Now’da çarşamba günü yeni bir dizi başladı, “Gizli Bahçe”.

Başrollerde Murat Yıldırım ve Ebru Şahin var. Dürüst olmak gerekirse, diziyi izlemeden önce bu ikiliyi pek yakıştıramamıştım. Hatta Ebru Şahin’e karşı bazı projelerinden dolayı önyargılıydım. Ama çarşamba akşamı oturup izlediğimde şaşırdım. İkili birbirine gayet yakışmış, Ebru Şahin de beklediğimden çok daha iyi bir performans sergiliyor.

Dizinin Kore yapımı bir uyarlama olduğunu konuşuluyor. Uyarlamalara karşı değilim, yeter ki güzel uyarlansın. Bizim orijinalinden daha iyi yaptığımız diziler de çok oldu. “Gizli Bahçe” neden bunlardan biri olmasın.

Tabii ilk bölümde net bir şey söylemek zor. Reytingler de ortalama geldi zaten, seyircinin yüzde 50’si şans vermiş diyebiliriz. Ama içimden bir ses, bu dizi çok uzun sürmez diyor. Yine de ilerleyen bölümleri görmek lazım, belki de beni yanıltır, belli mi olur?

Gizlibahçe

İstemsiz hemfikir…

Tam da bu cümleden sonra yazacaklarım benim de hiç hoşuma gitmiyor. Özellikle Cem Yılmaz'a yerli yersiz bu kadar yüklenilen bir dönemde yazacaklarım hiç ama hiç hoşuma gitmiyor. Kendisi, birçok işini beğendiğim bir isim, fakat “Erşan Kuneri” dizisinin ikinci sezonunu izlerken cidden zorlandım. Bitirmeden de yazmak istemedim, ama ne yazık ki gerçekten kötüydü. Bu linç tayfasıyla aynı düşüncelere sahip olmaktan mutlu değilim, fakat bu kez ne yazık ki hemfikirim… Dizi akmıyor, gitmiyor.

Sanki üç yakın arkadaşın kendi aralarında güleceği esprilere bizlerin de anlamasını beklemiş. Ne yazık ki biz anlamakta zorlandık ve pek gülemedik Cem’cim. Departmanlar güzel çalışmış, kostüm, dekor, aksesuarlar gayet başarılı, makyajlar da öyle. Özellikle Cem Yılmaz'ın yaşlandırma makyajını çok sevdim. Bunun dışında, maalesef Erşan Kuneri’nin ikinci sezonu gerçekten vasat, hatta vasatın altında buldum. Üzgünüm Cem, bu defa güldürmedin.

Erşankuneri

Çarşı pazar karışıyor!

Hollywood’da işler karışıyor! Her şey Puff Diddy’nin tutuklanmasıyla başladı. İnsan kaçakçılığı, çocuk istismarı, şiddet gibi ağır suçlamalarla karşı karşıya… İşin en sarsıcı tarafı ise, Justin Bieber’ın da Diddy’nin mağdurlarından biri olduğunun ortaya çıkmasıydı.

Biz daha bu haberleri sindiremeden, Michael Jackson’ın ölmeden önce yakın arkadaşıyla yaptığı bir telefon konuşması ortaya çıktı. Zaten şüphelerle dolu olan Michael’in ölümü iyice şaibeli bir hal aldı.

Ve bir de yasaklanan “She Knows” şarkısı var. Bu şarkının sadece bir “şarkı” olmadığı, Hollywood’daki büyük sırları ifşa ettiği söyleniyor. Hatta Jay-Z ve Beyoncé’nin bile bu sırların bir parçası olduğu iddia ediliyor. İşin Aslı astarı; yıllardır Hollywood’un kirli yüzü hep konuşulurdu, ama bu kez her şey daha net, isim isim ortaya dökülüyor gibi.

Sanki tüm bu olup bitenler daha büyük olayların artçıları. Yıllardır konuşulan ama bir türlü su yüzüne çıkmayan… Tarikatlar, illuminati, localar, intiharlar, istismarlar, dünyayı yön veren isimler ve dünya starları arasında dönen garip ilişkilerin artık ortaya dökülme zamanı geldi mi dersiniz…