1877-1878 Türk-Rus savaşı sırasında esaret altında yaralanan 49 Osmanlı askerinin anısına dikilen bir anıt var Ukrayna'da.

“Küli nefsin zâikatü’l-mevt

Bin iki yüz doksan dört sene-i hicriyesinde
Devlet-i Osmaniye ile Rusya devleti
Beyninde vuku bulan muharebede asakir-i
Osmaniyeden kırk dokuz nefer muhafiz
Vatanları üçün mecruhen esir tutulup
Strizavkada Kont Tadeusz
Groholski’nin hanesinde mute’essiren
Şehid olmuş olduklarından bekayı
Ervahları içün mayline Groholski
Bin iki yüz doksan sekiz sene-i hicriyesinde
Miladın bin sekiz yüz seksen
Bir senesinde işbu eseri vaz’eyledi
Rahmetullahi aleyhe…”

1877-1878 Türk-Rus savaşı sırasında esaret altında yaralanan 49 Osmanlı askerinin anısına dikilen bir anıt var Ukrayna’da.

Adı Strijavka Şehitlik Anıtı.

93 harbinde esir düşen ve Ukrayna’nın Vinnitsa şehrine bağlı Strijavka köyünde yaralı olarak götürüldükleri sahra hastanesinde ölen 49 Türk askeri anısına dikildi.

Üstündeki kitabede yazılı olanları ise başta paylaştım sizinle.

Çevirilere göre, metinde 49 Türk askerinin gömüldüğü anlatılıyor, ancak isimlerinden söz edilmiyor.

Dönemin padişahı Sultan Abdülhamit’in isteği üzerine Polonyalı bir zengin, Kont Tadeusz Groholski tarafından 1881’de yaptırıldı...

Abdülhamit mezar taşını İstanbul’dan gönderdi.

Bu topraklar için en trajik savaşlardan biriydi, 93 Harbi.

Osmanlı askerinin neredeyse yarısı Rus ordusu tarafından ele geçirilmişti.

110 binin üzerinde bir sayı telaffuz ediliyordu.

O esir askerler Rus İmparatorluğu’nun Avrupa kısmındaki çeşitli şehirlerine gönderiliyorlardı...

Askerlerin pek çoğu öldü.

Dönemin kaynaklarına göre Müslüman cenazelerini, komşu ülkelerin mezarlıkları kabul etmek istemedi.

Tadeusz Grocholski mezarlığa büyük bir arazi bağışladı.

Anlatılanlara göre, zamanla bu kadar çok talihsizin bu topraklarda dinleneceğinden korkarak, tarlayı bir hendekle ayırmayı etrafına çam ağacı dikmeyi emretti.

Grocholski anıtın İstanbul’dan teslimini de üstlenerek, Türkçe bir yazı oydurdu.

Anıt, Türk bayrağına dayanan beşgen bir yıldız ve hilal ile taçlandırılmış bir stel şeklinde yapıldı.

Mermer taşın tamamında çiçekli süslemeler ve hilaller var.

Anıtın en önemli özelliği ise Ukrayna’da korunmuş tek tarihi Osmanlı anıtı olması…

Dahası,

Odessa’daki Tatarpınarı Kalesi

Lviv’deki Yüksek Kale

“Küçük İstanbul” olarak da bilinen Kefe’deki Müftü Camii

Kırım’daki Mengli Giray Türbesi

Yine Kırım’daki Zincirli Medrese

Kamyanets-Podilski’deki Kamaniçe Türk Köprüsü ve Kamaniçe Türk Minaresi

Sudak’taki Suğdak Kalesi

Ve Sivastopol Türk Şehitliği, Meçişçiv Şehitliği gibi bölgede onlarca şehitlik…

Hepsi o kadar önemli, o kadar değerli varlıkları ki,

Neden yazdığımı tahmin edebiliyorsunuzdur.

Savaş sonrası önce insan kıyımı gözler önüne serilir ardından yerleşim yerlerinin çöktüğü görüntüler ve ardından,

Bölgenin tarihini, kimliğini oluşturan kültürel varlıklar iç acıtır.

Yokturlar artık, hafıza silinmiştir.

Olan insana ve tarihe oluyor da kim bununla dertleniyor?

***

İki söz…

“Eğer geneli kucaklayan bir ideanız, bir felsefeniz yoksa o zaman yüzünüze karşı esen olumsuz rüzgardan hareket edemez hale gelirsiniz… Hatta onun peşi sıra sürüklenirsiniz. Böylece karşı tarafın felsefesinin dinamizminin insafına terk edilirsiniz.”

Fransız general André Beaufre

**

“Uygarlığın gelişmediğini söyleyemezsiniz;

her savaşta sizi yeni bir yolla öldürürler…”

Will Rogers