Alemlerin, mevcudatın yaratılış sebebi; Rasulüllah (sav) Efendimiz Hz. Muhammed'in yüzü suyu hürmetinedir. Peygamberimizin varlığıyla-yaratılışıyla alemin yaratılmış olduğu unutulmamalıdır.

Alemlerin, mevcudatın yaratılış sebebi; Rasulüllah (sav) Efendimiz Hz. Muhammed’in yüzü suyu hürmetinedir. Peygamberimizin varlığıyla-yaratılışıyla alemin yaratılmış olduğu unutulmamalıdır. Varlık, her şeyiyle ona borçludur. Rabbimiz (cc.) kendi ruhundan yarattığı Muhammed (as.) ilk ruh lakin ilk insan ve peygamber Adem (as.) dır. İnsanlığın atasıdır. Mevcudatın yaratılış evreleri Kerim kitabımız Kuranda zikredilmektedir. Kur’an Sünnet’ten, Sünnet Kur’andan ayrı düşünülemez; vücudumuza benzer. Etle kemiğin birbirine kaynamış, giydirilmiş halidir İslam. Bunu böyle kabul etmek imandır. İman, vahyin bütününe ve vahyin gönderildiği peygamberlere inanmaktır. Harfiyen uymak ve teslim olmaktır İslam. “Müslüman elinden ve dilinden emin olunan kişidir” buyuruldu. Peygamberlerin sonuncusu gelmiş artık “Din-İslam" tamamlanmıştır. Kıyamete değin başka bir din ve peygamber gelmeyecektir.

Rebiulevvel ayının 12.pazartesi sabaha karşı dünyayı şereflendiren Peygamber Efendimizin gelişiyle dünyanın her bir tarafında vuku bulmuş hadiseler insanlığın dikkatlerini çekmiştir. İnsanoğlu düşünüp idrak etsin, gaflet uykusundan uyansın ve son peygamberin peygamberliğini kabul etsin diyedir. Putlara tapmaktan, isyan etmekten, maddeye kulluktan, insanın insana olan kulluğundan, ululamasından, zulümden vaz geçelim diye gönderilmiştir. Adaletten sapmayalım, dosdoğru ve güzel ahlak sahibi olalım diye gönderilmiştir.

Efendimiz (as)’ın gelişiyle vuku bulan birkaç husustan bahsetmekte yarar vardır. Osman b. Âs (ra)’ın annesi Fâtıma-i Sakîfe şöyle naklediyor: “Ben o gece Hz. Âmine’nin yanındaydım. Yeryüzünde benzeri görülmemiş bir güzellik ortaya çıkarak, gökteki bir yıldız, dünyanın dört bir yanına ışıklar saçtı; oda içinde birçok meşale yandı zannettim. Çünkü o saadet yıldızı, koca bir nur ile doğdu. Amine’den bütün âleme bir nur yükseldi ki yerle gök arasında nurdan başka bir şey görünmedi." Amine Validemizde “göğsünden dünyayı aydınlatan bir nurun doğuşunu” zikretmektedir.

Abdurrahman bin Avf (ra)’ın anası Şifâ Hâtûn ise şöyle aktarıyor; "Hz. Peygamber (sav) dünyaya teşriflerini ben almıştım. Elimin üstüne düştüğü anda bir ses işittim; “Allâh (c.c.)’un rahmeti üzerine olsun” dediğini duydum. Doğu ile batı arasının nurla dolduğunu ve Rum ülkesindeki bazı köşkleri gördüm ve yine o anda Peygamber (as.)'ı emzirdim, sarıp yatırdım. Birden vücudum titredi, gözlerim karardı ve Peygamber (sav) gözümden kayboldu. Ve ne oldu deyince; “doğu tarafına götürdüler” diye kulağıma bir ses geldi. Bu söz kalbimden hiç gitmedi. Tâ Hz. Peygamber (as.) peygamber oluncaya kadar unutmadım bunu ve ilk Müslüman olanlardan biri oldum."

Alemlerin sevgilisi, iki cihan güneşimiz, mevcudatın sırrı olan Hz. Peygamber (as)'ın doğumu ile meydana gelen bazı haller şunlardır: Resûlullâh (as.) Efendimiz’in doğduğu gece Sâve gölünün suyu kaybolmuştur birdenbire kuruyuvermiştir. O geceye gelinceye değin bir damla su görülmemiş olan Semâve çölünde çeşitli ırmaklar-suların çıktığı görülmüştür.. İran Kisrasının sarayından on dört burç-sütun yıkılmış-devrilmiştir. Fars ilinde ateşe tapanların bin yıldan beri yanan ateşleri Efendimizin nuruyla sönmüştür. Böylesi hadiseler, Ahmet, Mahmut, Muhammed ve Mustafa ismiyle müjdecinin, kurtarıcının gelişine işaret etmiş hadiselerden bir kaçıdır. Beklenen son peygamber bütün insanlığı aydınlatmak, uyandırmak, tevhide davet için artık gelmiştir. Rabbimiz şöyle buyuruyor; "Seni alemlere rahmet olarak gönderdik". " Muhakkak sen en güzel ahlak üzere gönderildin" buyuruluyor. Mevcudatın yaratılış sebebi gelmiştir. "Sen olmasaydın ben bu alemi yaratmazdım" denilen müjdecimiz, sevgilimiz, iki cihan güneşimiz, efendimiz gelmiştir. En sevgili olan odur. Allahı sevmek Rasulüllahı sevmektir. Rasulüllahı sevmek Allah (cc.) sevmektir. Onu sevmek demek Kuran ve sünnet üzere hayatı tanzim etmek ve yaşamak demektir.

Kıymetli Dostum, Üniversite yıllarından bu yana beraber olmaktan sürur duyduğum Dr. Cemil Bağlama'dan Efendimiz (as)'le ilgili gelen mesajın aynıyla sizlerle paylaşmak istiyorum:

"Sahabe, İki Cihanın Efendisine olan sevgisini anlatmak istediğinde "anamız-babamız, canımız sana feda olsun Ya Resulallah" derlerdi.

Biz gaye insan, ufuk Peygamber'i Allah'ı sevdiğimiz için severiz.

O'nu Allah "sev" dediği için severiz. O'nu Allah sevdirdiği için severiz. O'nu bize sonsuz mutluluğun yolunu gösterdiği için severiz. O'nu bizim saadetimiz için bir ömür eza ve cefaya katlandığı için severiz. Onun içindir ki biz O'nu, O'nu görmeden de çok ama çok severiz. Allah Rasülü'nün varlığının kaç bahar'a bedel olduğunu bilmeyenler; O'nun yokluğunun ıstırabını duyabilir mi? Çok zor, ama imkansız değil.

Ey Allah'ın Rasülü; Sevmeyi ve merhameti senden öğrendik. Yaşamanın ve ölmenin, ölmeden önce ölüp öldükten sonra yaşamanın ve yaşatmanın sırrını senden öğrendik. Yokluğunda seni çok özledik Ey Nebi. Sana değen rüzgarı, Seni örten bulutu çok özledik. Özlemeyi, sevmeyi, sevilmeyi, sevindirmeyi çok özledik. Aşkı, gözyaşını, müsamahayı, ahlakı, adabı, irfanı, feraseti, basireti, adaleti, muhabbeti çok özledik. İzzeti, Hikmet'i, şefkati, hürmeti, merhameti çok özledik. Seni çok arıyoruz, Seni çok özlüyoruz Ya Rasülallah! Bizi bu çağa, bu hayata, bu yaşadıklarımıza karşı dik tutan senin sevgindir, senin kokundur. Yel essin, kokun gelsin Ya Rasülallah!

Allah’ım; yaradılışımızı güzel kıldığın gibi ahlakımızı da güzelleştir. Kur’an ahlakı ile, Sevgili Peygamberimizin ahlakı ile ahlaklandır. Ahirette şefaatine eriştir. Kıyamet gününde Livaül Hamd Sancağı’nın altında buluşmayı nasip eyle.

Allahümme salli ala Seyyidina Muhammedin ve ala ali seyidina Muhammed." Salat ve ve selam Efendimize, Ehli Beytinin, Enbiyanın, Evliyanın cümlesinin üzerine olsun.

www.recepgarip.com