Kovid-19 Pandemisi sebebiyle ara verildikten sonra Süper Lig için kıyasıya bir savaş yaşandı 1. Lig'de.
Yarın (Arife malumunuz) akşam oynanacak olan Fatih Karagümrük-Adana Demir maçının sonucu ne olursa olsun taraflardan birisi sukut-u hayâle uğramış olarak uyanacak Bayram sabahına, onun için sözümüz ya şiş yanacak, ya kebap diye başlıyor yukarıda. Nasıl yanmasın?
Kovid-19 Pandemisi sebebiyle ara verildikten sonra Süper Lig için kıyasıya bir savaş yaşandı 1. Lig’de. Geçen haftalarda önce Hatay hemen ardından Erzurum kalifiye olup saçmalamaya! başladılar. Hatay kendisini Süper Lig’e terfi ettiren Hocasını hemen kapının önüne koyuverdi. Erzurum cenâhında da Şifo Mehmet’in başına neler gelecek Allah bilir. (Şimdi ne kurtlar bekliyor pusuda hazıra konmak için.)
Ardından Pazar gecesi oynanan Play-Off rövanş maçlarıyla Adana Demir ve Fatih Karagümrük rakiplerini yenip geçerek Süper Lig için münhal olan üçüncü takım olmak üzere baş başa kaldılar. İşte o maç yarın oynanacak.
Yılmaz Vural İstanbul’dan Manisa’ya dönerken dört takım içinde en avantajlı olanıydı. Ne de olsa Vefa Stadı’nda üç gol yemiş ama üç gol de atmıştı Akigolar. Yılmaz Hoca, sıfır-sıfır, bir-bir, iki-iki gibi sonuçlar bile kendilerini finalist yapacakken futbolun cilvelerinden birisini yaşayıp kendi evinde Karagümrük’e yenilince zaten oldukça zengin olan “kaybeden koleksiyonu”na bir hüzün daha eklemiş oldu. (Galiba yıllar önce 1996-97 sezonunda Sarıyer’den bir gecede Şenol Güneş’in yerine Trabzon’a evet dediği için aldığı “derin” bir “âh”ın cezası dolmamış Yılmaz Hoca için)
Adana Demir ise Bursa’dan sıfır-sıfırla Adana’ya dönerken oldukça endişeliydi ama sonuç biraz Kaleci Kurtuluş biraz da Erkan Zengin’in özel çabalarıyla 4-1’e geliverdi. (Bursalılar kankaları Ankaragücü ile aynı ligde -ama bir alt kategoride- buluşmuş oldu bu sonuçla.) O potansiyel, o altyapı, o koca koca vergi rekortmeni firmalar öylece dururken Bursa’nın ikinci kümede sürünmesi de ibretlik bir durum. (Artık onlar kimin/kimlerin “âh”ını aldıysa?)
Böylece az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik ve onlar ermiş muradına, biz çıkalım kervetine atasözlerini de cümle içinde kullandıktan sonra gelelim yarın akşam tarafsız sahada (Eryaman’da) oynanacak final maçına;
Öncelikle her iki takım da oldukça “yaşlı” futbolculardan kurulu olduğu için nispeten durağan ama heyecan temposu yüksek bir maç bizi bekliyor. (Süleyman Hurma ve Murat Sancak başkanlar “projeler”ini hedefe taşıyacak son maç için ellerinden gelen maddi-manevi motivasyon imkanlarını sonuna kadar zorlayacaklardır.) 90 dakika yetmeyebilir hatta 120 bile hesaplanmalı. Beş oyuncu değiştirme hakkını buna göre planlayan ve erkenden kırmızı kart veya sakatlıkla eksilmeyen takım bir tık öne geçebilir. Aslında Kayseri maçındaki tartışmalı kararlarına rağmen bu finali Cüneyt Çakır’a veren MHK büyük risk aldı ama vardır bir bildikleri! deyip geçiyoruz.
Fatih Karagümrük 1961’den beri Süper Lig’e çıkmak için gün sayıyor, Adana Demir ise Samet Hoca ile 1994-95 sezonunda düştükten sonra Süper Lig’e hasret.
Hangi takım kazanırsa diğerine yazık olacak bir final bu maalesef. Ne şiş yansın, ne kebap deme şansımız yok. Birinden biri yanacak.
Bu maç salimen tamamlandıktan sonra TFF’nin bu seneye dair ‘yapılacaklar listesi’ndeki her şey tamamlanmış olacak. Bayramdan sonra da gündeme “bu sene düşme olmasın, lig 20 takımlı mı olsun?” konuları getirilerek Nihat Özdemir Federasyonu’nun bu seneki fiyaskolarını değil bu gündemi konuşmaya devam edebiliriz rahatlıkla.
Hepimize güzel bir bayram dileklerimizle,