GELİR DAĞILIMI- ASGARİ ÜCRET

Yusuf DİNÇ 05 Ara 2016

Yusuf DİNÇ
Tüm Yazıları
Türkiye'nin ekonomik problemlerinin temelinde cari açık problemi yatar. Cari açık probleminin besleyicilerinden birisi ise tasarruf problemidir.

Türkiye’nin ekonomik problemlerinin temelinde cari açık problemi yatar. Cari açık probleminin besleyicilerinden birisi ise tasarruf problemidir. Türkiye’de tasarrufların milli gelire oranı %20 olan dünya ortalamasının uzağındadır. %12 olan tasarruf oranımız genç ve tüketen bir toplum yapısına işaret etmektedir. Genç ve tüketen toplum yapısı milli geliri tüketim yönünden desteklese de bizi yatırımların gerçekleştirilmesi için ihtiyaç duyduğumuz tasarruftan yoksun bırakır. Bu durum girdi ithalatçısı olan ekonomimizin 60 milyar USD’lik cari açık problemini kısa vadede çözümsüz bırakarak risk oluşturur. 

BES, çeyiz hesabı, konut desteği gibi projelerle tasarruf bilincinin desteklenmesi çok önemlidir. Ancak ülkemizde gelirin paylaşımı bakımından ortaya çıkan grupların tutumu problemi derinleştirmektedir. Konvansiyonel olarak alt gelir grubu gelirinin tümünü tüketecek, üst gelir grubu gelirini yatırıma dönüştürecek, orta gelir grubu ise gelirinin bir bölümünü tüketecek kalan bölümüyle de tasarruf edecektir. Dünya genelinde toplum katmanlarının ekonomideki genel fonksiyonu bu şekilde gelişmiştir.

Ülkemizde alt gelir grubu ekonomik fonksiyonunu gelirinin tümünü zorunlu tüketim mallarını tüketerek icra eder. Alt gelir grubunun ekonomik fonksiyonunda bir aksaklık yoktur. Bu gelir grubuna uygulanacak her gelir artışı genellikle yurtiçi üretim kaynaklı zorunlu tüketim mallarının tüketimine döneceği için milli gelir üzerinde olumlu etki yapar. Ülkemiz özelinde, kalan diğer iki grup ise problemlidir. Üst gelir grubu gelirini yatırıma dönüştürmemektedir. Genellikle elde ettikleri kaynakları alternatif maliyete özenerek bankacılık sisteminde değerlendirirler. Diğer ekonomik grupların yatırım yapacak kapasitede olmaması nedeniyle üst gelir grubunun alternatif maliyeti tercih etmesi istihdam ve yatırım yönlü büyüme üzerinde olumsuz etki yapar. Alt gelir grubu bu tutum yüzünden orta gelir grubuna taşınamaz. Üst gelir grubunun bankacılık sistemindeki varlıkları ise bireysel krediler yoluyla tüketime dönüşmektedir. Bu kredileri kim almakta ve nasıl harcamaktadır sorusunun cevabı kredibil grup olan orta gelir grubunu işaret eder.

Orta gelir grubu elde ettiği gelirleri genellikle ihraç mallarının tüketimine harcamaktadır. Bu grup elde ettiği her ilave geliri de aynı tüketim alışkanlıklarını karşılamak üzere kullanır. Üstelik orta gelir grubunun tüketim iştahı o denli yüksektir ki gelirleri ile sağlayamadıkları tüketim ihtiyaçlarını borçlanarak karşılarlar. İşte, üst gelir gruplarının kaynaklarından üretilen kredileri, orta gelir grubu alarak gene ihraç malları yönlü tüketime harcamaktadır. Orta gelir grubunun bu tutumu cari açığı tüketim yönlü beslemektedir. BDDK’nın kredi kartı taksit sınırlaması, araç kredisi marj uygulaması gibi tedbirleri bu grubu baskılamak içindir. Orta gelir grubu mevcut durumda tasarruf fonksiyonunu sağlayacak özellikte değildir.

Hal böyle iken üst gelir grubuna gelir transferi yatırıma dönüşmemekte, orta gelir grubu her ilave geliri tasarruf yerine harcama eğilimindedir. Üstelik üst gelir grubunun bankalardaki varlıklarını da kredi alarak orta gelir grubu beslemektedir. Bu durumda gelir transferi yaparak en büyük fayda elde edilecek grup alt gelir grubudur. Hatta bu grup fayda üretecek tek gruptur. Diğer grupların ilave gelir elde etmesi ekonomi için zarar üretme etkisindedir.

Bu ekonomik tahlil asgari ücretin daha yüksek olmasının ve iş grupları arsındaki maaş farkının daralmasının daha iyi bir ekonomik görünüm ortaya çıkaracağını göstermektedir. Yani gelirin adil bölüşümü ve eşitlik eğrisine daha yakın bir Lorenz eğrisi görünümü Türkiye için her sokakta milyoner fikrinden daha başarılı olabilir. 

Ancak asgari ücret üzerinden politika geliştirmek, patronların parası ile politika yapmak demek olacağından asgari ücret üzerine uygulanan vergi ve SGK yükünün azaltılması ile katlanılacak maliyet elde edilecek faydaya göre tolere edilebilir veya SGK üzerine doğacak baskı orta ve üst gelir grubundan karşılanabilir.