Öyle büyük bir yapılanma ki, bünyesinde holdingler de var, kenar mahalle dükkanları da…

Ve çatısı altına giren her işletme, ister holding olsun, ister bakkal dükkanı “Sen bu işi yapamamışsın. Ya batırmışsın ya da vatan millet aleyhine çalışmışsın!” hükmü ve cezasıyla girmiş.

Şu anki durumuyla/ yapısıyla isminin bağdaşır bir tarafı yok.

TMSF= Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu…

Büyük bir çuval adeta…

Ve yukarıda belirttiğim gibi patronajı tarafından ama mali olarak ama vatana- millete hasım olarak suistimal edilen ne kadar irili ufaklı şirket varsa, bu çuvala doldurulmuş vaziyette.

Gördüğünüz ve anladığınız üzere henüz durum tespiti noktasından hareket ediyoruz.

An itibariyle bünyesindeki şirket sayısı bini aşmış olarak rivayet ediliyor fakat iki ay kadar önce yayınlanan basın bildirisinde durum şöyle açıklanmış:

“Bugüne kadar kayyım olarak görevlendirildiğimiz şirket sayısı 998’tir. Görevlendirdiğimiz yönetici sayısı ise 326 olup, bunlardan 83’ü TMSF personelidir.

TMSF kayyımlığındaki şirketlerin yönetim kadroları oluşturulurken, liyakat ve ehliyete büyük önem verilmekte, her biri alanında uzman, güvenilir kişiler seçilmesine özen gösterilmektedir. Şayet bir grupta birden fazla şirket var ise, aynı yönetim kurulu tüm şirketlere vaziyet etmekte, ancak yöneticiler tek bir şirketten huzur hakkı almaktadırlar.”

Büyüklükleri bir tarafa, konuları da bir o kadar karışık… Enerji şirketi de var. Mobilya şirketi de… Eczane de var gıda işletmesi de…

Peki bütün bunlar bir anormallik mi?

E tabii, anormalliklerin izalesi için alınan tedbirlerde de anormallikler olabilir.

Düşünsenize cirosu senelik 8-10 milyar olan bir şirkete paraşütle kayyım/CEO olarak tayin ediliyorsunuz. Şimdi bu tayinin, normalde patronun kontrolündeki bir şirkete alınan CEO kriterlerini karşıladığını düşünebilir miyiz?

İşbu yazı, Kayseri Boydak Holding’te su yüzüne çıkan acayiplikler sebebiyle kaleme alınmıştır.

Yaklaşık iki yıl önce el konmuş ve iki yılda 4-5 kez yönetim değişmiş…

Tam buraya avukatlı/ mahkemeli yabancı dizilerden bir klişe ne kadar yakışıyor: “Başka sorum yok hakim bey!”

Tekrarlayalım; senelik cirosu 8-10 milyar olan Boydak Holding yönetimi iki senede 4-5 kez değişmiş…

Şimdi “Kardeşim, 4-5 kez de ne demek… 4 mü? 5 mi?” dediğinizi duyar gibiyim.

E bilmiyorum, 4 mü, 5 mi de ondan…

Ara, sor, öğren, net bilgi yaz diyecek olursanız…

Maalesef.

Bunu yapmayacağım.

Çünkü Boydak Holding’te olup bitenleri kurcaladıkça, orada birilerinin canı yanıyor.

Rivayet muhtelif… Şayia bol…

Netice tuhaf…

Üç ay önce apar topar yönetimin başına getirilen şahsın Boydaklara yakın olduğu iddia ediliyor.

Bu şahsın, Boydak’taki FETÖ’cüleri koruyup kolladığı, hatta işten çıkarılanları da tekrar işe aldığı iddia ediliyor.

FETÖ- Boydak ilişkisini daha önceki yönetimlerin aksine titizlikle, inat ve ısrarla ortaya çıkarıp savcılığa veren ekibi de tasfiye ettiği iddia ediliyor.

İlk gelen yönetimin falanca bakanın ekibi olduğu, onların da akçeli işler sebebiyle sıkıntı oluşturduğu iddia ediliyor.

Öyle işte… İddia ediliyor…

Tabii TMSF marifetiyle yönetici olmak ve bir şirketin başına geçmek, psikolojik olarak da hem yöneticide hem de yönetilenlerde garip hislere sebep olabilir. Ve her açıdan… Ve her tarafta arızaya sebep olur.

El konulan şirketler bir şekilde tasfiye edilmeli/ satılmalı/ devletin sırtında suistimale müsait bir çeşit KİT’ler gibi yük haline gelmemelidir.

Ki biz de “iddia ediliyor!” kaçamaklı ve sıkıntılı mevzulara girmek zorunda kalmayalım…