Türkiye ve İsrail anlaştı, ilişkiler normalleşecek, Türkiye yıkıma uğrayan Filistin’i İsrail’in onayıyla ayağa kaldıracak ve çatışmalar ile çalkalanan bölgemizde bir barış hamlesi gerçekleştirilecek. 2010 yılındaki Mavi Marmara yardım gemisine yapılan İsrail askeri müdahalesi ile bozulan ilişkilerde Türkiye’nin İsrail’den üç beklentisi vardı. Birincisi İsrail özür dileyecek, ikincisi gemide hayatını kaybeden sekiz Türk ve bir Amerikan vatandaşı için tazminat ödenecek ve üçüncüsü İsrail Filistin topraklarından ölümcül ablukayı kaldıracak…

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu 2013 yılında açıkça özür diledi. Tazminat konusunda da belli bir anlaşma vardı. Ama abluka konusu ciddi bir sorundu ve yaratıcı diplomasi gerektiriyordu bunu da Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve İsrailli karşıtı başardı… Evet, İsrail ne zaman bir saldırıya uğrasa Gazze’yi ve Şeria’nın Batı Yakasını askeri gücüyle yerle bir etti. Okul, hastane, cami ve ev demeden her yeri yakıp yıktı. Yani o saldırıları yapan Filistin militanlarını cezalandıracağına bütün Filistin halkı mislisiyle cezalandı… İsrail ablukasıyla bölgeye silah girmesi önlenecekti ama abluka yüzünden Filistin bölgesine hiçbir ihtiyaç malzemesi, ilaç, yiyecek sokulmadı. Filistinliler susuz ve elektriksiz bırakıldı. Gazze ve Batı Şeria tam bir açık hava hapishanesine döndü. İşte Türkiye buna karşı çıkıyordu. Türkiye’den başka da Filistinlileri kendine cidden dava etmiş bir başka ülkede yoktu. Ve her şeyde olduğu gibi bu siyasetin arkasında da Recep Tayyip Erdoğan vardı.

Sonunda abluka konusunda da anlaşmaya varıldı. Türkiye üzerinden ve İsrail’in denetlemesi altında her türlü mal ve yardım malzemesi Filistin’e girecek. Türkiye Filistinlilere elektrik ve su sağlayacak. Türkiye yıkılan binaları, okulları ve hastaneleri yeniden yapacak. Yani Türkiye yapacak, İsrail denetleyecek. Yani her şeye rağmen İsrail kimseye duymadığı güveni Türkiye’ye duyuyor… İşte bu Orta Doğu barışı ve bölge güvenliği için çok iyi haber. Bu da Türkiye ve İsrail’in kafa kafaya verip bölgedeki çalkantıların nasıl bitirilebileceği konusunda ortak hareket imkânı sağlıyor.

Burada Türkiye’nin üzerine düşen görev Filistinli gruplar arasında birlik ve beraberliğin sağlanması için gayret göstermek. Bu hassas bir durum çünkü Türkiye’ye de sıcak bakmayan radikal gruplar bu olumlu gidişi sabote etmeye çalışacaklardır. Filistinlilerin de durup durup İsrail’i provoke edecek davranışlardan kaçınmaları lazım. Ama aynı zamanda da İsrail’in Filistinlilerin ve bütün Müslümanların damarına basacak hareketlerden uzak durmaları gerekiyor. Yani Mescid-i Aksa’yı basan Yahudi militanları durdurmaları lazım… Bu anlaşma ile ABD’deki meşhur Yahudi lobisi memnun edilecek ve Türkiye lehine bir hava oluşacaktır. Türkiye’nin bunu Washington’da iyi kullanması gerekiyor.