Sosyal medyada bir grup insanın paylaşımlarına bakarsanız koronavirüs yokmuş gibi yaşıyorlar.
Kimilerinin korona cahilliğinden, kimilerinin de vurdumduymazlığından Türkiye’de önce tatil yöreleri ile İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri HES’te Kovid-19 kırmızısına büründü. Şimdi de tatillerin bitmesi, eğitimin başlamasıyla birlikte İstanbul, Bursa, Kocaeli gibi şehirlerin hemen her ilçesi korona kırmızısıyla alarm veriyor. Kimse kusura bakmasın ama bu tabloda bazılarının sorumluluğu büyük!
Benim anlayamadığım bir şey var. Bodrum’a, Marmaris’e, Çeşme’ye, Ayvalık’a, Antalya’ya koronavirüs uğramıyor mu? Koronavirüs “İnsanlar tatildeler. Tatillerini bozup onları hasta etmeyeyim” diye mi düşünüyor? Bu yüzden mi sosyal medyada plajlarda, havuz başlarında yanak yanağa pozlar verdiniz? Bu yüzden mi tıklım tıklım restoranlarda birbirlerine neredeyse yapışık bir şekilde maskesiz 8-10 kişi otururken fotoğraf çektirdiniz?
EN SAMİMİ ARKADAŞINIZDA, AKRABANIZ DA KORONA OLMAZ MI?
Yine anlayamadığım bir şey; en samimi arkadaşlara, akrabalara korona bulaşmıyor mu? Arkadaş veya akrabalar bir araya geldiğinde koronavirüs o kadar zarif ve düşünceli ki; “Ah bu insanlar aylarca kapalı kaldılar, birbirlerinden uzaktılar. Rahat rahat hasret gidersinler, sohbet etsinler” diye mi düşünüyor? Çoğu insan en yakın arkadaşına, kızına, oğluna, teyzesine, baldızına, erkek kardeşine virüs bulaşmayacağı yanılgısı içerisinde. İşte bu yüzden de akraba, arkadaş ev ziyaretlerinde sosyal mesafe kuralları, maske ile korunmanın önemi hiçe sayılıyor. Koronavirüse adeta bir bilimkurgu film muamelesi yapılıyor.
Sosyal medyada bir grup insanın paylaşımlarına bakarsanız koronavirüs yokmuş gibi yaşıyorlar. Ama diğer tarafta Türkiye’nin hastanelerinde binlerce doktor, hemşire koronavirüslü hastaları hayatta tutmak için gece gündüz demeden çalışıyor. Siz eğlencesine, yemeğine, içmesine, dansına, nişanına, akraba ziyaretine Kovid-19 önlemi almadan devam edenler, sağlık ordumuzdan ne kadar şehit verdiğimizi acaba biliyor musunuz?
KIZ İSTEME, NİŞAN, TAZİYE, ASKER UĞURLAMA KORONA RİSKİNDEN MUAF MI?
Koronavirüs asker uğurlama törenlerine, taziye törenlerine uğramıyor mu? Koronavirüs bu kadar bilinçli mi? Kız isteme, nişan, nikah, düğün, taziye ziyareti, asker uğurlama korona riskinden muaf mı? Acaba akrabalara, en samimi arkadaşlara koronavirüsün bulaşmayacağına mı inanılıyor?
Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır hakikaten anlamıyorum. Artık ne olursunuz herkes bir vatandaş olarak sorumluluğunu alsın. Bugün belki sizin için değil ama Kovid-19 tanısı konulan veya koronavirüs nedeniyle yakınlarını kaybedenler için çok acı ve zorlu bir gün. Bir an olsun kendinizi onların yakınlarının, eşlerinin çocuklarının yerine koyun. Lütfen kendi aile büyüklerinizi, eşinizi, çocuklarınızı düşünün.
KOVİD-19’A KARŞI MÜCADALE TOPLUMUN HER KESİMİNİN ELELE VERMESİYLE KAZANILIR!
Biliyor musunuz hastanelerde aylardır görev yapan doktorlar, hemşireler, hasta bakıcılar, ambulans şoförleri, acil, 112 ve yoğun bakım personeli yorgun ve uykusuz. Sağlık personelimiz pandeminin pik yaptığı dönemlerde haftalarca evlerine, ailelerine ve çocuklarına hasret içinde yurtlarda, otellerde konakladı. Sizlerin bu düşüncesizliği, bu umursamazlığı, korona cahilliği yüzünden daha kaç hasta, kaç doktor, kaç hemşire yaşamını yitirecek? Sağlık ordumuzdan daha ne kadar şehit vereceğiz? Lütfen artık kendimize gelelim!
Tüm dünyada koronavirüs bugüne kadar 40 milyon insanı etkiledi. Koronavirüs sadece ateşi yükseltip, öksürük, halsizlik gibi yakınmalara neden olmuyor. Vücudun pıhtılaşma sistemini etkileyebiliyor, ciddi nörolojik sorunlara yol açabiliyor. Hastalığın kendisi veya uygulanan tedaviler kalpte ritim bozukluğu, kalp yetersizliği yapabiliyor. İnsanlar hava açlığı nedeniyle hayatlarını yitirebiliyor. Kovid-19 tedavisi görenler hastanede izole bir şekilde tek başlarına nefes açlığı yaşarken, yanlarında ellerinden tutacak bir yakınları olmuyor. Böylesine önemli küresel bir salgın varken, hala sokaklardaki bu umursamazlık gerçekten neden? Lütfen artık kendimize gelelim. Maskemizi takalım, sosyal mesafemize dikkat edelim.
65 YAŞ ÜSTÜNE HAKSIZLIK DEĞİL Mİ?
Biz nereye kadar 65 yaş üstüne kısıtlamalar getireceğiz? Nereye kadar sağlık ordumuzu bu mücadelede yalnız bırakacağız? Bu bir savaş; koronavirüsle mücadele savaşı. Savaşlar el ele vererek kazanılır, mücadele ile kazanılır. Sadece doktorlara, hemşirelere, hastabakıcılara, kısacası tüm sağlık personeline yüklenerek bu savaş kazanılamaz. Bu savaş sadece 65 yaş üstündekilerden fedakârlık isteyerek kazanılmaz! Bu savaş, toplumun sadece bir kesiminin pandemi kurallarına özen gösterilmesiyle kazanılamaz. Bu savaş tüm toplumun el ele vermesiyle kazanılır. Maske takmasıyla kazanılır. Sosyal mesafeye dikkat etmesiyle kazanılır.