Sokakta hayvana, evinde sevdiklerine, bahçesine, balkonuna, komşuna iyi bakan insanlar nerede?
Coğrafya kader midir?
Bu yıl dünya çapında mücadele ettiğimiz pandeminin travması üzerine bir de deprem eklendi...
Canlarımız gitti yine İzmir’de…
Bir beladan kurtulalım derken bir başka belaya yakalanıyoruz, neden?
Depremler… Afetler… Yaşadığımız topraklarda hep vardılar hep de var olacaklar…
Peki neden ölüyoruz bile bile,
Neden öldürüyoruz ya da…
Durumu siyasallaştırmaya, kamplaşmaya, sözde hümanizmle egzajere ederek romantikleştirmeye gerek yok.
Biz,
müteahhidinden,
denetleyicisine,
izin mercilerinden,
bilinçsiz ev alıp, satanına…
Bir sürü tuhaf zincir yüzünden ölüyoruz…
Diyoruz ki,
Teknik olarak her türlü zemine inşa edilebilir!
Evet doğru inşa malzemelerini, doğru düzgün seçerseniz…
Mühendisliğin önemini bilirseniz ve canlıya, yaşama hakkına değer verirseniz her türlü zemine inşaat yapılır!
Bağlık, bostanlık, ekim arazilerine, zemini yumuşak veya doldurulmuş yerlere yapılan mekânların sorumluları sözüm size!
Kirişi, kolonu kesen sözde işletmeci ve ticarethane sahipleri sözüm size!
Okulu, hastaneyi hakkıyla yapmayan naylon müteahhitler sözüm size!
Yaşamak bir kültürdür
Şimdi bu bağlantıyı nasıl kurdun diyeceksiniz,
Yazayım…
Bir dönem eşinin kolundaki bilezikleri satarak büyükşehre gelip kaset/plak şirketleri kuranlar müziğimize yön verdiler!
Her şeyi çalakalem her şeyi bilgisizce yaptılar.
Telif, hak, değer kavramları yoktu
Temel bozuktu…
Bunun üzerine inşa edilen müzik kültürü de
Depremzedeydi!
***
Evde / iş hayatında sıkıldığı için sabah kalkıp internet bilgileri ile kişisel gelişimci hatta psikolog olmaya kalkışanlar, birçok insanın yaşamında da travmaya neden oldular…
Temel bozuktu...
Bunun üzerine inşa edilen anlayış ve “danışanlar” depremzede oldu…
***
Sadece kadrolaşmak için uzmanı olmadığı alanda uyduruk intihal dolu kağıtları/ sözde kitap, makaleleri yazan akademisyenlerin işgali sürüyor!
Temel bozuktu... Bunun üzerine inşa edilen akademi depremzede oldu…
***
Dahası...
Sözde organik tarım,
Alışveriş merkezlerine lokantalara yapılan sözde bebek bakım odaları
Bina girişlerinde konulan dar ve dik engelli yollar,
Kentsel dönüşüm binalarındaki boşluk alanların odaya balkona çevrilmesi,
Yağmur yağdığında içi gölet olan yollar,
Süper marketlerin kaldırım işgali
ve sebze reyonlarının yollara taşması ve bu çöplerin sokak boyunca yayılması
Kaldırıma park eden araçlar,
Yeddi emin otoparkları,
Hiçbir yararı olmayan öğlen kuşağı televizyon yayınları,
Bir toplumun içini çürüten diziler, kurgular, senaryolar, yapımlar…
Hepsi ama hepsi bir zihniyet ürünü
Hepsi bir yaşam kültürü
Şimdi soruyorum
Bu yaşam kültürü bizim mi?
Sokakta hayvana, evinde sevdiklerine, bahçesine, balkonuna, komşuna iyi bakan insanlar nerede?
***
Diyor ki uzmanlar…
Afet anında
Kurtarma uzmanı
İlk yardım uzmanı
Koordinasyon görevlisi
Sağlıkçı değilseniz, enkaz altındaki insanlara ve yıkık binaların çevresinde, üstünde yapacağınız doğru bir katkı yoktur
DEPREM ALANINDA DURMAYIN
Depremin hemen ardında binanız ve çevrenizdekiler etkilenmediyse arabalarınıza binip oraya buraya GİTMEYİN.
O yollara ihtiyaç var araç trafiği yapılacak en zarar verici davranıştır.
***