Geride bıraktığımız haftayı Huawei konuşarak geçirdik. Bu hafta başka hiçbir markanın adı dünya basınında Huawei kadar çok anılmadı. Donald Trump'ın Çin ile giriştiği ekonomik savaşın en popüler cephesi olan Huawei son birkaç aydır zaten gündemdeydi ama hafta başında Google, bundan sonra Huawei'nin Android sistemini kullanamayacağını açıkladı.
Bu açıklamanın şoku yaşanırken Intel başta olmak üzere başka Amerikan çip üreticileri de Huawei ile yaptıkları ticareti askıya aldıklarını duyurdular. Ardından da konuyla ilgilenen komisyon tüm bu ambargoların 90 gün ertelendiğini duyurdu. Yani cephe savaşında yaşanan ilerleme sonunda “barış anlaşması” için taraflara 16 Ağustos 2019’a kadar zaman tanındı.
Ben genel anlamda hiçbir savaşın kazananı olmayacağını düşünenlerdenim. Ancak Trump tarafından körüklenen bu savaştan Huawei’nin daha az kayıpla çıkabileceğini de düşünüyorum ki ilerleyen satılarda bu konuya ayrıca döneceğim. Muhtemelen bu süreçte Çin’i “ikna” etmek için başka cepheler de açılacak ama biz yıllar sonra bile Huawei cephesinde yaşananları hatırlayacağız.
Şu an için Çinli teknoloji şirketini yönetenlerin sabretmekten başka bir şey yapabildiklerini sanmıyorum. Sonuç olarak iki ülkenin de “milli” çıkarlarını korumak için birbirlerine kabadayılık yapması Huawei’yi aşan bir durum. O nedenle Huawei oturup Trump hükümeti ile Pekin yönetiminin bir çıkar yol bulmasını beklemek zorunda. Bu arada sanırım diğer Çinli markalar da ambargonun kendilerini etkilememesi için dua edecekler.
Sadece Amerika’da satılan değil, dünya üzerindeki teknolojik cihazların neredeyse tamamı bir şekilde Çin’de üretildiği veya Çin’den ithal edilen parçalarla üretildiği için bu ambargodan aslında tüm teknoloji şirketlerinin etkilenme ihtimali de var. Intel’in işlemci vermediği Lenovo’nun nasıl bilgisayar üreteceğini bilmiyorum ama şu şartlar altında, yani yasak devam ederse “kötü komşunun ev sahibi yapması” gibi Huawei’nin de bu krizi fırsata çevirebileceğini düşünüyorum.
Kendi işletim sistemini yapar mı?
Konuyla ilgili en çok merak edilen şey Huawei’nin bu ve gelecekte yaşanacak benzeri krizler nedeniyle Google’a olan ihtiyacını sonlandırmak amacıyla kendi işletim sistemini üretip, üretmeyeceği. Birçok kişi yeni bir işletim sistemi konusunda Microsoft’un bile başarılı olamadığını, o nedenle de Nokia’dan satın aldığı Lumia’ların üretimine son verdiği hatırlatarak Huawei’nin de bu işi başaramayacağını düşünüyor.
Ben tam aksini düşünenlerdenim. Huawei’nin zaten çalışmalarına başladığını duyurduğu işletim sistemi ile tüm Çinli üreticileri hedefleyebileceğini ve cep telefonu sektöründe bir devri kapatıp, yeni bir dönemi başlatabileceğini düşünüyorum.
Her şeyden önce bu yaşananlar kapitalist ticaret anlayışı ile uyuşmuyor. Bugün Huawei’ye karşı bazı yaptırımlarda direten bir Amerikan yönetimi yarın başka endüstrilerle, başka ülkeleri de hedef alabilir. Ki hiçbir kapitalist böyle bir tehditle yaşamak istemez. Bu nedenle de sistem kendi içinde alternatif üretim yöntemleri geliştirmek zorundadır. Çin’in üretim konusunda tüm dünyaya kendini ve üretim felsefesini kabul ettirmiş bir ülke olarak bu gibi ambargoların tekrar yaşanmaması için gönüllü bir şekilde hareket edebileceğini de unutmamak gerekir.
Huawei kendi işletim sistemini geliştirmese bile Huawei’nin olmadığı bir cep telefonu pazarını en istemeyecek şirketlerin neredeyse tamamının Amerikalı şirketler olacağını düşünüyorum. Huawei’ye teknoloji ve hizmet satanlar kadar, Huawei ürünlerini dünyanın dört bir tarafında satan, satışına aracılık eden Amerikan şirketleri de olduğunu unutmamak lazım.
Yani Huawei’nin cep telefonu işinde başarısız olması aslında sadece Çin’in değil, Amerikan ekonomisinin de istemeyeceği bir şey. O nedenle Amerikan yönetiminin “düzene çomak sokma”sı bence iş çevrelerinin canını çoktan sıkmış olmalı. İş dünyası huzurlu ve kazançlı ortamları tercih edeceği için de eminim Beyaz Saray nezdinde de Amerikalı şirketlerin kulis çalışmaları başlamıştır. Benim iyimser tahminim 90 günlük uzatma süresi bitmeden, yani 16 Ağustos 2019 tarihinden önce bu sorunun çözüldüğü haberinin duyulacağı yönünde. Kötü tahminim ise başka uzatmalarla birlikte sürecin zamana yayılacağı ve eninde sonunda Amerika ile Çin arasında sağlanacak anlaşma ile konunun sorun olmaktan çıkacağı yönünde.