri ile birlikte.

Kanal D ise yine bir  “İnsanat bahçesi” kurma yolunu seçti. Güya evlenmek isteyenleri bir eve doldurdu. “Big Brother” ile evlilik hibriti yani. Bu hibritin kısrak vücutlu, kuş kanatlı bir “Pegasus” olduğunu düşünüyorsanız, yanılırsınız. Bu birleşmeden “Acübik”  birşey çıktı ortaya.

Haa bu arada işin yaratıcısı Flash Tv’de böylesi bir programa devam etti. (Bana göre en gerçekçisi o program)

Sezon böylece başladı. Reytingler gitti geldi. Kah biri öne geçti, kah diğeri. Ama rekabet çok kızgınlaştı.

Sahte adaylar, kadrolu hamile gelinler, para ödenen damatlar, sahte nikah memurları derken programlar iyice tartışılır oldu. Evlilik gibi önemli bir kurumun adı altında adeta insan pazarları oluşturuldu. Adayların sadece çay içmekle kalmadığı, bir süre birlikte olduktan sonra programa dönerek şova devam ettiği öğrenildi. Aslında iş evlilik programı olmaktan çıktı, batıda örnekleri görülen “Date” yani buluşma programına dönüştü. Aslında programlar bu isimle yapılsa benim bir itirazım yok. Sadece “Yiyorsa adını koyun” diyorum.

Her gün stüdyoda oturmalarından işsiz güçsüz olduğu anlaşılan adaylar kısa süreli şöhretlerinin tadını çıkarır oldu.

Günlüğü 20 liraya stüdyoya doldurulan seyirciler birer aile terapisti yerine geçti. Evlerinde oturamayıp, dolduruldukları minibüslerle stüdyolara yığılan bu kişiler kah göbek attı, kah ahlak eleştirisi yaptı. Karşılığında ise kumanya ve üç-otuz para aldı.

Sonraları RTÜK işe el attı. Şikayetler birikti. Şimdilerde yapımcılar yalpalıyor. RTÜK ve reyting baskısı yüzünden bir türlü denge tutturamıyor. Alan daralınca da birbirlerine saldırıyor.

Kavgada yumruk sayılmaz

Kim, kime ne dedi?

Seda Sayan

Kanal D’de yayınlanan Renkli Sayfalar programına konuşan Seda Sayan ‘”Kafadan” Zuhal Topal ve yapımcısına daldı.

“Esra Erol Fox Tv' de iken, bende Show Tv' de idim, Erol'da izdivaç programı yapıyordu, bende evlilik programı yapıyordum. O zaman Zuhal Topal evlilik değil, başka bir kuşak programı yapıyordu. Zaten tutmadı yayından kaldırıldı. Sorun o değil, sorunumuz şu; Esra, Fox Tv' de evlilik programı yaparken bende Show Tv' de yaparken hiç bu skandallar, entrikalar, şantajlar, tehditler, insanların locasından adam kaçırmalar böyle şeyler duydunuz mu? Böyle şeyler var mıydı? yoktu.”

(Yazarın notu: Bu locadan adam kaçırma tabirine dikkat edin. Yani demek istiyor ki güya evlilik adayı olan oyuncuları transfer etti. Bu sözde adaylar transfer olabildiklerine göre dertleri zaten evlilik değil)

Seda Hanım, Esra Erol’un bu gerginlikler yüzünden doğuma gözyaşları içinde gittiğini iddia etti.

“Evine hacizler mi gönderilmedi, o savaş oradan başladı. Yani sırf yapımcısı ve Fox Tv ile yollarını ayırdı diye böyle ucuz skandallara ve entrikalara başladılar. Erol bunların yüzünden ne doğum heyecanını yaşayabildi ne loğusalığını yaşattılar. Bunlar Esra doğuma giderken locasını boşalttılar.”

Seda Hanım’ın iddiaları bunlarla da sınırlı kalmadı. Bu program için çok önemli olduğu anlaşılan “Loca” da hamile bir gelin adayının bulunduğunu da ileri sürdü.

Esra Erol

Programına Atv’de devam eden Esra Erol da açtı ağzını yumdu gözünü. Erol kavganın nedeni olarak eski yapımcısını bırakması olarak gösterdi.

Zuhal Topal ve eşi hakkında önemli iddialarda bulunan Esra Erol “ağlamaklı bir şekilde” şunları anlattı;

"Zuhal Topal ve kocası beni silme olayına dahillerdir. Eski yapımcılarım Zeynep – Onur Peker ile Zuhal Topal beni bitirmeye çalışıyor. Sürekli belaltı çalışması yapıyorlar. Öyle bir şey söyleyeceğim ki o 2 karı koca Türkiye'de duramayacak. O zaman Türkiye'de yer yerinden oynayacak. Bu bir tehdit değildir kendi yaşadığım bir olaydır.

Bugüne kadar sustum diyen Esra Erol ağlayarak doğuma gittiğini ileri sürdü. "Ben doğuma gözyaşlarıyla gittim fake hesaplarla bana 'sen o doğumda geber' 'senin çocuğun gebersin' diye yorumda bulundular. 8 aydır ağzımı açmadım. İcralar, ihtarlar bakın bugün yine ifadeye gidiyorum. İfadeye gitmemin sebebi şu; bu hamile skandalında kovduğunuz ve aynı zamanda şiddet gösterdiğiniz çalışanlarınızdan birinin iddiası bu. Hamile bir hanımefendi varmış. Bununla ilgili ifadeye gidiyorum. Biz locadaki adayların telefonlarını almaya çalışıyormuşuz Ali'yle ikimiz bunu örgütlüyormuşuz. Ya benim locamı boşalttınız locadaki adayları aldınız daha ne diyim ben size.

Gene Ekim ayında stüdyoya sahte nikah memuru getirtip, sahte nikah kıydığı ileri sürelen Zuhal Topal’a yönelik bir önemli iddia ise locada oturan bir kadının, görüştüğü bir adaydan halime kaldığı, buna rağmen eş aramaya devam ettiği yolunda.

Bir önemli iddia da Bir zamanların “Bayan Bacak”ı Serpil Örümcer’den geldi. Örümcer, aylık 2 bin lira karşılığında programa çıkıp eş aradığını, karşısına aday diye evli erkeklerin getirildiğini ileri sürdü.

Tembih iyi şeydir

Tüm evlilik programı yapımcılarına sesleniyorum. En ucuz ders başkalarının hatalarından alınan derstir.

Bu çatı yıkılırsa hepiniz altında kalırsınız. Üzerinize doğru dev bir dalga geliyor. Henüz su derin. Ama kıyıya yaklaştıksa sığlaşacak. Sığlaştıkça da büyüyecek tusunamiye dönüşecek.

Bu tusunami, “Kim ne yaptı?” diye bakmaz. Hepinizi siler süpürür. İstediğiniz kadar “Biz yuva kuruyoruz” diye bağırın.  Altında kalırsınız. Çünkü artık ortaya çıkan şeyler bir yuva kurma olayı değil. Aleyhinize bir karar alınırken, “Şu yapımcı bunu yaptı, bu şunu yapmadı” diye düşünmezler. Hepinizi aynı sepete koyarlar. Televizyonlar da arkanızda durmazlar. “Biz söylemiştik. Ama inatla devam ettiler” derler.

Hatırlarsınız, geçmişte magazin programcılığı bu derece azıtmıştı. Bu programlara göre tüm Türkiye sanki birbiriyle yatıyor, sürekli gece kulüplerinde eğleniyor, hepsi milyon dolarlık arabalara biniyordu. O zamanın “Medya şebekleri” kifayetsiz türkücüler, şarkıcılar, işsiz mankenlerdi.

Sonra Tv Genel Müdürleri Ankara’ya MİT Müsteşarlığı’na çağrıldı. Genel Müdürlere, artık Türkiye’nin aile yapısıyla uğraştıkları, bu görüntüler yüzünden toplumda bölünmenin ve isyan duygusunun arttığı anlatıldı.

Bu davranış şekli doğrumuydu? Bana göre değildi. Ama oldu.

Ve birden bire magazin programları yayından kaldırıldı. Kıyıda köşede tekrar yayına başlamaları 5 yılı buldu. Bu yüzden hale ürkek bir haldeler.

Tekrar ediyim, “En ucuz ders, başkalarının hatalarından alınan derstir.”