Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı ile halk sokaklara döküldü, millet kendini silahlara siper etti ve bir darbeyi ezanlar ve salalar eşliğinde bastırdı. O günden beri millet geceleri bütün şehirlerde demokrasi nöbetleri tutuyor. Ve millet pazar akşamı İstanbul’da 5 milyon vatandaşı Yenikapı’ya yığarak yazdığı demokrasi destanını taçlandırdı. Aynı zamanda Yenikapı’daki muhteşem mitingi başta Ankara olmak üzere 80 vilayetin merkezinde demokrasi nöbetlerine titizlikle devam eden halk dev ekranlardan izledi ve başta Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın ve diğer liderlerin konuşmaları ile coştukça coştu.

Bu mitingin Cumhurbaşkanımız Erdoğan dışında üç tane galibi vardı. Birincisi böyle bir mitinge ilk defa katılan Genel Kurmay Başkanımız Hulusi Akar. Milyonlar ona ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sevgi gösterilerinde bulundu ve bir nevi halkımız askere “itibarını iade etti” o da millete selam durarak gönüllerde taht kurdu. Yani bir nevi TSK ile halk arasında buzların erime süreci hızlandı. İşte burada askerlere düşen görev Türk halkına ve siyasilere güven verecek hareketleri sürekli yapmak ve halkın kalbinde yeniden bir mümtaz yer kazanmaktır.

Mitingin ikinci galibi ise Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli…  Zaten aldığı alkış ve yarattığı coşku da bunu açık seçik gösteriyor. Bahçeli kitlelere verdiği mesajlarla tam puan aldı. Böylelikle “bu Bahçeli ile bir seçim daha kazanamayız” diyen MHP’li tabandaki kişileri bir kere daha düşünmeye sevk ediyor. İkincisi, Bahçeli AK Partililerde bile büyük sempati hisleri uyandırarak yeni dostlar edindi. Üçüncüsü ise muhaliflerini iyice zora soktu. Fetullah terör örgütü ile ilişkileri tartışılan Meral Akşener’in ise artık ortadan kaybolması lazım.

Mitingin üçüncü galibi ise Başbakanımız Binali Yıldırım. Bu darbe bize aklı başında, işlerini iyi takip eden, yenilikçi ve atılımcı, darbelerin yıldıramadığı bir başbakan kazandırdı… İşte millet, işte destek ve işte coşku. Şimdi artık siyasilerin Fetullahçıların ülkede meydana getirdiği ciddi hasarı ortadan kaldırmak için el ele vermeleri, devletin kurumları onarılırken yardımcı olmaları, yeni siyasi ve sosyal düzenlemeleri el birliği ile gerçekleştirmeleri lazım.

Burada Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı ve ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na büyük rol düşüyor. Sosyal demokratlar mutlaka “oyunbozan” olması için ona çok baskı yapacaklardır. Kılıçdaroğlu onları dinlemeden Yenikapı ruhuna göre hareket edebilirse hem Türkiye hem CHP kazanır. Yoksa Türkiye yoluna devam eder ve hem CHP hem Kılıçdaroğlu kaybeder. AK Parti’nin ise CHP’yi köşeye sıkıştıracak bir tutum içinde olmaması gerekiyor…