Kadın ve trip muhteşem ikili. Trip atmaksa mevzu bahis yer, zaman hiç fark etmez. İtinayla trip atarız. O an kıyamet kopsa ne fark eder. Tripe devam. Karşımızdaki dizlerinin üstüne çökene kadar. Ben ettim sen etme, bir daha tövbe diyene kadar. Yaşasın trip.
Bence trip kadınla özdeşleşmiş bir hal. Erkeklere yasaklanmalı. En çok kadına yakışıyor. Yerinde ve kıvamında atılan trip keyiflidir. Bunu da daha çok kadınlar beceriyor. Konu trip olunca, kadın bu konuda ihtisas yapmıştır. Damarlarında akan kanda mevcuttur. Anneden kıza geçen en güzel irsî yetenektir. Konuşarak, susarak, bakışıyla mimiği ile el kol hareketiyle bile yapar. Bazen de öyle bir yerde yapar ki adamı inletir.
Bakın Melinia’ya, o kadar milletin için de nasıl eşine yaptı yapacağını. Tutmadı adamın elini. Anladığım kadarı ile Melinia’nın trip atma şeklide bu. Bu ikili daha öncesinde de aynı konu ile birçok kez gündeme geldi. Bir kadın düşünün ki Amerika başkanının eşi. Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve eşi Beyaz Saray’da. Basın ve birçok izleyenin önünde eşinin gözünün yaşına bile bakmadı. Trump elini tutmaya çalıştıkça o tutmadı. Adam adeta sessizce yalvardı. Maalesef bu sahneyi herkes gördü. Artık ne halt ettiyse yine. “Ben sana gösteririm” demiş Melinia. Ben Trump’ın yerinde olsam ne yaptıysam tövbe ederim. Bu kadının ne yapacağı belli olmaz bir sonraki sefere.
Rakamların ötesinde
Her şey bir markanın televizyon reklamları ile başladı. Dove kozmetik markasının yeni reklam filmini izlemediyseniz, izlemenizi tavsiye ederim. Bu reklam kadınlara ideal güzellik kalıpları ile özdeşleşen rakamlara artık başkaldırın dedi. Bu başkaldırı tabii ki sosyal medyaya da sıçradı. Çığ gibi büyüdü. Son günlerde en çok kullanılan hashtag (etiket) “#rakamlarınötesinde” oldu.
Benim de dikkatimi çekti ve biraz araştırdım. Bu kampanya ne mi diyor? Benim güzelliğim rakamların ötesinde diyor. Güzellik konusunda kendilerinde toplumsal baskı yaratan rakamlara artık başkaldırıyoruz diyor. Güzel vücut 90 - 60 - 90 değil diyor. 34 beden olmadan da güzeliz diyor. Yaşın 35 olduğunda da güzelsin, işin bitmedi diyor. Gelin bu rakamları daha aklı başında yerlerde kullanalım diyor. Bir kadının rakamları çok daha güzel yerlerde kullanabileceğini destekliyor. Yaşamımızı rakamların içinde sıkıştırdık. Güzelliğin her geçen gün rakamlar arasında yarışa döndüğü günlerdeyiz. Rakamlar yüzünden kadınların çok büyük kısmı mutsuz, kendi ile barışık değil. Yeni nesil kilo takıntısı sebebi ile sağlıksız besleniyor. Özgüven eksikliğinden evden çıkmayıp sosyalleşemiyor. Yıllardır yapılan bu dayatmaya birçok ünlüden de destek geliyor. Ve bende destekliyorum. 1.68 boyum değil, bu bölüm için kullandığım kelime sayısı.
İade-i itibar
Dünya’nın 3’üncü, Avrupa’nın en büyük havalimanı olması planlanan 3. havalimanının yapımı hala devam ediyor. Bu büyük projenin adı ise büyük merak konusu. 29 Ekim’de bir kısmı açılacak olan bu dev projenin isminin Abdülhamid Han olması yönünde tarihçiler çağrıda bulundu. Araştırmacı tarihçi Müfid Yüksel, “3. Havalimanına Abdülhamid Han’ın isminin verilerek gecikmiş bir hakkın iadesi sağlanacak. Manevi bir tazminat olmuş olacak. Zira çok haksızlığa uğramış bir insan” dedi. 3. havalimanının isminin ne olacağı hala resmi olarak açıklanmadı. İsmi Atatürk olacak diyen de var, Abdülhamid Han olacak diyen de. Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan, 3. havalimanının ismiyle ilgili halk arasında bir anket çalışması yapılmayacağını açıkladı. Bu demek oluyor ki oylama da yapılmayacak. En son buna benzer konuşmalar 3. köprünün ismi için yaşanmıştı. Köprüye benim de hayranı olduğum Yavuz Sultan Selim adı verildi.
İşin aslı astarı seçim yapmak cidden zor. Benim gönlümden geçen, yeni Türkiye’de güçlü Osmanlı’yı unutturmamak adına, geç ama gerekli bir iade-i itibar için Abdülhamid Han olması yönünde.
Unutmadık! Dualarımız Mehmetçiklerimizle.