Hepinizin çok iyi bildiği gibi Türkiye'de taksitli cep telefonu alımlarında kredi kartı kullanılamıyor.
Kanun gereği satıcılar uzunca bir süredir cep telefonu satışlarında kredi kartına taksit uygulayamıyorlar. Bunun tek alternatifi cep telefonu operatörlerinin tarifeye ek olarak yaptığı satışlar. Eğer bir cep telefonu operatöründen tarife ile birlikte yeni bir telefon alıyorsanız, telefonun bedelini taksitle ödeme şansınız oluyor. Daha doğrusu şu an ülkemizde taksitli cep telefonu almanın en kolay yöntemi tarifeye ek paketler. Zaten Türkiye’deki her üç cep telefonu operatörü de içinde internet bağlantısı bulunan tarifelerin daha çok kullanılmasını istediği için, internete bağlanabilecek en yeni cep telefonlarını kontrata ek paketlerle abonelerine satmak konusunda epey iştahlılar.
Bir de “pazar yeri” olarak tabir edilen birçok satıcıyı bir araya getirerek satış yapmalarını sağlayan e-ticaret platformları var. İlk akla gelenler hepsiburada.com, sahibinden.com, n11.com ve gittigidiyor.com siteler. Bu siteler üzerinden ürün satışı yapan bazı satıcılar da, ürünü cep telefonu değil de yedek parça gibi faturalandırmak şartıyla taksit yapabiliyorlar. Ürünü almadan önce satıcı ile kontak kuran müşterilere satıcı, e-ticaret platformunu aradan çıkartması karşılığında taksit yapabileceği mesajını iletebiliyor. Sonuç olarak operatörlerin taksit sistemi yasalken, bu diğer bahsettiğim hem yasadışı hem de çoğu e-ticaret sitesinin üyelik anlaşmasına aykırı.
Alan memnun, satan memnun
Neyse burada amacım işin yasallık boyutuna girmek değil. Taksitle alınan cep telefonlarının bazı kişilere neredeyse yarı fiyatına satılması ve anlık nakit para ihtiyacının karşılanması konusuna odaklanmak istiyorum. Yani cep telefonunun bir tefecilik enstrümanı olarak nasıl kullanıldığını anlatmak niyetindeyim.
Nakit ihtiyacını karşılamak için “borç para istenen kişi” eğer karşısındakinin kredi kartında yeterli limit varsa 10 bin liralık alışverişe 24 ay taksit yapılmış gibi göstererek 6 bin 500 – 7 bin TL nakit ödeme yapıyor. Kredi kartı olmayan veya limiti yetersiz olanı ise “tanıdık” bir cep telefonu operatörünün mağazasına göndererek cep telefonu faturasına ek olarak iPhone veya Samsung Galaxy Note 8 satın almasını söylüyor. Kendisi ve hatta eşi, oğlu adına kontratlı olarak alınan Note 8’lerin her biri için de kişiye ortalama 3 bin – 3 bin 500 TL geri ödeme yapılıyor. İşin garibi “tefecilik” faaliyeti olduğu her halinden belli olan bu alışverişten kimse şikayet etmiyor. Tam bir alan memnun satan memnun durumu söz konusu. Bu alışverişin bir sonucu olarak da bazı üst segment telefonlar piyasada liste fiyatının çok altında rakamlarla el değiştiriyor.
Öğrendiğim kadarıyla cep telefonu operatörleri bayilerinin bu işin tamamen dışında kalabilmeleri için özel bir çaba gösteriyorlar. Öyle ya cep telefonu satışında kredi kartına taksit yapılmasını yasaklayan hükümet, bu gibi bir tefecilik olayının ayyuka çıkması durumunda operatörlerin de tarifeye ek cep telefonu satışı yapmalarını yasaklayabilir. Böyle bir duruma sebebiyet vermemek isteyen operatörlerin “sivil” ekipler kurarak satış noktalarını gizlice denetlettiği de sektörde çokça konuşulan şeyler arasında.
İsteyen, istediği malı veya hizmeti, istediği fiyata alıp satabildiği için bu sistem şimdilik işliyor. Birçok insan bugünkü nakit ihtiyacını karşılamak için 24 aya varan taksitleri kabul ediyor. Başkaları piyasa fiyatının altında üst seviye telefon alıyor. Diğerleri ise bunu bir finansman sistemi gibi kullanıp para kazanıyor. Dışarıdan bakınca herkes kazanıyor gibi görünse de bu işte bir yanlışlık var ve bence bu yanlışlığı çözme görevi cep telefonu üreticileriyle operatörlere düşüyor.