​BAŞIM GÖZÜM ÜSTÜNE

Neşe BERBER 05 Haz 2017

Neşe BERBER
Tüm Yazıları
Başbakan Yıldırım'ın Bingöl-Muş referandum mitinglerini izlemek için Muş'a gitmiştim.

Başbakan Yıldırım’ın Bingöl-Muş referandum mitinglerini izlemek için Muş’a gitmiştim. Güneydoğu ve Doğu Anadolu’yu ilk defa görme fırsatım oldu bu seyahatte. Daha önce bir Erzurum, Kars iş gezisi yapmıştım fakat yeterince detaylı gezememiştim. Bu kez gezebilmemi de, uçağımızın sis nedeniyle Muş’a değil Diyarbakır’a inmesine borçluyum. Muş havalimanına inebilmek için havada yaklaşık 1,5 saat dolaşıp muhteşem karlı dağları keyfince izledikten sonra kaptan Diyarbakır havalimanına yöneleceğini bize bildirmesi ile benim için yeni bir deneyim başladı.

Diyarbakır’a indiğimizde önümüzde iki alternatif vardı. Yeni bir uçakla İstanbul’a geri dönecektim yada karayolu ile Diyarbakır’dan Muş’a gidecektim. Bir an Diyarbakır havalimanından dışarı çıkıp derin bir nefes alıp karar verdim. Kendi kendime, “her zaman böyle bir fırsat geçmez insanın eline, o anı yaşamalıyım” dedim.

Güneydoğu denince insanlar hemen o kadar yol karayolu ile gidilir mi, ne gerek var filanlara kulağımı tıkayıp mesleğimin gereğini yaptım. Diyarbakır’dan yola çıktık. Yöresel müzikler eşliğinde havanında hala soğuk olduğunu düşünürsek sağlı sollu yolların bazı yerlerinde hala karlı olan birbirinden güzel yollarda, rotamız Diyarbakır-Bingöl ve ilçesi Solhan -Muş oldu. Bu arada Muş’tan dönüşüm yine sis kalkmadığı için  Bitlis-Tatvan ve Van güzergahı ile Van havalimanından oldu.

Güneydoğu’ya gidince ne kadar güzel bir bölge olduğunu gördüm. Muhteşem ovalar, dağlar binbir güzellikteki yerler karşılıyor insanı. Buraların bu kadar güzel olduğunu görünce anladım. Neden buralarda bizimle bu kadar uğraştıklarını daha iyi anlamama sebep oldu bu seyahat. Halk özellikle kayyum atanan bölgelerde çok mutlu, konuştuğum insanlar “bir parkımız bile yoktu, şimdi yapıldı” diyor. Hatta bazı ilçelerde yaya kaldırımı olmadığını ve yeni yeni yapılmaya başlandığını anlattılar. Diyarbakır’da halkın içine girip uzun uzun sohbetler ettik. Babalarla sohbetim de, kız çocuklarınıza çok ilgi gösterin, onları sevin, kollayın, destek olun, okula gönderin yönünde oldu. Bütün erkeklerden söz aldım bu yönde kendimce, ‘söz’ dediler kızlarımıza çok özen göstereceğiz.’ Anadolu mertliğinin keskin sözüydü bu, gözlerinden okunan. Bir kız babası bana şöyle birşey anlattı. ‘Kızım henüz sekiz yaşında. Doğum gününü bana ‘baba yarın önemli bir şey ne var’ diyerek” hatırlattığını, artık kendini ifade eden, isteklerini söyleyen bir nesil doğdunu söylüyor. Ne güzel. Ben de şunu gördüm, bu yeni nesile ayak uyduran, onların doğum gününü pasta alarak eve giderek kutlayan babalar olması ve bunun doğuda bile özenle yapılması beni çok mutlu etti..

Sonrasında yola koyulduğumuzda Solhan-Muş arasında ciddi sis yüzünden yavaş gitmek zorunda kaldığımızı, yollarda gözlemlediğim Mehmetçiklerimizin her köşede nöbette olduğunu, her dağın, her  taşın üstünde konuşlandıklarını gurur içinde izledim. İlk defa onları orada, bu kadar yakından takip edince bu vatan için nasıl bir yürekle, nasıl bir emekle, dik bir duruş sergilediklerine, canları pahasına memleket için yaptuklarına şahit oldum. Adeta yollarda kuş uçurtmuyorlardı. Onların ne kadar zor şartlarda bu cennet vatana hizmet ettiklerini görmek, İstanbul’da rahat içinde yaşayan bizlerin bunu görmeden anlamasının oldukça zor olduğunu düşündüm.

Bu hafta yaşadığımız elim olayda Şırnak kırsalında düşen helikopterde şehit olan, bu vatanı korumak için oralarda canlarını ortaya koyan askerlerimizi ve Türkiye’nin ilk kadın Jandarma Komutanı Songül Yakut ile diğer tüm şehitlerimizin vatan uğruna nasıl zorlu koşullarda emek verdiğini daha iyi anladım. Songül komutan, Güneydoğu halkına hizmet ederken görev yaptığı yerlerde, aile içi şiddet ile de mücadele etmiş. Güneydoğu’da halkın içindeysen onlara dokunmak, onların derdine derman olmak istiyor insan, Songül komutan da onu yapmış.

Helikopterde hayatını kaybeden askerlerimizi de diğer tüm şehitlerimiz gibi millet olarak minnetle anacağımız kahramanlar arasına, gönlümüze koyduk... Askerlik diğer mesleklere benzemiyor, ölmek olasılığını bildiğimiz bir görev... Bu güzel vatan için, millet için.. Bir kez daha rahmetle anıyorum, ruhları şad olsun. 

Hasılı, görev yaptıkları bölgeler zor şartları olan yerler; sarp kayalar, dağlar ve bir o kadar da güzel yerler ve ‘başım gözüm üstüne’ diyerek selamlayan güzel insanların olduğu bölgeler.  

Biz oralarda görev yapan güvenlik güçlerimize ne yapsak, ne desek haklarını ödeyemeyiz. Bu vatan için Türkiye’min hangi ilinde görev yaparsa yapsın bütün askerlerimiz ‘başım gözüm üstüne.’

Son not.. Muş Kızılay Şube Başkanı Cengiz Koç bölgede özellikle çocuklar için çok çalışıyor. Adeta yerel yönetimlere taş çıkartırcasına Muş’un sorunlarına el atmış durumda.