Her hafta yeni başlayan dizileri izleyip, yorumluyorum. Sırada Now’da yayınlanan “Leyla” dizisi var. İlk üç bölümünü izledim ve yekten söylemeliyim ki ba-yıl-dım.

İşin Aslı astarı; diziyi beğenmemin en büyük sebebi, Gonca Vuslateri. Gonca; dizide kötü, acımasız, bencil bir kadını canlandırıyor. Ama öyle bir oynuyor ki… Onu izlerken, “Nur” ile empati kuruyorsun. Hatta onun kötü olma durumuna, kötülüklerine bile hak verirken kendini buluyorsun. Nur’un yaşadıklarını, acısını, korkularını iliklerine kadar hissediyorsun. Üstelik Gonca bu kötü kadını oynarken hiç bağırmıyor, abartılı mimikler ya da tuhaf tonlamalar kullanmıyor. Okullarda ders diye okutulacak bir performans sergiliyor.

Cemre Baysel de “Leyla” karakterinde başarılı. Ama her sahnede böyle ağlamaya devam ederse, Yaprak Dökümü’nün Leyla’sına dönüşecek diye korkuyorum. Umarım gözyaşı dozunu, bir an evvel ayarlar.

Alperen Duymaz ise “Cihan” karakterinde oldukça inandırıcı. Adam yakışıklılığına sığınıp poz vermiyor, oynuyor. Kötü görünme endişesi taşımadan şapşal sırıtmalar, mimikler ve dozunda gözyaşı kullanıyor. Tabii ki çocuk oyuncular ve Yiğit Kirazcı’nın da “Mali” karakteri ile çok iyi bir iş çıkardığını yazmadan geçemeyeceğim.

Dizinin intikam hikayesi alışılmışın dışında. Tanıdık bir intikam hikayesi beklerken, bir anda olay örgüsü değişiyor ve bu da diziyi daha izlenir hale getiriyor.

Velhasıl kelam; Leyla, benim favori dizilerim arasına girdi!

Günah…

Haftalardır “Güzel Aşklar Diyarı” dizisini dört gözle bekledik. “Mahsun Kırmızıgül kötü iş çıkarmaz, oyuncu kadrosu süper izlemelere doyamayacağız bir dizi geliyor.” diye beklerken… Tam bir hayal kırıklığı yaşadık! Ya da kendi adıma konuşayım, yaşadım.

Dizide beşik kertmesi, kan davası var ama aşiret dizisi değil! Aşk var, ama aşık yok. Silah, kan var, fakat mafya dizisi değil. Diziyi hiçbir yere oturtamadım. Senaryo, diyaloglar, müzikler, çekimler kötü. Yıllar önce çekilen İstanbullu Gelin, Asmalı Konak’ın kötü bir taklidi bile değil. Kapadokya’nın muazzam güzelliklerini bile kullanamamışlar. Bazı sahnelerde seste de problem var.

Ama en kötüsü oyunculuklar! Meltem Cumbul ve Halil Ergün gibi usta isimler bile diziyi kurtaramamış. Diğer oyuncuların kötü performanslarının altında ezilmişler. Burak Berkay Akgül ve Özgü Kaya başta olmak üzere… Özgür Emre Yıldırım, Yiğit Yapıcı, Ege Kökenli ve diğerleri… Hepsi inandırıcılıktan uzak, sahte, iticiydi.

Kozalar dağıtıldı…

23 Eylül'de başlayan “Adana Altın Koza Film Festivali” yarın sona eriyor. 31. kez düzenlenen festival, Türkiye ve dünya sinemasından pek çok güncel yapımı bir araya getirdi. Yarışmalı bölümlerle birlikte Cannes, Berlinale, Locarno gibi büyük festivallerde gösterilen filmlerin özel gösterimleri de yapıldı. Türkiye prömiyerleri ve sergi, söyleşi, paneller gibi etkinlikler de festivale renk kattı.

Dünya Sineması bölümünde ise Cannes, Berlin, Locarno, Selanik gibi festivallerden 11 film, Adana’da ilk kez izleyiciyle buluştu. Nuri Bilge Ceylan başkanlığında toplanan jüride Mehmet Aslantuğ, Serenay Sarıkaya, Nermin Yıldırım, Mustafa Kara, Ayris Alptekin ve Müge Turan yer aldı.

Bu yılki festival, hem Türkiye’den hem de dünyadan gelen yapımlar ve etkinlikler ile sinemaseverler için önemliydi.