Aldattığımız ve aldatıldığımız…
Fakat gerçekle alakasız, alakasızlığının da farkına varmak istemediğimiz bir durumun itirazıdır, “Şimdi bunun sırası mı?” tepkisi…
Sırası olmadığını düşündüğümüz şey veya bize “sırası değil şimdi” diye itiraz edilen şey her ne ise aslında hiçbir zaman sırası gelmeyecek şeydir.
“Şimdi savaşın ortasında, ülke bu durumdayken…”
Allah Allah…
Savaşıyoruz da hayat devam etmiyor mu?
Zaten şavaşırken de hayatı devam ettirebildiğimiz için farklı değil miyiz?
Türkiye’de ekonomik durgunluğun olmadığı veya kriz beklentisinin dillendirilmediği bir zamanı hatırlıyor musunuz?
Çıkın sorun; işler hep kesat!
Bilmem ne sektörü patladı patlayacak!
Vatandaşın cebinde para yok!
Bu böyle gitmez!
Bu dırdırda ne kadar ciddi isek “şimdi sırası mı” diye ötelediğimiz ve ötelenen şeyler hakkında da o kadar ciddiyiz.
Kanalın birinde savaşın ortasına canlı bağlanmışlar, bomba sesleri eşliğinde telaş ve heyecan…
Geç öbür kanala, yemek programında hödük mercimek çorbasının içindeki tanelerin yeterince ezilmediğinden bahsederek ev sahibine çemkiriyor.
Yörükler askerimize keçisini koyununu kesip yollarına dizilirken, gezi imamı mealci şovmen “Kızılelma şirktir…” diye başlayan herzelerini, milleti enayi yerine koyarak pazarlamaya çalışıyor.
Amerika’ya hatta bütün dünyaya efelenen ve bundan da memnuniyet duyduğumuz devletimiz, gezinin bu piyonunu veya savaşa hayır kancıklığıyla gayr-ı milli bir hatıra fotoğrafı veren içimizdeki ihanet kadrosunu umursamıyor.
Sırası mı şimdi…
Sırası…
Hep sırası…
İhanetse söz konusu olan, saniye ötelemek de ihanet olur…
Veya Diyanet Dergisinde deizme methiye düzen adamı din adamı zannetmek de:
“Deizmin yaptığı en büyük hizmet, doğal, aklî, evrensel, ahlaki olana yaptığı vurgu ve dinlerin parçalayıcı birer mekanizma olarak çalışmalarına karşı toleransa davet etmesidir."
Soyadı düzgün ama fikirleri arızalı olan bu adam ve benzerleri hem diyanet camiasında hem de devletin her köşesinde fink atıyor ve kabul görüyor…
Sırası mı Diyanet’e çakmanın?
Ne alaka?
Askerimizin vatanı koruduğu vasatta, diyanet de güya imanımızı koruyacak! Ne orduda ne diyanette şirazesi kaymış beyinlere tahammülümüz yok!
“Beni beklemesinler!” imanı ve işe yararlığıyla silahını ve vatanını sahiplenen askere karşılık, “Savaşa Hayır” diyen hiçbir ismi insan yerine koymayacağım. Yazarsa okumayacağım. Komedyense gülmeyeceğim. Siyasetçiyse sandığa gömeceğim.
Her türlü hainlik ve şerefsizlik için kimse “sırası mı?” diye düşünmezken, artık “sırası mı şimdi” itirazına karşı çıkacağım.
Evet, sırası!
Tarihime, dinime, milletime, vatanıma kazara bile olsa yan bakana hesap sorulacak.
O 170 küsur savaşa hayır küstahı sokağa çıkarken hakaret ettikleri insanların ve toprağın tepkisini hesaba katacak.
Kahpeliğin özgürlüğü mü olur?