ABD ise koronavirüs aşısı üzerinde çalışan Alman biyoteknoloji firması CureVac'a araştırmalarını ABD'nin kullanımına sunması için para teklif ettiği haberleri ile karşımıza çıktı.
Koronavirüs, görülen yüzü ile Çin'in Vuhan'daki Huanan deniz ürünleri pazarından kaynaklanıyor.
Bunun aksine virüsün laboratuvar ortamında üretildiğini ve biyolojik silah olduğunu iddia edenler de var.
Dünya genelinde birçok ülkede görülen ve çok sayıda insanın ölümüne sebep olan koronavirüse karşı aşı geliştirme çalışmaları devam ederken ise bu konuda bile rekabet eden bir zihniyetle karşı karşıyayız.
Savaş ve işgal gibi yöntemler ile insanların hayatına kıyanlardan başka türlüsü de beklenmezdi.
Bir süre önce Çin'in Ankara Büyükelçisi Deng Li, ülkesinden dünyaya yayılan koronavirüs aşısına ilişkin değerlendirmede bulunmuş "ABD'liler 12 haftada aşı bulacaklarını ilan etti ama Çin hükümeti ABD'den daha önce bu aşıyı bulacak. Uzmanlarımız koronavirüse işe yarayabilecek birkaç ilaç tespit etti” demişti.
ABD ise koronavirüs aşısı üzerinde çalışan Alman biyoteknoloji firması CureVac’a araştırmalarını ABD’nin kullanımına sunması için para teklif ettiği haberleri ile karşımıza çıktı.
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas da ABD Başkanı Donald Trump’ın ABD’nin aşının haklarını satın almasını istediği yönündeki haberler üzerine "Bu virüsü sadece birlikte yenebiliriz. Birbirimize karşı değil" şeklinde konuştu.
Firmanın hissedarı ve Alman kulübü Hoffenheim'ın sahibi Dietmar Hopp ise aşıyı bulmaya çok yaklaştıklarını söyleyerek Trump’a "İnsanlara yardım etmek istiyoruz. Ancak, bunu sadece belirli bir ülkedeki insanlar için yapmayacağız. Tüm dünyaya yardımcı olacağız." sözleriyle yanıt verdi.
Ülkemizde virüsün sorumlusu olarak ABD, Çin ya da İsrail olarak görülürken Haaretz gazetesi, İsrail'deki bir araştırma merkezinin yeni tip koronavirüse karşı aşı geliştirdiğini "birkaç gün" içinde kamuoyuna duyuracağını iddia etti. Ama henüz onlardan da ses çıkmadı.
Siyonistler daha çok her zaman olduğu gibi kötülükle meşgul. İsrail, işgal altındaki Doğu Kudüs'te koronavirüse karşı dezenfekte çalışması yapan 12 Filistinliyi gözaltına aldı.
Her koşulda Filistinlilere eziyet etmeyi sürdürüyorlar.
Virüsün etkilediği ülkelerden biri olan İran’da da aşının bulunduğu iddia edildi ama gerisi gelmedi.
Ülkemizde ise tüm önlemler alınırken ilk koronavirüs vakası olduğu açıklanıncaya kadar “Neden Türkiye’de yok?” diyenler rahatlamış olmalı!
Fırsatçıları, cezaevindekiler serbest bırakılsın diyenleri, “camilerde cemaatle namaz kılmaya devam etmeliyiz” açıklaması yapanları, virüs bahanesiyle evlere girip hırsızlık peşinde olanları konuşmak durumunda kaldığımız bir dönemden geçiyoruz.
Oysaki “Hep birlikte bu süreci nasıl atlatırız?” sorusu üzerinde yoğunlaşmamız gerekiyor. Konuyu kaos ortamına çevirmemek gerekiyor ama hakikaten benzeri görülmemiş bir durum ile karşı karşıyayız.
Bunlar bir yana bu süreçte ihtiyaç sahiplerini de unutmamak gerekiyor. Belki bazıları yine kızacak ama sokaktaki hayvanları dahi düşünmek zorundayız. Normal zamanda bile maddi sıkıntı nedeniyle zor geçinenler için de yapılacak bir şeylerimiz olmalı.
Büyük sıkıntılardan biri de ekonomi. Birçok işletme şu anda bile zarar etmiş durumda. Virüs ile ilgili önlemler kapsamında işletmeler çalışmaları tamamen durduğunda insanlar maaş alamayacak. Dileğimiz böyle bir durumun yaşanmaması ama bu olası bir durum.
Elbette hükümet bu konuda da tedbirler alacaktır.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, koronavirüs krizi nedeniyle piyasaların likiditeye erişiminde aksaklık olmayacak şekilde önlemler alındığını ve alınacağını söyledi.
Sektörleri kapsayacak destek ve önlemler uygulanacağını belirten Bakan Albayrak, atılacak adımların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından bu hafta açıklanacağını bildirdi. (Açıklamanın bugün yapılması bekleniyor.)
İş dünyasından da yapılan açıklamalar bulunuyor.
Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), hükümete olduğu kadar iş dünyası örgütlerine, tüm işletmelere ve iş dünyası liderlerine de önemli görevler düştüğüne dikkat çekti.
TÜSİAD ise “İş dünyası olarak gerek toplumumuzun sağlığı gerekse ekonomimiz açısından bu dönemin en az hasarla atlatılması için üzerimize düşeni yapmaya hazırız.” İfadelerini kullandı.
Bizlere düşen ise panik yapmadan uyarıları dikkate almak. Allah’ın izniyle bu günlerde geçecek. Zor ama imkansız değil.