Eh, sonunda bu da oldu.

Zaten işin ucunda CHP varsa her şeyin olması muhtemel gibi bir şey, onun için hayal dünyamızın sınırlarını zorlasak da bu CHP’lilerin ne yapacağını kestirmemiz zor.

AK Partili vekil Muhammet Balta’nın bacağını ısıran CHP’li vekil kim?

Hayırlısıyla DNA sonuçlarından sonra bu CHP’li “vekilin” kim olduğunu öğreneceğiz.

Hani şu meşhur vekil var…

“İran ile Türkiye savaşa girse İran’ın yanında olurum” diyen ama meclis kürsüsünde güya Türkiye’nin hayrına konuşup, cumhuriyetin değerlerinden falan bir güzel caka satan…

Ne olduğu belli değil, “Türkiye ile İran savaşsa İran’ın yanında olurum” diyor ama bu adam Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde vekillik yapıyor.

Daha doğrusu biz öyle sanıyorduk desek yanılmış olmayız.

Çünkü dünyanın hiçbir meclisinde ısıran bir “vekil” var mıdır bilinmez ama başta da dediğim gibi işin ucunda CHP oldu mu ısırır da koparır da…

Onun için bunların neler yapacaklarını kestiremeyiz.

Meclis’te Türkiye’nin sistem değişikliği konuşulurken kürsüyü yağmalayanlar da bunlar, ısıranlar da bunlar, vekilliklerini unutup provokatörlüğe soyunanlar da bunlar.

Türkiye’nin iyi bir muhalefete ihtiyacı var diyordum da bunların umurunda değil.

“Bacak ısıran” bir partiden Türkiye’nin hayrına bir muhalefet mi olur yoksa başka bir şey mi olur, varın adını siz koyun.

Zaten bunların hazmedemedikleri şey hem bu kadar konfora sahip olacaklar hem de halkı aşağılayarak iktidara geleceklerini zannedecekler.

Evet! Bir noktaya kadar öyle diyorduk ama…

Bunların iktidar derdi falan da yok, bunlar muhalif olmanın konforuna sığınarak böyle geldiler böyle gidecekler, “elimizi taşın altına koyalım” deyince de tazı gibi kaçacaklar.

Başkanlık sistemine “tek adamlık” diyecekler ama cumhuriyet dönemindeki “tek adamları” unutup o “tek adamların” yaptığı uygulamaları hatırlamak bile istemeyecekler.

Geçmişlerinde seneler boyu ülkeyi kendilerinin halka rağmen oraya getirdiği kişi “tek adam” olarak yönetecek ona sesleri çıkmayacak ama sorumluluğu belli olmayan bir cumhurbaşkanlığından sorumluluğu yasal çerçeve altına alınmış demokratik bir cumhurbaşkanlığı sistemine geçeceğiz, bırakın seslerinin çıkmasını hemen ısıracaklar.

Şu andaki gibi yasama, yürütme ve yargı tek partinin elinde olmayacak hepsi bu başkanlık sistemiyle bıçak gibi ayrılıp daha tarafsız ve daha adaletli bir erkler sistemi hayata geçecek buna da karşı çıkacaklar.

Ama tabi muhalefette de kalsalar konforları bir güzel bozulacak artık.

Öyle ki AK Parti zamanında bu CHP zihniyetinin aşağıladığı kişiler bunlarla eşitlenince hazmedemediler, en sonunda hazmedememeleri bir ısırma eylemi olarak kendini gösterdi.

Demokrasi gelince güya sözüm ona varlar ama kendi zihniyetlerinden olmayanlarla eşitlenmeye yoklar, demokrasi dediğin bu değil de nedir Allah aşkına?

Kaldı ki bunların öyle bir niyeti de yok, olmayacak da, bunlar bu zihniyet yapısıyla kendilerinin pek güzel farkındalar, bu kafa yapısına bu halkın prim göstermeyeceğini çok iyi biliyorlar.

Zaten onun için halktan nefret ediyorlar, halkı aşağılıyorlar, meclis kürsüsünü yağmalayıp, halkın vekillerini ısırmayı kendilerine bir hak olarak görüyorlar.

Hele CHP’nin Fatma Hürriyet Kaplan diye bir hanımefendi milletvekili varmış da yeni haberimiz oldu.

Bugüne kadar sesini pek duymamıştık, vekilliği boyunca neler yaptığını da pek bilmiyoruz ama önceki gün mecliste söylediği sözlerden sonra ahlakı hakkında az çok bilgiye sahip olduk.

Hayırlısıyla, vekilliği hakkında da bir şeyler öğreneceğiz diyeceğim de bu ahlaktan bir şey öğrenmesek daha hayırlı olur aslında.

Aynen şunu dedi Fatma Hürriyet Kaplan: “Şimdi soruyorum dünkü oylamada, aynı kabinde, birlikte oy kullanan 3 erkek AKP’li vekil eğer birlikte oy kullanmıyorduk, vallahi Anayasa’yı ve gizliliği ihlal etmiyorduk diyorsanız 3 erkek bir kabinde ne yapıyordunuz? 3 AKP’li vekilin bir kabinde birlikte ne yaptığını milletimizin bilmeye hakkı vardır.”

Şimdi bu Kaplan’ın söylemiş olduğu sözleri AK Partili bir vekil söylemiş olsaydı ne terbiyesizliği, ne homofobikliği, ne cinsiyetçiliği, ne sapıklığı kalmış olurdu.

Ama bunu CHP’li bir vekil söyleyince nedense o “devrimci demokrat” şahıslardan bir ses yok.

Bunların zaten niyetinin de ne olduğu belli zihniyetinin de.

Erdoğan ne yaparsa yapsın karşı çıkıyorlar, ne olduğuna bile bakmıyorlar, aslında halktan değil kendilerinden de nefret ediyorlar.

Bir türlü halkı sevemedikleri için, bir türlü kendi zihniyetlerinden başka düşüncelere tahammül edemedikleri için böyle geldiler böyle gidecekler.

Bu halk da bunlara asla prim vermeyecek, bu zihniyetin ülkeyi yönetmesine şiddetle karşı çıkıp bunlara zırnık oy basmayacak.

Amma lakin…

Kimin ısırdığı önemli mesele, hangi CHP’linin ısırma gibi bir “hünere” sahip olduğunu bu halkın bilmesi şart.

Oysa yazıya başlamadan bir pazar yazısı yazayım diye oturmuştum klavyenin başına ama bu CHP olduktan sonra bu da mümkün olmadı.

Olsun, siz yine de bunu bir pazar yazısı olarak kabul edin, ne de olsa fıkra gibi bir parti…