Uzmanlıklar çağındayız ve bu dini alana da sirayet etmiş durumda. Merhametten uzaklaşan fıkıh sorunları çözmek yerine yeni sorunlar icat ediyor. Bu nedenle, nerede yaşadığımızı unutmadan yazılacak ve kalplere hitap edecek Türkiye İlmihali'ni uzmanlara değil Türkiye'nin halini bilnelere emanet etmeli.
Popüler kitapların başarı formüllerinden birisi akıntıya karşı kürek çekmektir. Herkes ekmeğin zararından söz ediyorsa siz ekmeğin faydasını anlatırsanız ilgi çeker. Yeterince güçlü kanıtlarınız varsa insanları ikna etmeniz de mümkündür. Yazar David Epstein spor dünyasından gelen bir isim ve bu alandaki tecrübesini genele teşmil ederek farklı bir bakış açısı sunuyor. Yeni kitabı Range, menzil veya genişlik anlamlarına gelebiliyor. Kitaptaki tezi uzmanlığın kutsandığı dünyada genel bilgilere sahip olanların daha başarılı olacağı. Zor iş değil mi? Evet, en azından çok kolay görünmüyor. Etrafımızda herkes bir işte uzman olmanın ne kadar iyi olduğuna dair yargılarla kafamızı doldururken birinin farklı konuşması güzel. 10 bin saat kuralı vardır mesela. Bir işle 10 bin saat vakit geçirirseniz düzenli olarak o işin uzmanı olabilirmişsiniz. Okumadığım başka bir popüler kitabın iddiası buydu. Bu kitabı okuyanlardan ne kadarı ilham aldı bilmem ama yazarını abad ettiği kesin.
Genel bilgilere övgü mahiyetinde bazı eksikliklerimize dikkat çekmek istiyorum. Temel düzeydeki dini bilgilerimizi ilmihallerden alırız. Nasıl boy abdesti alacağımızdan farzlarına kadar genel bilgilerimizi ilmihallerden tamamlarız. Matbaanın yaygınlaşmasıyla birlikte Anadolu’nun en ücra köşelerine ulaştırılan Mızraklı İlmihal bu alandaki öncülerdendir. Dini kurumların duraklama dönemine girdiği zamanlarda bu ilmihaller Anadolu toprağını beslemeye devam etmiş.
Hal ilmi sadece muamelatla ilgili değildir. İlmihal dini kuralları içinde bulunduğu toplumun şartlarına uygun olarak açıklamak durumundadır. Toplumu millet yapan en temel vasıflardan biri ülkü birliğidir. İlmihal aynı dilde ortak zeminde buluşan bir toplumun vücuda gelmesini sağlar.
Yıllar geçer ve ilmihaller eskir. Normaldir, çünkü hal değişmiştir. Şimdi yeni bir hale uygun ilim üretilme zamanıdır. Yeni halimizin bilgileri etrafa dağılmış ve ehil olmayan ellerde ticari ve sosyal sermayeye tahvil edilmiş. Yeni bir toplumu vücuda getirmek üzere bir Türkiye İlmihali yazılmasının yerinde olacağını düşünüyorum. Sadece namazı nasıl kılacağımızı değil birbirimizin kalbini kırmadan nasıl yaşayacağımızı da öğretmeli bu ilmihal. İçinde bulunduğumuz çağın eksikliği olan hallerin ilmine yoğunlaşmalı. Çocuklarımıza neden daha fazla vakit ayrımamız gerektiğini, teknolojiyle mesafemizin nasıl olması gerektiğini ve oruçluyken nasıl bir insan olmamız gerektiğin kolay anlaşılır bir dilde anlatılmalıdır.
Uzmanlıklar çağındayız ve bu dini alana da sirayet etmiş durumda. Merhametten uzaklaşan fıkıh sorunları çözmek yerine yeni sorunlar icat ediyor. Bu nedenle, nerede yaşadığımızı unutmadan yazılacak ve kalplere hitap edecek Türkiye İlmihali’ni uzmanlara değil Türkiye’nin halini bilnelere emanet etmeli. Belki bu ilmihal yeni, güçlü bir toplumun doğuşuna zemin hazırlayabilir.
Özü kaçırmadan söylenecek sözlere ihtiyacımız var. Ağaçların dallarını da ormanın bütününü de görebilecek irfana… Dağ başındaki çobanın da fabrikadaki işçinin de son model arabasıyla gezenin de açıp okuyacağı ve kendini hizaya çekeceği bir Türkiye İlmihaline…