RTÜK'ün arada bir gerçekleştirdiği medya araştırmaları olmasa radyo ve televizyon dünyasından haberimiz olmayacak.
Reklam verenlerin gerçekleştirdiği kamuoyu araştırmaları ve reyting araştırmalarında ciddi sorunlar var. İstedikleri sonuçları almak için örnekleri ona göre belirleyen araştırmalar dahi yapılıyor. Ama RTÜK bu konuda çok şeffaf. Dönem dönem radyo ve televizyon mecrası ile ilgili çok kapsamlı ve metodolojisi geniş araştırmalar yapıyor ve sektörle paylaşıyor. Bunlardan bir tanesi de kısa bir süre önce yayınlanan “Televizyon İzleme Eğilimleri Araştırması -2018”.
En Çok Haber İzleniyor
2018 yılının ilk yarısında sahaya inilerek yapılan bu araştırmada RTÜK müthiş veriler sundu. Bu verileri analiz ettiğimizde hangi televizyonun ne yaptığını ne kadar izlendiğini görmek mümkün. Olaya sektörel anlamda da bakabiliyoruz. Mesela araştırmaya göre Türkiye’de televizyon mecrasında en çok haberler ve haber programları takip ediliyor. Araştırmaya göre bir yılın 24 gününü haber izlemekle geçirmişiz. Onu 15 gün ile diziler takip ederken televizyonda en çok izlenen üçüncü program türü spor oldu. Kadınlar daha çok dizileri ve spor programlarını izlerken, erkekler daha çok spor programlarını ve açık oturumları izliyor. Gündemin bu kadar alevli olduğu bir dönemde haberin önemi çok arttı. Buna biraz da izleyicinin de bilinçlenmesi de eklenince inşalar televizyondan haber içeriklerini daha fazla takip etmeye başladı.
En İyi Türkçe TRT’de
Televizyon izleyicisinin en çok rahatsız olduğu programlar “Kuşak Programları”. Araştırmaya katılanların yüzde 46,3’ü kuşak programlarını sevmiyor. Ne yalan söyleyeyim ben de sevmiyorum. Son derece vasat ve kusura bakmayın ama aptalca geliyor bana o programlar. Boş muhabbetler, dedikodular, evlendirme baş göz etme kısaca saçmalık adına ne ararsanız var o kuşaklarda. Türkçeyi en iyi kullanan kanal olarak TRT’yi seçmişler. Bu konu tartışılmaz. TRT Türk diline olduğu kadar Türk adet – örf ve geleneklerine de sahip çıkıyor. Ben biliyorum ki TRT’nin herhangi bir televizyon kanalını açtığımda asla abuk sabuk bir şey izlemeyeceğim. Keşke özel kanallarda buna dikkat etseler. Mahremiyet gibi konularda özellikle çok raydan çıkıyor kanallar. Öpüşmeler koklaşmalar, kötü örnek olacak davranışlar ve özenti yaşam biçimleri ile dolu dizi sahneleri. Bazen ben bile izlerken “oha” diyorum kendi kendime. Bir anneyi babayı düşünemiyorum.
En Güvensiz Haber Kaynağı Sosyal Medya
İnsanlar haberleri hala televizyondan takip ediyorlar. RTÜK’ün gerçekleştirdiği araştırma da en güvenilir haber kaynağı televizyon çıktı. İnsanların yüzde 68.2si televizyona, yüzde 62.3’ü yazılı basına, yüzde 62.2’si radyoya, yüzde 59’si internette yer alan haber portallarına ve yüzde 53.7’si ise sosyal medyaya bir haber kaynağı olarak güveniyorlar. Bu da çok normal bir veri. Sosyal medya artık en güvensiz en boş muhabbetlerin, dedikoduların, küfürlerin olduğu platform oldu. Böyle giderse sosyal medya kendi ayağına sıkacak ve tüm güvenirliliğini kaybedecek. Zaten sosyal medyayı da hala geleneksel medya besliyor. Haberler profesyonel gazeteci ve televizyon editörleri ve ajanslardan yayılıyor. Bir ara bu yurttaş gazeteciliği denen şey çıkmıştı ama o da büyük bir palavra oldu. O habercilikten çok ortalığı karıştırıcılığa dönüşünce o da artık değerini kaybetti.
On Sene Sonra TV Ne Olacak?
Televizyon izleme oranı genç kuşakta düşse de bugün öğrenci olmayan kitle hala ciddi oranda televizyon izliyor. Televizyon izlemeyenlerin yüzde 42.8’i yayınlanan içerikleri beğenmedikleri için televizyon izlemediklerini söylüyorlar. Yaş arttıkça televizyon izleme oranı da artıyor. Eğitim düzeyi arttıkça televizyon izleme süresi de düşüyor. Bu veri gelecekte yaklaşık on sene sonra televizyonun çok ciddi anlamda sorunlar yaşayacağının somut kanıtı. Bu gençler yaşlandıkça eğer alışkanlıklarını değiştirmezse televizyon izlemeyecekler. Peki ne yapacaklar? İnternetten takılacaklar. Televizyonu internetten izleyecekler. Mesela RTÜK’ün araştırmasında 15-24 yaş grubunda olan gençlerin televizyonu akıllı telefonlarından izledikleri belirtiliyor. Yani gençler her şeyi akıllı telefonları ve internet bağlantıları ile yaptıkları gibi televizyonu da oradan izliyorlar. Bir diğer ilginç durum ise televizyon izleme süresinde. Türkiye’de 2018 yılında günlük televizyon izleme süresi 3 saat 34 dakika oldu. Bir dönem günlük TV izleme süresi beş saate kadar çıkmıştı. Demek ki her geçen yıl günlük televizyon izleme süresinde düşüş yaşanıyor. Aşağıdaki tabloda son 12 yılın günlük televizyon izleme süresinin nasıl da düştüğünü görmek mümkün. Televizyon hafta sonları daha fazla izleniyor. Eminim bu özellikle kış mevsiminde daha da artış gösteriyordur.
Ruslardan Az TV İzliyoruz
Türk insanı son birkaç yılda televizyona olan ilgisini az da olsa azalttı diyebiliriz. Bugün diğer ülkelere göre kıyaslandığında Türkiye’de televizyon izleme süresi pek çok ülkeden daha düşük. Mesela Fransızlar bizden daha çok televizyon izliyor. Almanlar ve Amerikalılar da öyle. Ama bizden daha az televizyon izleyenler de var. İsveçliler günde 2 saat 28 dk. televizyon izlerken, Çinliler günde 2 saat 26 dakika televizyon izliyor. İsveç ve Çin’in teknoloji konusundaki üretkenlikleri göz önünde tutulursa demek ki bu iki ülke insanı daha az televizyon izleyip daha fazla çalışıyor.
En Çok Beğenilen Kanal ATV
RTÜK’ün gerçekleştirdiği “televizyon izleme eğilimleri araştırması-2018” in verilerine göre 2018 yılında en çok ATV beğenilerek izlendi. Onu TRT’nin tüm televizyon kanalları izlerken üçüncü sırada Fox TV yer aldı. En çok beğenilen haber kanalı ise A Haber. A Haber’in başarısını tartışmaya bile gerek yok. Kimisi duyuyorum laf atıyor kanala “yok efendim tarafmış da bilmem neymiş”. O yönü beni ilgilendirmez. Adamlar hakkı ile habercilik yapıyor. Bugün terminolojide “haber kanalı” tanımına uyan tek haber kanalı A Haber. 24 Saat boyunca haber veriyor. Bunu yapmak kolay iş değil, paran da olsa yapamazsın. Bakın Doğuş Grubu’na, NTV ile bunu yapamadı. Bir ara NTV en iyi haber kanalıydı. Ama çok uzaklaştı o kimliğinden, ana akım kanalına dahi yaklaştığı dönemler oldu ve bu liderliğini A Haber’e kaptırdı.
RTÜK araştırmasında televizyon izlediğini söyleyen izleyicilere neden televizyon izlediklerini sormuş. Yüzde 35.7’si televizyonu rutin olarak takip ettiğini söylemiş. Bu durum çoğumuzda var, eve gider gitmez ilk işi televizyonu açmak olan milyonlarca insan var hala. Bu cevabı verenlerin büyük bir bölümü dizileri takip ettiğini söylerken bir bölümü de haber ve bilgi almak için izlediklerini söylemiş. En ilginç olanlar ise “yapacak bir şey bulamadığım için izliyorum” diyenler, onların oranı yüzde 18.
Şu ya da bu şekilde televizyon önemli bir mecra. Öldüren eğlence dendi onun için geçmişte. Çok güzel bir laf, bunu biraz geliştirip “zehirleyen eğlence” de diyebiliriz. Bu eğlence hala Türkiye’de bir numarada. Ama yavaş yavaş düşüşe geçti. Akıllı telefonlar ve internet onun bu düşüşüne neden oldu. Dijital zaten medyanın en büyük katili. RTÜK’ün araştırma verileri çok güzel bilgiler veriyor. Okurken kendimize bir öz eleştiri yapma şansı da yakalıyorsunuz. Bu araştırmanın özeti bence şu: Türkiye artık eskisi kadar televizyonkolik değil.
Kemancı güzelin yeni albümü
Melisa Uzunarslan’ın “Tandığım En Güzel Deli” adlı albümü yayınlandı. On şarkı ve iki enstrümantal eserden oluşan albümde kemanın etkisi ağır basarken alternatif - Rock ve klasik batı müzik tarzları harmanlandı.
Senfonik “Bir Derdim Var”
Mor ve Ötesi, 29 Ekim 2018’de Aya İrini’de verdiği senfonik konserin kayıtlarını yayınlamaya ‘Bir Derdim Var’ ile başladı. Grubun şef Orçun Orçunsel yönetiminde sadece o gece için bir araya gelen ve Türkiye’nin en yetkin klasik müzisyenlerinden oluşan 50 kişilik özel senfoni orkestrası ve Masis Aram Gözbek yönetimindeki Magma korosu ile beraber seslendirdiği ‘Bir Derdim Var’ canlı olarak Volkan Gürkan tarafından kaydedildi ve Erim Arkman tarafından Babajim Istanbul Stüdyoları’nda mikslendi. Şarkının mastering’i ise Grammy ödüllü ses mühendisi Evren Göknar tarafından Los Angeles’ta yapıldı. Şarkı tüm dijital platformlara sunuldu. Çok güzel bir kayıt olmuş, bir dinleyin. Bugün senfonik müzik yapan ne solist kaldı ne de grup. Mor ve Ötesi’ni bu çalışmasından dolayı kutluyorum.
Amerikalılar haberleri Facebook’tan alıyor
Türkiye’de her ne kadar gençlerin gözünde popülerliğini yitirse de dünya da özellikle ABD’de Facebook hala en güçlü haber kaynaklarından biri olduğunu 2018 yılında da kanıtladı. ABD’de Pew Research’ın gerçekleştirdiği araştırmaya göre Amerikalıların yüzde 43’ü haberleri Facebook’tan takip ediyor. Onu yüzde 21 ile YouTube takip ederken Twitter yüzde 12 ile üçüncü sırada yer aldı.
İlginç ama Türkiye’de durum çok daha farklı. Türkiye’de özellikle gençler haber alma mecrası olarak daha çok Twitter’ı kullanırken, Facebook daha çok orta yaş ve üstünün kullanımında. Geçtiğimiz yıl abonelerinin bilgilerini sızdırdığı iddiaları ile çalkanan Facebook Amerikalıların gözünde hala en güvenilir haber alma aracı.
Ece Seçkin kiminle düet yapacak?
Başarılı yorumcu Ece Seçkin 2019'da dünya starı Enrique Igleasias ile düet yapacağını duyurdu. Enrique Iglesias'ın Türkiye'den bir sanatçı ile düet yapmak istediğini söyleyen bir telefon aldığını ve bunu da kendisi ile gerçekleştirmek istediğini duyan sanatçı, teklifi ilk duyduğunda inanamadığını söyledi. Bence fena bir fikir değil ama Enrique’de artık dünya starı filan değil, artık eskisi gibi zirvede değil. Güzel olur, sevinirim ama bence aslolan bu tarz düetleri bu dünya starlarının gerçek anlamda tam zirvede oldukları dönemlerde yapabilmek. O zaman anlamlı olur.
Çocukları yaratıcılığa davet eden kitaplar
Yasmeen İsmail’in çocuklar için hazırladığı üç kitap piyasaya sunuldu. Mutlu, Üzgün, Heyecanlı; İçinde, Dışında, Tepetakla ve İt, Çek, Boşalt, Doldur kitapları, resim yapmayı seven tüm çocuklara hitap ediyor. Ödüllü yazar ve çizer Yasmeen Ismail, hazırladığı eğlenceli etkinlik kitaplarına kalem, boya ve bolca hayal gücü kullanarak çocukların duygularını keşfetmesini sağlıyor. Ayrıca kitaplar çocukları farklılıklar, zıtlıklar üzerine yaratıcı biçimde düşünmeye teşvik ediyor.