T.C. BAŞBAKANLIK TÜRKİYE YATIRIM DESTEK VE TANITIM AJANSI YÖNETİM KURULU BAŞKANI ARDA ERMUT: ULUSLA

Neşe BERBER 01 Haz 2017

Neşe BERBER
Tüm Yazıları
​''Çok uluslu şirketlere ve Türk şirketlere olası ortak girişimler, Türkiye'de gerçekleştirilecek projeler için uygun ortaklar bulunması konularında destek oluyoruz' diyen T.C. Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı Arda Ermut ''Uluslararası doğrudan yatırımlar söz konusu olduğunda, uluslararası ve yerli şirketler arasında gerçekleştirilecek iş birlikleri her iki taraf için de oldukça faydalı olabilmektedir.'' dedi.

Yatırımcılarla yapılan görüşmelerde gizlilik esasını en önemli ilkelerinden biri olarak belirleyen T.C. Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı, bir kamu kurumu olmakla beraber yatırımcılara özel sektör yaklaşımı ile hizmet sunmaya devam ediyor. diyen T.C. Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı Arda Ermut YeniBirlik’e hakkında bilinmeyenleri ve merak edilenleri anlattı.

T.C. Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’nın görevi nedir?

T.C. Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı olarak ülkemize gelen her uluslararası yatırımı, büyüklüğüne ve geldiği sektöre bakmaksızın, önemsiyoruz ve gerçekleşmesi için bize verilmiş olan tüm imkanlarımızı sonuna kadar kullanıyoruz. Çünkü uluslararası yatırımlar ülkemize sadece finansal sermaye girişi sağlamayıp, aynı zamanda çarpan etkisiyle ekonomimize katma değer de sunmaktadır. Hatta belki daha da önemlisi, ülkemizin yatırım ortamına duyulan güvenin bir çeşit tescili olmakta ve gelecekte yapılacak yatırımları da mümkün kılmaktadır

Ülkemize yapılan yatırımlara biraz değinelim nasıl bir katkısı oluyor? 

Bu anlamda enerji sektörü hem ekonomik büyüklükleri hem de ülkemiz yatırım ortamına sundukları kazanımlar açısından oldukça önemli. Örnek verecek olursak, sadece TANAP projesinin ekonomimize toplamda 50 milyar USD düzeyinde katma değer sağlaması beklenmektedir. Projede 1,5 milyar USD değerinde 1,3 milyon ton çelik boru kullanılacak ve bunun 1,1 milyon tonu Türkiye’de üretilecektir. Ayrıca 19 ilden geçecek hattın yaklaşık 15.000 kişiye istihdam sağlaması beklenmektedir. TANAP ve ona benzer diğer enerji projeleri aynı zamanda ülkemizin mevcut ve gelecekteki enerji arz güvenliğine de doğrudan katkı sunmakla, genel yatırımların ana unsurunu teşkil eden enerji kaynaklarına erişim imkanını da güçlendirmektedir. Ayrıca bu türden projeler ülkemizin güvenilir bir enerji transit merkezi pozisyonunu tescil ederken, gerçek manada bir enerji merkezi (energy hub) olması yolunda da önemli katkılar sunmaktadır. 

Yerli ve yenilebilir enerji kaynaklarımızın ülkemize katkısı nedir?

Bununla birlikte, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızın ekonomimize kazandırılmasının ithal bağımlılığını azaltmak isteyen ülkemiz için özel bir önem taşıdığı kanaatindeyiz. Bu açıdan bakıldığında son dönemde yerli ve yenilenebilir kaynaklara yönelik yatırımları teşvik edecek tedbirlerin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız ve ilgili kurumlarımızca hızlı bir şekilde hayata geçirildiğini görüyoruz. Malumunuz yakın zamanda ithal kömür karşısında yerli kömürü koruyacak gümrük vergisi düzenlemesi Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. (3 Ekim 2016 tarihinde Bakanlar Kurulu Kararı ile Elektrik enerjisi üretimine yönelik kömür ithalatına ton başına 70 dolar ilave gümrük vergisi getirilmiştir.)

İlaveten yine geçtiğimiz aylarda Bakanlar Kurulu’nca alınan karar doğrultusunda TETAŞ’ın yerli kömürden elektrik üretimi yapan özel santrallerden sabit fiyat garantisi ile elektrik alımı yapabilmesinin önü açılmış ve 2016 yılı için 6 milyar kilovatsaatlik satın alım sözleşmeleri TETAŞ ile özel şirketler arasında imzalanmıştır. 

Biz bu rakamın önümüzdeki yıllarda daha da artacağına ve bunun da yerli kömürü ülkemize kazandırma niyeti bulunan yerli ve yabancı yatırımcılar için önemli bir teşvik olacağına inanıyoruz. Yenilenebilir tarafında ise YEKA modeli ile yatırımcılara altyapısı hazır yatırım arazilerinin yenilenebilir enerji yatırımları için tahsis edilmesi söz konusu. Yakın zamanda hayata geçirilen mevzuat değişikliklerinin ardından Konya-Karapınar sahasında ilk aşamada 1.000 Megawatt’lık bir ihale gerçekleşti ve Güney Kore’li Hanwha ile Kalyon ortaklığı ihaleyi kazandı. İhale şartnamesi, elektrik üretiminin yanında kullanılacak aksamı üretmek için fabrika kurulumunu da içeriyordu ki bu aynı zamanda ülkemize teknoloji transferi sağlanması anlamına gelmektedir. İlerleyen dönemlerde aynı şekilde rüzgarda da ülkemizin yenilenebilir potansiyelini hayata geçirecek yeni ihaleler gündemde olacak.

Burada da tabii yenilenebilir kaynakları devreye sokarken hem YEKDEM’in (Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması) piyasa üzerinde oluşturduğu malî yükü azaltacak hem de ülkemizin bir yenilebilir teknoloji üssü haline getirilmesini sağlayacak bir model söz konusu. 2016 yılında yapılan 583 MW güneş santrali ile Almanya ve İngiltere’den sonra Avrupa’nın en büyük 3. güneş pazarı olduk. 2016 yılı sonunda toplam 6000 MW’ı aşan kurulu güç ile Avrupa’daki en büyük 7. ülkeyiz. Rüzgardaki kurulu gücümüz Portekiz ve Danimarka gibi bu alanda öncü ülkelerden daha fazla. Gerek mevcut projeler gerekse de gelecekte ihale edilmesi planlanan potansiyel sahalara yönelik Avrupa, Amerika ve Asya’dan dünyanın önde gelen yenilenebilir enerji firmalarının ilgisi oldukça yüksek. Sayın Bakanımız Berat Albayrak’ın da sıkça dile getirdiği üzere enerji sektörünün üretimden, iletim ve dağıtıma kadar hemen bütün alt kırılımlarında 2023 yılına kadar 100 milyar doların üzerinde yatırım bekleniyor. Bunun tabii bir kısmı kamunun bir kısmı ize özel sektörün üstleneceği yatırımlar. 

Türkiye’nin Milli Enerji Politikaları hakkında düşünceleriniz nelerdir?

Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmasının yolu daha etkin bir enerji politikasından ve daha fazla enerji tüketiminden geçmektedir. Bildiğiniz gibi, Türkiye’nin milli enerji ve maden politikası yine Sayın Bakanımız tarafından yakın zamanda yapılan bir tanıtım programı ile açıklandı.

Son 15 yılda, elektrik üretim kapasitesi ve doğalgaz tüketimi 3 kat artırılmış, doğalgaz altyapısı olmayan sadece 3 ilimiz kalmıştır. Ayrıca, son 10 yılda yaklaşık 55 milyar dolar enerji ithalatı yapılmıştır ve bu rakam cari açık açısından önemli bir noktadadır.Dolayısıyla, 2023 hedeflerine ulaşmak, büyüyen Türkiye’nin ekonomik altyapısını desteklemek, ve küresel bir oyuncu olmak için milli bir enerji politikasına ihtiyacımız var. 

İthal bağımlılığını azaltma çabaları sonucunda yerli kaynaklardan elektrik üretimi 2016 yılında tavan yaparak yüzde 49,3’e çıktı. Sayın Bakanımızın bundan sonrası için koyduğu hedef ise en az üçte iki. 

Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olarak denizlerdeki enerji potansiyelini de ortaya çıkarmak durumundayız. Bu kapsamda, ilk yüzer LNG santralimizi Aralık ayında devreye aldık, ikincisini de Sayın Bakanımızın belirttiği gibi 2017 sonunda devreye alıyoruz. Marmara Denizi’nde de bir santral devreye alarak bu süreci tamamlamış olacağız. 

Sayın Bakanımız, tarihimizde ilk defa bu yıl alımını gerçekleştireceğimiz yeni arama sondaj gemisiyle de her yıl Karadeniz'de iki, Akdeniz'de iki olmak üzere denizlerimizde aktif sondaj faaliyetlerinde bulunacağımızın müjdesini de verdi.

Bütün bunlar aynı zamanda bizim için stratejik öneme sahip enerji sektöründe daha fazla yatırım yapılması anlamına geliyor. Yakın zamanda yapılan ihalelerdeki ve geçmişte yapılan enerji yatırımlarındaki ilgi, Türkiye’ye önümüzdeki dönemde daha fazla uluslararası doğrudan yatırım kazandıracağımızı göstermektedir. 

Yabancı yatırımcılara yatırım sonrası nasıl bir destek sağlıyor TYDTA?

 TYDTA, projeleri tamamlandıktan sonra yatırımcılarla iletişimde kalmaya devam etmekte ve projenin devam eden yaşam döngüsündeki her aşamanın sorunsuz bir şekilde ilerlemesini sağlamak amacıyla yatırımcılarla düzenli olarak temasa geçmektedir. Yatırımcının Türkiye’deki yatırımıyla ilgili çözüm bekleyen herhangi bir durumla karşılaşması halinde, TYDTA devlet ile yatırımcı arasında aracılık yapılması, genişleme yatırımlarının destek hizmetlerinden faydalandırılması, yatırım ortamıyla ilgili çalıştay ve araştırmaların gerçekleştirilmesi ve yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik yeni öneriler geliştirilmesi gibi hizmetleri sunmaktayız. 

Türkiye'ye yeni gelen ve Türkiye’de hâlihazırda faaliyet göstermekte olan yatırımcılara koordinasyon desteği veriliyormu?

TYDTA, yatırımcıların Türkiye'ye girişlerinde sorun yaşamamaları için ilgili yatırım projesi ve yatırımcının ihtiyaçları doğrultusunda potansiyel tedarikçiler, müşteriler ve hizmet sağlayıcılarıyla ilk bağlantı ve görüşmelerin gerçekleştirilmesinde destek hizmeti veriyoruz. TYDTA tarafından sunulan temel hizmetlerden biri de kamu kurumları, yerel yönetimler, iş dernekleri ve üniversiteler, hizmet sağlayıcıları ile sivil toplum kuruluşları gibi diğer paydaşlarla olan ilişkilerin koordinasyonudur.

Uluslararası yatırımcıyı ülkemizde yaşanan olayları anlatmak zor oluyormu?

Yabancı yatırımcı eğer Türkiye’de ofisi varsa daha kolay anlayabiliyorlar. Türkiye’ye hiç gelmemiş yatırımcı için Türkiye hakkında söylenenler çok önemli. Türkiye’de hâlihazırda faaliyet göstermekte olan yatırımcılara 15 Temmuz’da ve öncesinde yaşananları daha kolay anlatabildik. Yurtdışında yapılan algı hareketi çok önemli. Her yabancı yatırımcı bundan etkilenebiliyor. Yatırımcı eğer gerçekten Türkiye’de bir yatırım yapmak istiyorsa burada yaşananları gerçekten öğrenmek istiyor. Yurtdışı basında çıkan haberlerin doğruluğunu gelip bizden öğreniyor. 

Yurtdışında nasıl bir çalışma yaptınız?

Yurtdışına yaptığımız seyahatlerde yanımıza ondört yabancı şirketin Türkiye CEO’larınıda alıp gittik. Bizi onların ağzından dinlediler. Bu daha etkili oldu. Yabancı basına gittik. Kendimizi onlara anlattık. Cumhurbaşkanımız siyasi gündemi ne kadar yoğun olursa olsun, bizim yaptığımız bütün toplantılarda bize zaman ayırıyor. Hindistan, Japonya, Amerika Birleşik Devletleri seyahatlarinde hep bir yatırımcılarla  yuvarlak masa toplantısı organize ettik.