Altımızda Karadeniz’in çarşaf gibi masmavi renkli denizi... Uçağımız yavaşça inişe geçmiş alana doğru süzülürken Trabzon semalarındayız. Rize’de havalimanı henüz bitmediği için Trabzon’a uçuyoruz.  

Trabzon’dan Rize’ye doğru yol alırken arabada kulağımdaki tınıları hala taze Rize müziklerinin keyfine doyuyoruz. Baba memleketim Rize.. Çocukluğumda gittiğim, oyunlar oynadığım yer. Benim için anlamı farklı. Belki mesleğimin ilk tohumlarının atıldığı yer. Haberci olmamda babamın payı var sanıyorum, hep birlikte haber izlerdik. Rize’den bana kalan hatıralardan biri de ne yapacağıma orada karar vermiş olmam. Dünyada bir insanın kendine yapacağı en güzel şeyi orada yapmışım. Kendime inanarak yola çıkmışım ve bunu sadece duygularımda yapmışım. Ve sonra gerisi gelmiş. Dünyada inanılacak en güzel şeye "Kendime" inanmışım...

Rize’nin adı; bir rivayete göre Yunanca pirinç anlamına gelen Rhisos’tan, bir başka rivayete göre de Rumca’da “RIZA” olarak dağ eteği anlamından gelmektedir. Osmanlıca da ise “RİZE” ufak kırıntı, döküntü anlamındadır. 1470 yılında Fatih Sultan Mehmet Rize ve çevresini Türk egemenliği altına almıştır.

Ayder Yaylası, Fırtına Deresi, Kaçkar Dağları, Anzer Yaylası, Eski Rize Evleri, Atatürk Evi Müzesi, Palovit Yaylası ve daha bir çok yaylaları yemyeşil örtüsü ile maviyi birleştiren zengin kültürel varlıkları, eşsiz doğası, köklü geçmişe sahip kültür ve sanat yapısı ile turizmin her çeşidine imkân sağlayan, bir yeryüzü cenneti..

Osmanlı’da yerel yönetim kurumları olması düşüncesiyle, XIX. Yüzyıl ortalarından itibaren belediyeler ortaya çıkmaya başlamıştır.. Rize, Birinci Cihan Savaşı'nda 9 Mart 1916 tarihinde Rusların işgaline uğramış, 2 Mart 1918'te bağımsızlığına kavuşmuştur. Cumhuriyet dönemine kadar sancak merkezi olan Rize, 20 Nisan 1924 tarihinde vilayet olmuş.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rizeli olması da Rize’nin daha da dikkatle izlenen bir şehir olmasına etkendir elbette.  Erdoğan, ‘’Benim şehrim, baba ocağım, memleketim Rize Birinci Dünya Savaşı’nda, sonuna kadar mücadele veren şehirlerden. Cumhuriyet kurulurken de Rize, Milli Mücadeleye en büyük katkıyı sağlamış şehirlerden biridir.’’ diyerek Rize’ye dikkat çekmiştir. Rize’de kiminle konuşsam Erdoğan’ın Rize’den çıkmış bir Cumhurbaşkanı olmasından gurur duyduklarından söz ettiler. Rize’den çıkan daha birçok siyasetçi ve Türkiye’nin ekonomisini yön vermiş iş adamları sayabiliriz elbette..

Başkan Reşat Kasap ile Türkiye gündeminde çok ses getiren ‘Atatürk heykelinin taşınması’ konusunu konuştuğumuz ilk röportajımızda bu kavram karmaşasına ve kafa karışıklığına son noktayı koymuştuk.

Başkan Kasap son dönemin modası algı operasyonuna kurban edilmek istenenlerdendi o günlerde.. “Atatürk Heykeli'nin taşınması üzerinden yapılmak istenen algı operasyonundan bahsederek “Atatürk Heykeli kaldırıldı” cümlesinin kasıtlı olarak gündeme getirildiğini anlatmış ve eklemişti başkan, "Oysa taşındı başka, kaldırıldı başka anlamlar taşımakta. Rize'de başlatıldı bu algı ne yazık ki. Bu kişiler beni özellikle ifade ediyorlar, ben de sizin aracılığınız ile onlara cevap vermiş olayım. Böyle bir şey yok." ifadesiyle heykelin taşınmasını siyaseten kullandıklarını söylemişti.  

Başkan, “Rize'nin ve Rizelilerin tarihine geçmişine kurucu liderlerine ne kadar saygılı olduğunu ve tarihine ne kadar sahip çıkan bir şehir olduğunu herkes bilir.” sözleriyle son noktayı koymuştu.

Rize, müzikleri ile de herkesin ilgisini çeken bir şehir. Rize’de atma türkü çok ama çok meşhur. Atma türkü pratik zeka gerektiren bir müzik türü. Rize’de birbirlerine söylemek istediklerini türkülerle söylüyorlar hemşehrilerim. Bu da işin hem esprisi hem de güzelliğini ortaya koyuyor. Aslında ortaya muhteşem bir şölen çıkıyor:

‘’Atma turki deduğun

Bence genetik bişe

Hemen her RİZElinun

Akli basar bu işe’’

Metropol sayfamız ile bundan böyle Türkiye’nin her köşesine girecek, röportaj ve haberlerimle sizlerle olacağım. Şehirlerde belediyelerde neler oluyor, hangi projeler yapılıyor, hangileri bitiyor, halk neler söylüyor ve başkanlar neler yapıyor, sizlere aktarıyor olacağım.