Türkiye tüm güçlüklerle başarılı bir şekilde başa çıkmakta. ABD tarafından haksız bir ekonomik baskıya maruz kalan Türkiye bu sorunu da aştı. Türkiye ekonomisi "dolar saldırısını" bertaraf etti. Türkiye, adım adım daha iyiye gidiyor. Üstelik sadece ekonomi alanında değil.
Siyasi alanda da gelişmeler sevindirici. ABD ve Türkiye karşılıklı olarak yaptırımları kaldırdı. ABD Hazine Bakanlığı iki Türk bakanı yaptırım listesinden çıkardı. Türkiye de, iki ABD’li bakana yönelik yaptırımları kaldırdı. İran’a haksız bir ambargo uygulayan ABD, Türkiye’yi, ambargodan muaf tuttuğu 8 ülke arasına aldı.
Suriye’de Türkiye olmaksızın hiçbir gelişme mümkün değil. Türkiye ve Rusya öncülüğünde Almanya ve Fransa ile önemli adımlar atılmakta. ABD’nin Suriye’de hala büyük bir hata yaparak desteklemekte olduğu PKK terör örgütünün Suriye’deki uzantısı PYD/YPG sorun çıkarmayı sürdürmekteler. Çok yakın bir gelecekte Türk Ordusu tarafından işgal ettikleri son topraklardan da atılırlarsa kimse şaşırmamalı.
Bir Avrupa ülkesi olan Türkiye, Almanya ile ekonomik ilişkilerini tekrardan iki ülke için ideal konuma getirmekte. Birçok AB üyesi ülke ile çok iyi ilişkilere sahip olan Türkiye, AB için çok önemli bir müttefik ve ticari muhatap konumunu daha da geliştirerek sürdürmekte.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, 10-11 Kasım 2018 tarihlerinde Fransa’yı ziyaret edecek. İtilaf devletleri ile Almanya arasında 11 Kasım 1918’de imzalanan ateşkes anlaşmasıyla, 1. Dünya Savaşı’nı resmi olarak bitiren “Ateşkes Günü”nün 100’üncü yıl dönümü dolayısıyla Fransa’nın başkenti Paris’te anma törenlerine katılacak ve anma törenlerinde Türkiye’yi temsil edecek. Törenlere ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in de aralarında bulunduğu 80 ülkenin lideri katılacak. İlk kez yapılacak Paris Barış Forumu’na da katılacak olan Başkan Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron başta olmak üzere, birçok liderle ikili görüşmeler gerçekleştirecek.
Kısacası her geçen gün daha güçlenen ve son olarak Kaşıkçı Cinayeti’nde de tüm dünya kamuoyunda örnek bir hukuk devleti olarak takdirini kazanan Türkiye, Avrupa ve Asya arasında oldukça önemli bir misyona sahip. Çin, İpek Yolu Projesi’nde Türkiye’nin değerini keşfetti.
ABD, Rusya ve Çin gibi süper devletlerin birçok alanda iş birliği yaptığı Türkiye’nin AB üyeliği ise maalesef bazı vasat ve başarısız Avrupalı politikacılar nedeniyle hala gerçekleşememekte. Doğru dürüst bir Avrupa vizyonu olmayan, kendi ülkesinde sorunları çözmekten aciz ve beceriksizliklerinden dolayı hem kendi ülkesinde hem de AB genelinde aşırı sağcı partilerin yükselişini sadece seyreden politikacılar bu konuda ana sorun.
İşte onlardan biri olan başarısız ve vizyonsuz bir politikacı, AB Komisyonu Genişlemeden Sorumlu üyesi Johannes Hahn, "Türkiye'nin AB'ye öngörülebilecek bir tarihte üye olması gerçekçi değil" diyerek bir kez daha saçmalamış. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, maalesef talihsiz bir açıklama yaparak Türkiye'nin AB üyelik müzakerelerinde ilerleme kaydedileceğine şüpheyle baktığını söylemişti. Avrupa Komisyonunun Avusturyalı üyesi Johannes Hahn da Macron'un açıklamalarına atıfta bulunarak, "Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un açıklamalarına ve AB üyesi diğer ülkelerdeki havaya baktığımda Türkiye'nin öngörülen bir zamanda AB'ye üye olması gerçekçi değil" dedikten sonra "AB ve Türkiye her iki tarafın da çıkarlarına uygun olarak yeni, stratejik bir partnerlik için çabalamalı" demiş. Ardından da beyefendi lütfetmiş ve “Enerji, göç, Suriye'nin yeniden inşası ve Gümrük Birliği gibi alanlarda iş birliği yapabileceğini” belirtmiş.
İşte AB ve Avrupa kıtası ne çekiyorsa bu “eski kafalı” politikacılardan çekiyor. Sorumlu oldukları alanlarda hiçbir başarısı olmayan ama “AB bir Hristiyan ülkeler birliğidir” deme dürüstlüğünü göstermekten kaçarak AB üyeliğini çoktan hak etmiş Türkiye’yi dışlamak için başka gerekçelerin ardına sığınan politikacılar aslında AB’nin geleceğine zarar vermekteler.
Hahn keşke artık hiç konuşmasa. 2019 yılının Mayıs ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerinin ardından yeni bir AB Komisyonu oluşturulacak. Az kaldı. Türkiye artık zamanı gelince yeni muhatapları ile konuşur. Hahn’ların, Piri’lerin genişleme alanında ne AB’ye ne Türkiye’ye bir yararı olmadığı ve olmayacağı açık bir şekilde ortada!