Göz hastalıklarındaki artış özellikle teknolojik gelişmelerin arttıkça artıyor. Toplum tarafından fazla ön plana gelmeyen gizli bir göz hastalıkları sorunu var. Bu konuda farkındalık düzeyi maalesef çok düşük.
Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Hüseyin Sanisoğlu ile göz hastalıklarını konuştuk:
Sıkıştığımızda veya artık iş işten geçtiğinde insanlarımız göz doktoruna başvuruyor. Her ne kadar dijital bir çağda yaşasak da bilinçlenme henüz istediğimiz gibi oluşmuş değil. Umarım zamanla daha da bilinçli duruma gelir toplum. O zaman bu tür göz problemleriyle daha az karşılaşmış olacağız ama şu an tespit ettiğimiz şekilde durum bu maalesef. Eğer hiçbir şikâyeti yoksa taaa doğumdan itibaren alırsak, anne babaların çocuğu hiçbir şüphelendikleri durum olmasa dahi 1-3-5 yaşlarında ve okula başlarken muhakkak göz muayenesinegötürmeleri lazım. Tabii 10 yaştan sonra çocuklar biraz daha bilinçlendikleri için kendilerini ifade edebildiklerinden dolayı 10 yaşından sonra da şikâyeti olmazsa bile 2 yılda bir rutin muayene istiyoruz. Bu bütün ömür boyu oluşabilecek bir kontrol aralığıdır.
“Miyopideki artış devam edecek”
Teknolojinin artmasıyla birlikte dijital cihazların kullanımı da çok arttı. Bu kesinlikle bilimsel olarak kanıtlanmış bir durum,çocukların ekranlara bakması muhakkak suretle miyoputetikliyor. Şu an 2030’da dünya nüfusunun yüzde otuzu, 2050’de ise yüze ellisinin miyop olacağı öngörülüyor. Şu anki miyopideki artış hızı dikkate alınarak bu söyleniyor.
Gün ışığına çocukların çıkması çok önemli ve dijital ekranlardan uzaklaşması buradaki en önemli tedavi edici olay.Başka türlü bunun önüne geçmek mümkün değil. Önceden miyopi sıklığı bu kadar fazla değildi. Maalesef şu anki teknolojinin verdiği imkanlardan dolayı ciddi anlamda artış var, bir de dijital yorgunluk dediğimiz tablet, televizyon, cep telefonu gibi ekranların göze vermiş olduğu zararlar ayrı. Benim bahsettiğim miyopideki artış çok daha önemli. diğerleride önemli onlar önemsiz demiyorum ama bu çok daha önemli tedbirinin alınması lazım yoksa maalesef ilerde insanların yarısında gözlük veya kontakt lens olacak.
“Obezite göz hastalıklarını tetikliyor”
Bugün göz hastalıkları içinde kırma kusuru dediğimiz miyop,hipermetrop ve astigmat gözlük ihtiyacı olan problemlerdir.En çok karşılaştığımız problemler bunlar. Sonrasında tabii teknolojinin gelişmesiyle birlikte maalesef bir obezitede artış,diyabette artış, diyeceksiniz teknolojiyle ne alakası var ama yeme içme kültürü mü dersiniz bilmiyorum ama obezite müthiş artıyor. Önceden yürüyeceği yere şimdi arabayla gidiyor, scooter gibi şeylerle çok daha kısa mesafe olsa bile kimse artık yürümek istemiyor. Obezite ve diyabette artış ve diyabete bağlı göz problemlerinde ciddi artış var. Bu çok çok önemli bir konu. Haliyle yaşam süresi uzuyor, yaşam süresinin uzamasıyla birlikte yaşa bağlı sarı nokta hastalıklarında artış var. Özetle söyleyeceklerim bunlar. Bir önemli diğer problemse önceki zamanlara göre glokom dediğimiz göz tansiyonu hastalıkları arttı.
Diyabete bağlı problemler kesinlikle çok çok ciddi ve ihmale gelmeyecek göz problemidir. Gecikmesi halinde maalesef belirli bir safhadan sonra yapılacak çok bir şey olmuyor ama eğer hastanın kontrollere düzenli gelmesi halinde ve önerilen tedaviye uyması halinde bir şeyler değişiklik gösterebiliyor. Tabii bunun dışında bir de diyabetik retinopati gerçekleşirse korkacağı hiçbir şey yok ama ihmalkarlık sonucu maalesef şu devirde dahi gözünü kaybeden hastalarımız var. Teknoloji bu kadar ilerlemişken maalesef gözünü kaybedenler olabiliyor.
“Türkiye ameliyat teknolojisinde çok gelişti”
Türkiye olarak biz ameliyat konusunda cerrahi beceri manasında birçok batı ülkesinden daha iyiyiz diyebilirim. Göz ameliyatları için önce Rusya’ya giderlerdi Özal döneminde,benim de tıp fakültesindeki yıllarıma denk geliyor bu dönem.En çok miyopinin tedavisi amacıyla gidilirdi. Rusların geliştirdiği birkaç teknik vardı. O konuda Ruslar popüler olmuşlardı ama şu an göz hastalıkları konusunda bilimsel manada meşaleyi götüren, taşıyan Batı Amerika ve Batı Avrupa.