Sizce, doktorlar meslekleri gereği sağlıklarına en itina gösterenler midir? Hastalarına uzak durmalarını tembih ettikleri uykusuzluk, stres, aşırı kilo ve sigara gibi risk faktörlerinden kendilerini daha mı iyi korurlar?
Sizce, doktorlar meslekleri gereği sağlıklarına en itina gösterenler midir? Hastalarına uzak durmalarını tembih ettikleri uykusuzluk, stres, aşırı kilo ve sigara gibi risk faktörlerinden kendilerini daha mı iyi korurlar? Peki, ya sağlık haberlerine imza atan biz uzman gazeteciler?
Ne yazık ki, çoğu hekim ve sağlıkta uzman gazeteci için durum hiç de sanıldığı gibi değil. Genlerime göre hastalık riskimi belirlemek, nasıl beslenmem ve ne ölçüde egzersiz yapmam gerektiğini öğrenmek amacıyla yaptırdığım testlerin sonuçları benim de kendi sağlığıma yeterli özeni göstermediğimi ortaya koydu.
Kortizol hormonu yüksekliği dışında yapılan tahlillerin sonuçları aslında iyiydi. Test sonuçlarımı yorumlayan Dr. Serdar Savaş, “Stresin çok fazla. O yüzden kortizol hormonun bu kadar yüksek. Stres sağlığın en büyük düşmanlarından biridir. Diğer tahlil sonuçların iyi olabilir ama stresin yol açtığı hastalıklar açısından yüksek risk grubundasın” dedi.
Her şeyi zamanında ve en iyi şekilde yapmaya çalışan mükemmelliyetçi kişiliğimin, lise yıllarımdan bu yana gece çalışmaya odaklı alışkanlığımın sağlığıma getirebileceği zararlara dikkati çekerek “Herkesin uyuduğu saatlerde sen çalışıyorsun. Gece ve karanlıkta salınan melatonin hormonunun sihirli etkilerinden faydalanamıyorsun. Bu sağlığın için çok büyük risk” diye konuştu.
Sonra grafiksel olarak kortizol hormonumun normal sınırı ne kadar aşıp, yüksek risk kategorisine ulaştığını bana gösterdi. Açıkçası Dr. Serdar Savaş ile yaptığımız bu görüşme bedenime, organlarıma, dokularıma, hücrelerime ne kadar büyük zarar verdiğim konusunda beni fazlasıyla sarstı. Kendime istemeden yaptığım büyük kötülüğün farkına varmamı sağladı.
SAAT 24.00’TEN ÖNCE UYUMANIN ÖNEMİ…
Gece üçlere, dörtlere kadar çalışma alışkanlığımdan acilen vazgeçmeliydim. Uyku düzenimde yapacağım reformla baykuşluktan tavukluğa geçmeliydim. Yani 24.00’ten önce yatağa girmeliydim. Oysa, lise yıllarımdan bu yana gece yarısından sabahın ilk ışıklarına kadar çalışıyordum. İnsanların ve şehrin uyuduğu sessiz saatlerde yaratıcılığım en üst düzeye çıkıyor, en güzel projelerimi üretiyor, en iyi yazılarıma imza atıyordum.
Artık orta yaşlı bir kadın olduğumu anımsatan Dr. Serdar Savaş, uykusuz gecelere demir atarak hipertansiyon, kalp, kanser, obezite gibi hastalıklara davetiye çıkarttığımı belirtti ve ekledi: “Hele erken yatıp, erken kalkmaya bir başla! Sabah saatlerindeki yaratıcılığına sen bile inanamayacaksın. Hem daha sağlıklı, hem de daha enerjik olacaksın.”
KİŞİSEL UYKU REFORMUM NASIL GERÇEKLEŞECEK?
Dr. Serdar Savaş’ın ve uyku uzmanlarının önerilerine göre, aşağıdaki 5 maddeyi uygulamaya koymam gerekiyor. İşte uyku reformu kapsamında yapacaklarım ve uzak duracaklarım:
1. Madem erişkinler için günde 7-8 saatlik uyku yeterliymiş, o zaman asla uykusuz kalmamalıyım. Her gün aynı saatte yatıp, aynı saatte kalkmaya özen göstereceğim.
2. Dr. Serdar Savaş, sürekli çalışıp, sorunlara odaklanan stresli bir beyinle uykuya kolay dalınamayacağını belirtti. O halde, beynimi meşgul eden günlük sorunlarla asla yatağa girmeyeceğim. Bunun için uyku öncesinde yatakta kitap okuma, meditasyon ya da nefes egzersizlerinin rahatlatıcı etkilerinden faydalanacağım.
3. Bilgisayarımla yatakta çalışmayacağım, cep telefonumla ilgilenmeyeceğim. Uyku öncesinde fotoğraf ve video uygulamalarıyla uğraşmayacak, facebook, twitter, Instagramda gezinmeyeceğim. Kaliteli ve sağlıklı uyku için en iyisi cep telefonumu kapatmak.
4. Uzmanlar, uyuduğumuz ortamdaki ışığın melatonin salınımını engellediğini belirtiyor. Melatonin hormonunun hücre yenileyici, bağışıklık sistemini düzenleyici, vücudun biyolojik ritmini ayarlayıcı ve yaşlanmayı geciktirici etkilerinden faydalanabilmek için bundan sonra karanlıkta uyuyacağım.
5. Gece boyunca vücuttaki tüm hasarları onaran melatoninin en etkili olduğu saatler 23.00 ile 05.00 arası. Sabaha karşı yatarak vücuduma bu işkenceyi yapmayacak, bedenimi melatoninin faydalarından yoksun bırakmayacağım.
Siz de benim gibi “uykusu hasta” olanlardan iseniz, benzer bir reforma imza atmanızın zamanı gelmedi mi? Ne dersiniz?