Dünkü yazımdan bir alıntıyla başlamam tuhaf olur mu? Dilerim olmaz. Çünkü dünden kalan sohbeti başka bir düzlemde devam ettirmek niyetindeyim.
“Çok normal olduğumuz söylenemez. En uçta yaşayanlarımız için Deliler diye bir Osmanlı filmi bile yapıldı. Deliydik, yedi düvele kafa tuttuk. Akıllı işi değildi yaptıklarımız.”
Böyle demiştim. İşte bu filmin Almanya’daki gösterimi yasaklandı. Neymiş? Osmanlı kokuyormuş. Domuz ahırı kokacak değil ya. Tabii Osmanlı kokar, doğru olan budur bu topraklardan çıkacak film için. Türklük duygusunu öne çıkarmanın adı Osmanlı kokmaktır. Rahatsızlığımız yok. Deliler, kendi canlarını hiçe sayıp din ve devlet uğruna kellelerini ortaya koymuş insanlar. Mezarları bile olmayanları vardır. Rabbim hepimize vatan delisi olmayı nasip etsin. Delilere de gişede başarılar dilerim. Almanya’da da tez zamanda izleyiciyle buluşurlar inşallah.
Başka delilere geçelim. Kızılay 150 yaşında ve bu tarihi dünyadaki bilgi birikimini bir araya getirmekte kullanıyor iyi de yapıyor. Dün İstanbul’da uluslararası katılımla “Kızılay Talks” adında bir toplantı düzenlendi. Konuşmacılar arasında dünyanın farklı yerlerinden ilham verici isimler vardı. Meselenin farklı boyutlarını ele aldılar. Dünyada silahlanmaya harcanılan parayla insani yardıma ayrılan bütçe arasındaki tezat dile getirildi. İnsani yardım alanındaki akademik çalışmalarıyla öne çıkan profesör Mukesh Kapila, TRT World Citizen inisiyatifinin yöneticilerinden Zia Ahmad öne çıkan isimlerdi. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ve Sınır Tanımayan Doktorlar öne çıkan kurumlardı ve hepsi de Kızılay’ın ne demek olduğunu hem bize hem de tüm dünyaya öz bir şekilde ifade ettiler. Zia Ahmad, kendi mülteci hikayesiyle bezediği Afganistan’dan Kaliforniya’ya yolculuğunu anlatırken sahnedeki hilali işaret ederek mülteci yolculuğunda Kızılay’ı gördüğünde kendini güvende hissettiğini söyledi. Tüm salon sahnedeki bu adamın hikayesine tanık oldu ve orada olmanın ne anlama geldiğini idrak etti.
Hayatımıza anlamlar katmaya çabalıyoruz. Gerçek zenginliğe bu şekilde ulaşacağımızı bilmenin ötesinde hissediyoruz. Kızılay Talks sadece insanlık için çalışan insanları bir araya getirmedi. Dünyanın farklı ülkelerinde birbirlerini ancak zorlu koşullarda afetlerde gören iş arkadaşlarının da selamlaşmasını sağladı. Kurumları farklı olsa da dilleri, dinleri farklı olsa da insanlık için bir araya gelen bu insanlık delileri daha güzel günler görebilmemiz için çabalayıp duruyor. Çabalarının karşılığını tam olarak aldıklarını söylemek mümkün değil. Zaten böyle bir beklentileri de yok. İstedikleri sadece şahit oldukları insan ıstırabını bir nebze olsun hafifletmek.
Delirmek istiyorsanız ve tedavi edilmez bir delilikle güzel bir ömür sürmek istiyorsanız sizi iyiliğin büyülü dünyasına davet ediyorum. Yapabileceğiniz çok şey var, sadece ihtiyaç sahibi olanlar için değil. Kendiniz için de. Ağırlıklarınızdan kurtulup anlamlı bir geleceğe adım atmak için insanlık delisi olmanız yeterli. Ben adaletsizlik pençesindeki insanlara mutluluk taşımak için canını hiçe sayan Osmanlı delileriyle günümüzde insan acısını dindirmek için bir araya gelen insanlık delileri arasında fark göremiyorum.