Sağlık sistemimizin çökmemesi, doktorlarımızın ve hemşirelerimizin omuzlarındaki ağır sorumluluğun taşınamayacak boyutlara gelmemesi için; Evde Kal!
Türkiye, ilk koronovirüs vakasıyla 11 Mart’ta tanıştı. Aradan geçen iki haftada Kovid-19 tanısı alan kişi sayısı 3 bin 629’a, yaşamını yitiren hasta sayısı ise 75’e ulaştı. Ancak, Kovid-19’lu hastaların gerçek sayısının teşhis edilenlerden 10 kat daha fazla olduğu tahmin ediliyor. Bu yüzden hem kendimizi hem sevdiklerimizi korumak, hem de koronavirüse karşı yürütülen mücadeleye destek olmak için Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile uzman doktorların şu çağrısına uymamız büyük önem taşıyor:
“Evde Kalın”
Avrupa’da ve Amerika’da koranavirüs salgını hızla yayılıyor. Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, “Kayıt altına alınan ilk vakadan 100 bininci vakaya ulaşmak 67 gün sürdü, ikinci 100 bin vakaya ulaşmak 11, üçüncü 100 bin vakaya ulaşmak ise 4 gün sürdü. Ancak bizler, durumu çaresizce izleyen seyirciler değiliz. Küresel salgının gidişatını değiştirebiliriz” dedi. Türkiye’de de Kovid-19 vakalarının kontrol altına alınması için önümüzdeki iki-üç hafta son derece önemli. Hastanelerin, yoğun bakım yataklarının dolduğu, ölüm oranlarının çok yükseldiği, vaka sayısının tavan yaptığı İtalya gibi olmak istemiyorsak, evde kalmalıyız. Ama öyle bir kesim var ki; onların Kovid-19’la ilgili vurdumduymazlıklarını ve umursamazlıklarını görünce cehaletin, koronavirüsten çok daha büyük bir bela olduğunu düşünüyorum.
1. Sahilde balık tutan, banklara oturup arkadaşlarıyla sohbet eden erkekler sözüm size! İtalya’da 4 bin 21 vaka üzerinde yapılan bir çalışma, erkeklerin kadınlara oranla hastaneye çok daha geç başvurduğunu ve bu sebeple Kovid-19’un daha ileri safhasında tanı aldıklarını gösterdi. Çin’de yapılan bir diğer araştırma ise, koronavirüsünün erkeklerde kadınlara oranla daha ölümcül seyrettiğini gözler önüne serdi. Çin'in açıkladığı rakamlara göre erkek hastalarda ölüm oranı yüzde 2.8 iken, kadınlarda bu oran yüzde 1.7. Bu yüzden taşıdığın riskin farkında ol, Evde Kal!
2. “Ne yurt dışına gittim, ne de Çin, Amerika ya da Avrupa’dan gelen biriyle temasım oldu. Koronvirüs falan bende olmaz. Aslanlar gibiyim” diye düşünen kardeşim. Şunu iyi bil ki; koronavirüsü testi yapılması için artık kişilerde yurt dışı teması öyküsü aranmıyor. Yani bu hastalığın artık içimizde, Türkiye’de olması demek!
Unutmaman gereken bir diğer konu ise; koronavirüsle temas eden hastalarda 14 gün kadar hiçbir belirtinin ortaya çıkmayabileceği. İşte, böyle bir durumda hasta olan kişinin farkında olmadan virüsü en az 3-5 kişiye bulaştırma riski var. Zincir 10’uncu bulaşmaya eriştiğinde ise ilk vaka hastalığı 50 ile 100 bin kişiye bulaştırmış olabiliyor. İşte bu yüzden “Benim birşeyim yok” diye asla düşünme! Pekala, bir şekilde virüsü almış ve yakınlarına, temas ettiğin kişilere bulaştırıyor olabilirsin. Hatta tam tersine sokağa çıktığında birisinden hastalığı da kapabilirsin. Uzmanlar içinde bulduğumuz böylesine hassas günlerde işte bu yüzden sosyal izolasyonun önemine dikkat çekiyorlar. Evde Kal.
3. Tüm uyarılara, getirilen yasaklara rağmen asker uğurlaması yapmaya devam eden, sokakta futbol maçı yapan, bahçe demirlerine tüneyerek sohbet eden genç kardeşim.
Koronavirüsün gençlerde daha az görüldüğünü düşünebilirsin. Evet, hastalık yaşlılarda daha ağır bir tabloya yol açabiliyor ama bu gençlerde görülmediği ve hayat kayıplarına yol açmadığı anlamına gelmiyor. İtalya’da yapılan son çalışmada, Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin çoğu 60 yaş üzerinde. Yaş arttıkça virüse bağlı ölüm oranları yükseliyor. 80 yaş üzerindeki vakalarda ölüm oranı yüzde 14.8. Bu rakam, 60-69 yaş arasında yüzde 3.6'ya düşüyor. 50-59 yaş aralığındaki hastalar arasında yaşamını yitirenlerin oranı yüzde 1.3. Kovid-19’a bağlı ölüm oranları 40-49 yaş aralığında binde 4, 30-39, 20-29 ve 10-19 yaş gruplarında ise binde 2. Bu yüzden koronavirüsü sadece yaşlıları etkileyen bir hastalık olarak görme yanlışına sakın düşme!
Virüs; bazı kişilerde, özellikle de gençlerde hiçbir belirti vermediği için hastalığı evdeki babana, dedene ya da anneannene bulaştırabilme riskini de hiç unutma! Gazoz aldığın mahalle bakkalına ya da onun çok sevdiği kalp hastası yaşlı annesine Kovid-19 bulaştırabilme riskini hep hatırla! Hem kendi sağlığın, hem de başkalarının sağlıklı yaşama hakkı için; Evde Kal.
4. Sevgili anne ve babalar, siz ailece Bodrum’a, Marmaris’e, Antalya’ya tatile gidin diye değil; koronavirüsle mücadelede Türkiye’nin İtalya gibi olmaması için çocuğunuzun eğitimine ara verildi. İşte o yüzden tatil planlarını bırakın, Evde Kalın!
5. Almanya’da ve Polonya’da aileler ve aynı evde yaşayanlar haricinde ikiden fazla kişinin bir araya gelmesi yasaklandı. Koronavirüs salgının önlenmesinde kişiler arasında temasın azaltılması ve 1,5 metre olarak tanımlanan sosyal mesafenin korunması büyük önem taşıyor. Türkiye’de de artış eğilimi gösteren Kovid-19’la ilgili uzmanların, Sağlık Bakanlığı’nın tüm uyarılarına karşın hala evde kına gecesi, kadınlar günü yapan, arkadaşlarına yemek daveti veren kardeşim! İçinde bulunduğumuz bu kritik iki-üç haftada uzmanların önerilerini dikkate al, sen de temas ettiğin kişi sayısını sınırla, Evde Kal!
6. Biliyor musun, sen sıcacık yatağında uyurken, doktorlar ve hemşireler koronavirüs şüphesiyle acile başvuran, tanı alan, yoğun bakıma yatırılıp solunum destek cihazına bağlanan hastalarla belki de 24 saattir gözlerini kırpmadan ilgileniyorlar. Bazen yemek yemeye bile vakitleri olmuyor. Üzerlerindeki
koruyucu tulumlar nedeniyle belki de saatlerce tuvalete dahi gitmeden Kovid-19’lu hastalara tedavi veriyorlar. Sağlık sistemimizin çökmemesi, doktorlarımızın ve hemşirelerimizin omuzlarındaki ağır sorumluluğun taşınamayacak boyutlara gelmemesi için; Evde Kal!