KUT BAYRAMI'NI HATIRLAMAK..

Avni ÖZGÜREL 30 Nis 2016

Avni ÖZGÜREL
Tüm Yazıları
1952 senesine yani NATO'ya girene kadar 29 Nisan'ları 'Kut Bayramı' olarak kutladık..

1952 senesine yani NATO’ya girene kadar 29 Nisan’ları ‘Kut Bayramı’ olarak kutladık.. İngilizlerin kesinlikle hatırlamak istemediği, 20. yüzyılda aldıkları ilk ve en büyük yenilginin adı Kut.. Savaşın ayrıntılarını merak eden kolaylıkla öğrenir.  İki sene devam eden savaşın ardından 1916 Nisan’ının sonunda kesinlik kazanan büyük zaferin sembolleşen ancak sonraki yıllarda bir şekilde unutturulan isimleri var: Ali İhsan Sabis, Halil Kut,  Mareşal Von der Goltz.. Ve elbette canları bahasına vatan toprağını savunan onbinler.. 29 Nisan’da  General Townshend komutasındaki İngiliz ordusunun teslim olmasını takiben Halil Paşa’nın orduya yayınladığı bildiri tabloyu başka bir söze ihtiyaç hissettirmeyecek şekilde açıklıyor:   

‘Arslanlar! Bütün Osmanlılara şeref ve şan, İngilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın güneşli semasında şehitlerimizin ruhları sevinçle gülerek uçarken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum. Ordum gerek Kut karşısında ve gerekse Kut'u kurtarmaya gelen ordular karşısında 350 subay ve 10 bin erini şehit vermiştir. Fakat buna karşılık bugün Kut'ta 13 general, 481 subay ve 13 bin 300 er teslim alıyorum. Bu teslim aldığımız orduyu kurtarmaya gelen İngiliz kuvvetleri de 30 bin zayiat vererek geri dönmüşlerdir. Şu iki farka bakılınca, cihanı hayretlere düşürecek kadar büyük bir fark görülür. Tarih bu olayı yazmak için kelime bulmakta müşkülata uğrayacaktır. İşte Osmanlı sebatının İngiliz inadını kırdığı birinci zaferi Çanakkale'de, ikinci zaferi burada görüyoruz..’

Girişte yazdım; bu büyük zaferi 1952 senesine kadar her yıl bayram olarak kutladık. 1952’de NATO’ya girme kararımızla birlikte İngilizler Ankara’ya baskı yapmaya başladılar. ‘ Bu bizim için rencide edici bir olay, sizin bayram olarak kutlamanızdan rahatsızız; üstelik artık müttefikiz’ diyerek.. Sonuçta önce bayramı iptal ettik, sonra Kut’u ders kitaplarından da kaldırdık.  Aradan bir asır geçtikten sonra gurur tablomuzu yeniden hatırlattığı için cumhurbaşkanımıza teşekkür borçluyuz. Umarım tarihin tek kahraman, tek savaş, tek zaferden ibaret olmadığı bir dili inşanın başlangıcındayızdır.