Hani başımıza sıkça geliyor…
Hani başımıza sıkça geliyor…
8-10 milyonluk nüfuslu ülkelerin takımları gelip bizi evire çevire yeniyor ya…
Sonra biz 80-100 milyonluk bir ülke olarak kebapçı kavgalarının ve “tazminatımı verin ulan” tartışmalarının içinde boğuluyoruz ya…
Mesela Yılmaz Vural hiç aklımıza gelmiyor.
Dünyanın en zevksiz futbolunu oynatan pir-i fanisini kurtarıcı olarak getiriyoruz.
Siyasetimiz de öyle…
“İyi Parti”nin amblemini tartışıyoruz.
O amblemin her tarafı maksatlı olsa…
Hem Tapınak Şövalyelerine ve hem maklubecilere ve hem bilmediğimiz her yere ezoterik mesajlar yollasa…
İyi’nin iyi’si de Diriliş’in Kayı’sından gaz devşirse…
Ne olur?
Kurucu diye toplanan zevatın şeceresi boy boy çıktı.
Her biri numune.
Meral Abla zaten Pensilvanya’dan almış gazı. Oradaki çocuklar “Demir Leydi” diye sarhoş naraları atıyor…
Biz de boncuk arıyoruz.
İyi Parti tartışmalarına hayret ediyorum.
Türkiye’nin ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu…
Ona da hayret ediyorum.
Bekri Mustafa’nın Ayasofya’ya imam olması gibi bir şey.
Bu siyasi manzaranın tartışılacak tarafı var mı? Nesine kulp takacak, nesini tevil edeceksiniz?
Cumhurbaşkanı adayımız Mail Büyükerman ile hava-cıva bakanı Ali Rıza Septioğlu arasında sosyolojik teze konu olacak o kadar çok isim var ki…
Hasan Mezarcı sıradan bir “balatayı sıyırma” hadisesi midir?
Ve kapağı açılmamış rezil 1993 cinayetleri…
Sonra doğunun güneyinde arkasına aldığı aşiretin kelle sayısıyla vekil olmak için çırpınan ve bunu adamlık sanan “ağa”lar…
Ve bu “ağa”lara prim veren siyasi olgunluğumuz.
Aslında kitap olur; canı sıkıldıkça parti değiştiren ve bu konuda inanılmaz rekorlara imza atan vekillerimiz de var.
Veya dağdaki eşkıyanın meclisteki sümüklüleri…
Biz AK Parti’yi eleştirdiğimiz zaman, ayranı kabaranlar oluyor ki, ilaveten bu duruma da hayret ediyorum.
Recep Tayyip Erdoğan ama öyle ama böyle aldı çıtayı öyle bir yere koydu ki…
Var mı Siyonist’e ayar verecek?
Veya Birleşmiş Milletler Çadır Kumpanyasına?
Abla yapar mı diyorsunuz?
Ya o sırada Pensilvanya’dan “güneydeki dost ülkeye karışma” derlerse?
“Köpeği öldürene sürütürler” diye bir atasözü var…
Bunu tersinden okuyup, manzarayı düzeltme işinin de Tayyip Bey’in eline yapıştığını söylemek durumundayız.
Artık anayasa fırlatan yok.
Tank sesi de yok.
Koalisyonların da önünü kesti.
Aha manzara da bu…
Belediyeleri temizleme biçimini bizim kafa basmadı.
Du bakali ne olacak vaziyetinde seyrediyoruz.
Ama abladan olsa olsa Müge Anlı’ya rakip olur.
Hatta ona da olamaz.
Mezarcı gibi, bizim kayıştan da yanık kokusu geliyor.
Hadi hayırlısı.