Geçen hafta bir yakınımın otomobilini "normal yollardan" satışa çıkardık. Yani "eşe-dosta" ricada bulunmadan "internet ilanı ile işi bitirmek" istedik. Tabi ki, işin "halkla ilişkiler" görevi işimden dolayı bana verildi.
Kısa bir süre öncesine kadar otomobil ülkemizde yıllardır "yatırım aracı" olarak algılandı. Evden sonra telaffuz edilen ikinci önemli "sahip olunması gereken mal varlığı" olarak beyinlere işlendi.
Geçen hafta bu köşede, Volvo'nun yeni modeli S90'ın Bayburt Baksı Müzesi güzergahında yapılması planlanan basın lansmanını ertelemediği için önce Volvo yöneticilerine; ardından da PR Ajansı olan Bernaylafem'e övgüler yağdırmıştım.
Bu hafta gündem yoğun. Yenilik, üretim, hamle haberleriyle sayfanın durumunu görüyorsunuz. Haftayı, Tofaş Ceo'su Cengiz Eroldu'nun güzel haberleriyle açtık.
Zor bir süreçten geçiyoruz. At izi, it izine karışmış durumda. Ülkece silkelenip belki de böyle temizleneceğiz.
Birkaç haftadır yazdığım otomotiv markaları, PR şirketleri ve otomotiv basını arasındaki anlamsız didişmeyi konu alıyorum.
Birkaç haftadır otomotiv ve PR konuları üzerinde yazıyorum. Eleştiri okları genelde otomotive bakan PR şirketleri üzerinde yoğunlaştı. Bu hafta da çuvaldızı bize yani "otomotiv basınına" değdirelim bakalım; neler olacak?..
İki haftadır kalem oynattığım "otomotiv sektˆr¸ ve PR & Gazeteciler ilişkileriî nde bu hafta bir ilk yaşandı. Bu yüzden hazır bu sularda seyrederken ìyazmasam olmazî moduna girdim.