Türkiye Güreş Federasyonu, Edirne Belediye Başkanlığı ve Kırkpınar Ağası'nın ağırlıkta olduğu organizasyon komitesi işin hem ekonomik boyutunu hem de geleneğin devamını öncelerken Bilim Kurulu bakalım hem güreşçilerin hem de destek hizmetlerde görevli bulunacak çalışanlarla seyircilerin sağlıklarının korunabilmesi hakkında nasıl bir karar verecek?
Tarihi Kırkpınar Güreşleri’nin bu seneki durumu yarından sonra 3 Temmuz Cuma günü yapılacak büyük toplantıda belli olacak.
Kırkpınar Organizasyon komitesi hafta başında Sağlık Bakanlığı Koronaviriüs Bilim Kurulu’na başvurarak bir nevi onay talebinde bulundu. Yazımızın yazıldığı saatlerde Bilim Komitesi henüz bu konu hakkında müspet veya menfi bir görüş bildirmemişti. Bilim Kurulu hepimizin hatırlayacağı gibi futbol hakkındaki başvuruyu onaylamamış ve “ne haliniz varsa görün” modunda dosyayı aynen iade etmişti.
Türkiye Güreş Federasyonu, Edirne Belediye Başkanlığı ve Kırkpınar Ağası’nın ağırlıkta olduğu organizasyon komitesi işin hem ekonomik boyutunu hem de geleneğin devamını öncelerken Bilim Kurulu bakalım hem güreşçilerin hem de destek hizmetlerde görevli bulunacak çalışanlarla seyircilerin sağlıklarının korunabilmesi hakkında nasıl bir karar verecek?
659. kez bu sene 3-5 Temmuz’da yapılması planlanan ama Kovid-19 yüzünden ne olacağı henüz belli olamayan tarihi güreş müsabakalarında hem bulaş riski hem de yayılma hızı tüm zamanların rekorunu kırabilir.
Takım oyunu olan Futbol’da bile (en son Beşiktaş’tan üç futbolcuda Kovid-19 pozitif çıkmıştı) tehlike oldukça yüksekken tamamen temasa dayalı bir oyun olan yağlı güreşte neye güvenerek ve nasıl izin verilecek anlamak zor.
Geleneksel ve tarihi yönüyle Kırkpınar Güreşleri aslında sadece güreşen iki pehlivandan daha fazlası. Ağası, Cazgırı, Yağcısı, Bezcisi, Hakemi, Davulcusu, Zurnacısı ile rengârenk bir şölen var Sarayiçi’nde. Üstüne üstlük güreşçinin hocası, antrenörü, babası, abisi, yancısı kontenjanından da onlarca kişi var güreş çayırında. Gözlerine kaçan yağları sildikleri paçavraları çayıra atan mı ararsınız, ağız, burun, ter yoluyla vücuttan atılan ifrâzâtların resm-i geçidini mi sorarsınız, maşallah hepsi var çayırda çimenlerin üzerinde. Güneşin altında çiğeri yanan güreşçileri sulayan sakalar, atılan pet şişeler, saçılan plastik, karton bardaklar desen gırla.
Edirne’ye her sene iki binden fazla sporcu katılır Sarayiçi’nde güreşmek üzere ki geçen sene bu rakam 2380’di. Minikler, teşvik, tozkoparan, ayak, deste, küçük, orta boylarla başaltı ve başpehlivanlık için çayıra çıkan her güreşçi potansiyel Kovid-19 taşıyıcısı veya bulaşıcısı olabilir.
Kovid-19 mikrobunun belini kırmaya azmetmiş Sağlık Bakanımız daha 1 Haziran Yeni Normal gevşemelerinin getirdiği hasarı toparlamaya yeni yeni başlamışken ona yapılacak en büyük kötülük Ülkenin en önemli ve geleneksel güreş organizasyonundan kaynaklı bir sebeple pandemiyi ikinci dalgaya taşımak olacaktır. Bu tehlike mevcuttur ve hiçbir kazanç getireceği kayıplardan değerli değildir.
Geçen sene yapılan organizasyon tematik bir televizyon kanalı (DMAX) tarafından çok da güzel yayınlanmış ve beğenilmişti. Uzun yıllar Orhan Ayhan heyecanı ve bilgisinde bir güreş sunucusu arayan bünyelere Bilgehan Demir ilaç gibi gelmişti.
Bundan önce de 1877–1878 Osmanlı Rus Savaşı nedeniyle 1878, 1879, 1880 ve 1881 yıllarında da Kırkpınar Güreşleri yapılamadı. Balkan Savaşı'nda Edirne, 26 Mart–10 Temmuz 1913 tarihine kadar, Bulgar işgalinde kaldı. Bu nedenle 1913 yılı güreşleri de yapılamadı. Bu da bir nevi savaş hem de görünmeyen düşmanla savaş.
Umalım ve dileyelim ki; Bilim Kurulu da Organizasyon Komitesi de akl-ı selim ile hareket edip bu güzel ama riskli aktiviteyi bu sene yaptırmazlar.
Hepimize güzel bir temmuz diliyoruz.