Pazartesi günü yazımı bitirirken bugünkü yazımda "küresel risklerin önlenmesi için gereken küresel düzenlemelerden bahsedeceğimden" söz etmiştim.
2014 sonrası ne oldu? 2008 kriziyle defoları ortaya çıkmış küresel para ve finans düzeninin problemleri çözülmemiş ama halı arkasına süpürülmüştü.
Pazartesi günü 2022 Nobel İktisat Ödülünü alan Diamond–Dybvig Modeli'ni tanıtmıştım.
Bugün ilk önce gündemden kısa başlıklalar verip konuyla ilgili görüşlerimi ileteceğim.
Sağcı olsun solcu olsun Türk ekonomisinde uygulanan popülist politikaların Osmanlı tarihinde kökleri bulunmaktadır.
AK Parti'nin 2014 yılından beri Sayın Cumhurbaşkanı tarafından ağır ağır ve çeşitli mecralarda seslendirilen ve 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte Sayın Berat Albayrak tarafından öncülüğü yapılan ve bugün de devam eden ekonomi politikasının Ortodoks veya Heterodoks iktisat anlayışlarından hiçbirine uymadığından geçen yazımda bahsetmiştim.
Üzerinden tam bir sene geçmiş olan Merkez Bankası politika faizi indirimlerine dayalı politika uygulamalarının herhangi bir ekonomik modele dayanmadığını, ana akım veya muhalif bilinen hiçbir iktisat okulundan feyz almadığını, sadece siyasi başarı hedefiyle kotarılan politikalar olduğunu burada ve başka yerlerde defalarca belirtmiştim.
"Milliciler ve küreselciler hangi konularda çatışmaktadır? Demokrasiye, ekonomide devlet müdahalesine, kalkınma ve sosyal politikalara değin ne söylemektedirler? Pazartesi buradan devam edelim."