Hepimizi bir süredir kedere boğan ve aynı zamanda öfkelendiren bir olay Narin kızımızın katledilmesidir. Konunun ayrıntıları sözlü, yazılı ve görsel medyada uzun bir süredir tartışılmaktadır. Bunları burada tekrar etmeyeceğim. Ancak bugün Narin kızımızın ölümüne sebep olan toplumsal ve iktisadi yapıyı anlatacağım.

Biraz sosyoloji ve biraz iktisat bilimlerinin kavramlarından yararlanacağım. Allah Narin kızımıza rahmet eylesin, kabri nur mekânı Cennet olsun. Katillerinin önce Devlet sonra da Allah cezasını versin.

Ben kendimi bildim bileli bu ülkenin yeterince sanayileşememiş, modernleşememiş ve şehirlileşememiş bölgelerinde töre cinayetleri diye bir şeyden bahsedilir. Bunların çoğunda mağdur kadınlardır. Bizim bildiğimiz töre veya namus cinayetlerinin çok daha fazlası da mağdurun ailesi veya çevresi tarafından sumen altı edilir. Olayın ve suçun hakikati resmi makamlar ve kamuoyundan gizlenir. Bunun sebebi orta çağ tarım ekonomisinden kalmış ve halâ daha iktisadi ve toplumsal gelişimini sağlayamamış bölgelerimizdeki aşiret veya aşiret benzeri topluluklardır. Bu topluluklar toplumun tabi olduğu genel kurallar olan hukuk kurallarına ve onları uygulayacak devletin resmi makamlarına göre değil kendi geleneklerinden tevarüs ettikleri “töre” denen “sözlü kurallara” ve onları uygulayan “ağa” veya “aşiret reisine” göre yönetilir. Modern toplumda, bu toplulukların ister istemez devlet ve hukukla çatışması kaçınılmazdır.

İlk önce topluluk ve toplum nedir? Onu anlatalım. Sonra topluluk türleri ve topluluk ilişkilerini sınıflandıralım. Daha sonra da aşiret bunlardan hangisine girer, anlatalım.

TOPLULUK VE TOPLUM

Alman sosyolog Ferdinand Tönnies, 1887 tarihli “Gemeinschaft und Gesellschaft / Topluluk ve Toplum” adlı klasik eserinde iki tür insan birlikteliğini tanımladı: Gemeinschaft (genellikle topluluk veya cemaat olarak çevrilir) ve Gesellschaft (toplum veya cemiyet). Tönnies, sosyal bağlar hakkında düşünmenin bir yolu olarak Gemeinschaft-Gesellschaft ikilemini önerdi. Hiçbir grup yalnızca biri ya da diğeri değildir. Topluluk, kişisel sosyal etkileşimleri ve bu etkileşimlere dayalı rolleri, değerleri ve inançları içeren insan grubudur. Toplum ise dolaylı etkileşimleri, kişisel olmayan rolleri, resmi değerleri ve bu tür etkileşimlere dayanan insan grubu anlamına gelir. Her birey farklı toplulukların üyesi olabilir. Ancak tek bir toplumun üyesidir. Topluluklar golf klubü üyeliği, futbol klubü taraftarlığı veya tarikat mensubiyeti gibi insanların tercihlerine göre oluşturulan insan gruplarıdır. Öte yandan toplum bütün bireyleri kapsayan ortak değer ve normlara dayanır. Yani toplum toplulukların hepsini içeren en büyük insan grubudur.

TOPLULUĞUN TANIMI VE TÜRLERİ

Topluluk; yer, normlar dizisi, kültür, din, değerler, gelenekler veya kimlik gibi sosyal açıdan önemli ortak özelliklere sahip bir sosyal birimdir (yani bir bireyler grubu). Topluluklar, iletişim platformları aracılığıyla belirli bir coğrafi alanda (örneğin bir ülke, köy, kasaba veya mahalle) veya sanal alanda yer alan bir yer duygusunu paylaşabilir. Yakın soy bağlarının ötesine uzanan kalıcı iyi ilişkiler aynı zamanda insanların kimliği, uygulamaları ve aile, ev, iş, hükümet, TV ağı, toplum veya insanlık gibi sosyal kurumlardaki rolleri için önemli olan bir topluluk duygusunu da tanımlar. Topluluklar genellikle kişisel sosyal bağlara göre küçük olsa da, "topluluk" aynı zamanda milli topluluklar, uluslararası topluluklar ve sanal topluluklar gibi büyük gruplara bağlılığı da ifade edebilir. Örneğin hemşehri dernekleri, tarikat ve cemaatler, Yelken Klubü veya Büyük Klup Üyeliği, Kadıköy Maarifli, Galatasaraylı ve İstanbul Erkekli olmak, AK Parti veya CHP üyeliği gibi birçok topluluk olabilir. Bununla birlikte Uluslararası Yazarlar Birliği üyeliği veya Müslüman ve Hristiyan olmak gibi milli sınırları aşan topluluklar da olabilir. Bu anlamda Topluluk türlerini aşağıdaki gibi sınıflandırabiliriz:

1.Konum Tabanlı Topluluklar: Yerel mahalle, banliyö, köy, kasaba veya şehir, bölge, ulus ve hatta bir bütün olarak gezegen arasında değişir. Bunlara yer toplulukları da denir.

2.Kimliğe Dayalı Topluluklar: Yerel klik, alt kültür, etnik grup, dini, çok kültürlü veya çoğulcu medeniyet veya günümüzün küresel topluluk kültürleri arasında değişir.

3.Örgütsel Temelli Topluluklar: Aile veya ağ tabanlı loncalar ve dernekler etrafında gayri resmi olarak örgütlenen topluluklardan, daha resmi, birleşik derneklere, siyasi karar alma yapılarına, ekonomik girişimlere veya küçük, ulusal veya uluslararası ölçekte mesleki derneklere kadar uzanır.

4.Kasıtlı Topluluklar: Önceki üç türün bir karışımı olan bunlar, manastırlar ve tekkelerden modern eko-köylere ve konut kooperatiflerine kadar uzanan, ortak bir sosyal veya manevi amacı olan oldukça uyumlu yerleşim topluluklarıdır.

Toplulukları sınıflandırdığımız gibi topluluk içi ilişkileri de sınıflandırmamız gerekir. Böylece her bir topluluğu tanımlayabilmemiz için gerekli olan standart kriterlere ulaşırız. Paul James ve arkadaşları topluluk ilişkilerini haritalandıran bir sınıflandırma geliştirdiler. (James, Paul; Nadarajah, Yaso; Haive, Karen; Stead, Victoria (2012). Sustainable Communities, Sustainable Development: Other Paths for Papua New Guinea Honolulu: University of Hawaii Press.)

Buna bağlı olarak topluluk içi ilişkileri aşağıdaki gibi sınıflandırabiliriz:

1.Yere Bağlı Topluluk ilişkileri. Bu, belirli yerlere ve belirli insanlara kalıcı bağlılığı içerir. Geleneksel ve kabile topluluklarının aldığı baskın biçimdir. Bu tür topluluklarda toprak kimliğin temelidir.

2.Yaşam Tarzına Bağlı topluluk ilişkileri. Bu, ahlaki açıdan yüklü veya çıkara dayalı ilişkiler veya sadece aynı yerde yaşamak veya çalışmak gibi belirli seçilmiş yaşam biçimleri etrafında bir araya gelen topluluklara öncelik vermeyi içerir.

Dolayısıyla bunu da aşağıdaki alt formlara ayırabiliriz:

a. Ahlaki olarak sınırlı topluluk yaşamı: Birçok geleneksel inanca dayalı topluluk tarafından benimsenen bir yaşam biçimi.

b. İlgi temelli topluluk yaşamı: düzenli etkileşim anları için bir araya gelen spor, eğlence temelli ve iş toplulukları.

c. Yakınlığa Bağlı Topluluk İlişkileri: Komşuluk veya iş ortaklığının bir kolaylık topluluğu veya bir yer topluluğu oluşturduğu durum.

3. Önceden Planlanmış Topluluk İlişkileri. Bu, bir topluluğun bilinçli olarak yansıtılacak ve yeniden yaratılacak bir varlık olarak ele alındığı yerdir. Kapalı topluluk gibi ince bir reklam sloganı yoluyla yansıtılabilir veya siyasi entegrasyon arayan insanlardan oluşan süregelen birlikler, profesyonel projelere dayalı uygulama toplulukları, bireysel gelişimi, yaratıcılığı ve özerkliği güçlendirmeyi ve desteklemeyi amaçlayan birleştirici topluluklar biçimini alabilir. Bu anlamda millet, önceden planlanmış veya hayal edilen topluluğun en büyük biçimlerinden biridir.

AŞİRET NEDİR?

Aşiret bir kapalı topluluktur. Kapalı bir topluluk, dışarıdakilerle ve toplulukların dışındakilerle olan bağlantıları kasıtlı olarak sınırlar. Kapalı topluluklar dini, etnik veya politik nitelikte olabilir. Kapalı toplumların yönetişimi farklılık gösterir. Tipik olarak, kapalı toplulukların üyeleri ya topluluğa doğarlar ya da kabul edilirler. Kapalı topluluğun tam tersi, dış topluluklarla sosyal ilişkileri sürdüren açık topluluktur. Modern sanayi toplumunda, yukarıda verdiğim birçok örnekte olduğu gibi, topluluklar açık topluluklardır. Yani toplumun tamamı ve diğer topluluklar ile açık, şeffaf ve hesap verebilir bir ilişki içindedirler. Genel toplum kurallarına, devletin çizdiği sınırlara ve hukuka uyarlar. Üyeliğe girilmesi ve çıkılması bireysel tercihe bağlıdır. Böyle olunca örneğin Kanarya Sevenler Derneğinin yöneticisi bir suç işlerse diğer dernek üyeleri onu korumazlar. Aşiretler ise böyle değildir.

Aşiret hem konum tabanlı hem de kimliğe dayalı bir topluluktur. Mensupları belli bir bölgeden ve belli bir soydan gelirler. Topluluk İlişkileri açısından da yer ve yaşam tarzına bağlı ilişkilere dayanır. Topluma kapalı bir yapıdadır ve kuralları sözlü gelenekten gelen “Töreye” göre belirlenir. Aşiret mensupları aşirete doğarlar ve bazen evlilik yoluyla aşirete mensup olurlar. Orijinal olarak tarımsal üretime dayalı ve aşiret reisinin güdümünde hiyerarşik bir yönetim sistemi bulunur. Aşiretin yöneticilerinden biri suç işlerse Töre gereği bu devlete ihbar edilmez. Suç sumen altı edilir. Narin Kızımızın içinde doğduğu ve öldürüldüğü yapı budur.

Pekiyi bu yapılar 21’inci yüzyılda nasıl neşv-ü nema bulur? İnsanların vicdanı ve aklı nerede? Bu soruları da pazartesi cevaplayalım…