HAREKETİN LİDERİ ERDOĞAN, GERİSİ..

İlnur ÇEVİK 06 May 2016

İlnur ÇEVİK
Tüm Yazıları
2013 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Türkiye'de bir devrim gerçekleşti ve ülkenin siyasi sistemi tamamen değişti. Ama bunu sevgili başbakanımız da dâhil olmak üzere birçokları anlamamış gözüküyor.

2013 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Türkiye’de bir devrim gerçekleşti ve ülkenin siyasi sistemi tamamen değişti. Ama bunu sevgili başbakanımız da dâhil olmak üzere birçokları anlamamış gözüküyor. Halkın çoğunluğu doğal liderleri kabul ettikleri Recep Tayyip Erdoğan’ı cumhurbaşkanı seçtikleri zaman bir “başkan” seçtiklerini gayet iyi biliyorlardı. Ve eninde sonunda bunun bir yasal zemine oturulması gerektiğini de herkes gayet iyi biliyordu. Cumhurbaşkanımız AK Parti genel başkanlığından ayrılırken Ahmet Davutoğlu’nu parti başkanlığı için aday gösterdiğinde “güçlü cumhurbaşkanı, güçlü başbakan” dediği zaman herkes gayet iyi biliyordu ki bunun manası “Güçlü cumhurbaşkanı, gücünü güçlü cumhurbaşkanından alan güçlü başbakan” idi. Patron her zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan olacak, Davutoğlu’da gemiyi götüren kaptan olacak. Güçlü başbakan lafı Davutoğlu’nu insan olarak yüceltmek için kullanılmış bir kompliman.

Başbakanlar gelir geçer ama patron her zaman Erdoğan. Bunu seçmen de, partili de, teşkilat da ve milletvekilleri de böyle biliyor. Davutoğlu göreve geldiği günden beri “güçlü bir başbakan” ve Erdoğan’ın eşiti gibi davranarak bu günlerdeki gelişmelerin temelini attı. Danışmanlarının dolduruşu ise maalesef bu kaliteli insani hatalar yapmaya sevk etti. Davutoğlu teşkilata karışmadım diyor ama etrafındakilerin neler yaptığını bir bilse…Yine danışmanlarının marifetleri ile Batıda “Davutoğlu liberal ve demokrat ama işte Erdoğan’ı aşamıyor” imajı yaratıldı ki bu çok yanlıştı.

Başbakanın veda niteliğindeki basın toplantısında Erdoğan için söyledikleri ve “son nefesime kadar onunla ilişkimi sürdüreceğim, onun onuru benim onurum, ailesinin onuru benim onurum” demesi Davutoğlu’nun sağlam kişiliğini bir defa daha ortaya çıkarıyor. Keşke bazı danışmanları da bu gerçeği anlasalardı… Şu anki durumu istismar edip ekonomide spekülatif oyunlara karşı tutumu ise bu ülkenin iyiliğini her şeyin üstünde tuttuğunu gösteriyor. Maalesef birileri Türkiye’de kriz kışkırtıcılığı yapıyor ama gidişat heveslerinin kursaklarında kalacağını gösteriyor… Davutoğlu zor şartlarda başbakanlık yaptı ama gemiyi iyi kötü rotada tutmayı başardı.Gemi zaman zaman karaya oturdu ama Erdoğan’ın da yardımıyla bilhassa 1 Kasım seçimlerinde Türkiye yine de sakin sulara varmayı başardı. 22 Mayıs’da yeni başbakan yine gemiye Erdoğan’ın gözetiminde kaptanlık edecek. Ama bu sefer geçmiş hatalar tekrarlanmayacak.